26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Calais’ten geriye koskoca bir dram kaldı

Calais’in gecekondu sınırının gençleri karşılama merkezinde, 17 yaşındaki Naeem ‘Yaşam çok zor, nereye gidilir’ diye iç çekiyor. Onun gibi kayıt altına alınmamış birçok genç, geçen günlerde rencide edilmiş, boşta, kapalı kapıların arkasında neyi beklediklerini bile bilmeden beklemekteler...

Calais’ten geriye koskoca bir dram kaldı
A+ A-

S. Hülya Aksu/Fransa

Resmi olarak, Calais gecekondu bölgesindeki sığınma kampının ‘yıkım ve tahliye işleri’ bitti. Ama aslında, refakatsiz çocuklar kampın çevresinde beklemekte ve devlet tarafından sağlanan imkanlardan yoksun bırakılmaktalar.

Çarşamba gecesini dışarıda geçiren çocuklar güneşin doğmasıyla uyandılar. Etraflarında birkaç saat önce kulübelerin ortasında başlayan alevler vardı. Onlar CAP’in (le Centre d'accueil provisoire- geçici kabul merkezi) önünde uyumuşlardı. Bu merkez şimdi refakatsiz çocukları karşılamak zorunda. Ancak bin 500 kişilik yer kapasitesi çoktan dolmuş durumda.

Çaresiz kalan çocukların neredeyse hepsi hislerini kaybetmiş durumda. Otoriteler tarafından belirlenen düzenlemelere uymadıkları için, (son uyananlar yardımla toplanan battaniyeleri üstlerinden sıyırarak) yemekleri dağıtan bir derneğin kamyonetine kilitleniyor. En az 50 kişi. Bu aşamada, yaşça daha büyük olanlar tahliye için üç gün daha beklemek zorunda. Yine bir gün önce saatlerce kendileri için henüz bir şeyin planlanmadığını bilmeden beklemişlerdi.

İLK HIÇKIRIKLAR

Çarşamba günü, Pas-de-Calais’in valisi Fabienne Buccio, ‘Bugün gerçekten bu gecekondunun son günü’ diye açıkladı. Ancak Perşembe sabahı her şeyin bitmediği ortadaydı. Kampın etrafındaki polis sayısındaki fazlalık bunu kanıtlamaya yetiyordu.

Uzun zamandır gönüllü yardımcı olarak çalışan Sylvie, bu durum karşısında sakinleşmiyor. Bir gece önce, üç gence gecelemeleri için bir yer bulmaya çalıştı. Valilik temsilcilerinin biriyle bir araya geldiğinde, bu çocukların yaşları sorun edilerek engellendi.

- Onlar 16 yaşında!

- Evet bayan, fakat onlar erkek...

Perşembe günü bu gecekondular tahliye edilirken, onların hıçkırıkları hiç durmadı. ‘Cabane Juridique’de (sığınaklar için hukuki destek birimi) gönüllü calışan Solène, bu çocukların içinden bazılarının aile birleşimi çerçevesinde İngiltere'ye transfer edileceklerini öğrendi. Sonunda onların Fransız topraklarında yayılmış bu resepsiyon ve rehberlik merkezleri olan CAO üzerinden yetişkinlerle birlikte aynı düzenlemelerle yönlendirildiklerini buldu

CAO NEDİR?

CAO (centres d'accueil d'orientation-Rehberlik Merkezi) İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve tarafından Kasım 2015 yılında kurulan rehberlik merkezleridir. Devlet ile anlaşma çerçevesinde dernekler tarafından yönetilen küçük yapılar ile göçle ilgili geçici süre iltica işlemleri yürütmek amacıyla yapılandırılmıştır. Bu dönemde mültecilere aylık bağlanmaz, ancak yasal destek verilmektedir.

CAO’NUN OLUMLU GERİ BİLDİRİMİ

Sylvie koruması altındaki iki gencin hükümet tarafından açılan CAO'ların birine götürülmek üzere bir otobüse binmeyi kabul ettiklerini öğrendiğinde rahatladı. ‘Bu gecekondu bölgesinde kalınmamalı. Bölgenin tasviyesine rağmen, operasyon hiç güç kullanılmadan tamamlandı. Burdan ayrılmaktan çok memnun olan mültecileri gördüm’ dedi.

"L'Auberge des migrants" derneğinin sorumlularından biri olan François Guennoc ‘Hükümetin önlemi CAO ile bu bölgeden ayrılmayı kabul edenler için işlev kazanıyor’ diye tasdik etti. Ancak endişeleri olduğunu da dile getirdi.’ Diğer çocuklara ne olacak? Kamptan İngiltere'ye gitmek istedikleri için kaçanlara, burada kalanlara ve buraya yeni geleceklere neler olacak?" dedi.

VERİLEN GÖZDAĞI TAHLİYELERDE ETKİLİ OLDU

Son grup göçmenlere gecekonduyu terk etme emri verildi. Direnenlere gözdağı verilmesi düşünüldü. Onlar emre itaat etmezlerse, sınır dışı edilmeden önce tutuklanarak gözaltına alınacak. Bu plan işledi ve perşembe günü, 200 ila 300 kişi gönüllü olarak CAO'ya gitmeyi kabul etti. Zaten Dernekler teyakkuzdayken bazı vukuatlı istisnalar hariç CAO’in yankılarının, çoğunlukla olumlu olduğu söylenebilir.

Mülteciler için durumlarının gecekondular arasında olmaktan daha iyi olacağı düşünülmekteydi, onları burayı terk etmek için cesaretlendirecek sözler verilmemişti. Gecekondu bölgesinin güneyi birkaç aydır tahliye ediliyordu. önceden 10 bin kişinin yaşadığı bu bölgede artık hiçbir şey kalmamıştı. Tahliyelerden sonra bitki örtüsü yeniden geri gelmeye başladı. Kuzeyde, günün ortasında , hala bazı yangınlar görülüyor. Bunlar geriye kalan bir kaç kişi . Onların da er ya da geç burayı terk edecekleri düşünülüyor.

‘RÜYA ÜLKE İNGİLTERE’

Birçok göçmenin İngiltere'ye geçiş yapmak ve buraya geri dönmesini önlemek amacıyla ve ‘vahşi’liğin tekrar o bölgede yapılanmasını engellemek için, Güvenlik Güçleri orada kalacak. Tavsiye başlamadan önce 3 bin kişi Paris’e ve Belçika’ya gitmişti; Calais halkı onların şanslarını yeniden denemek için tekrar geri dönebileceklerini düşünüyor.

GÖÇMENLERE 'IRKÇI PROFİLLEME’

Şimdilik polis şehrin etrafını kontrol ediyor. İstasyona gelen göçmenler baskı altında . Gelecek ay için endişeli olan François Guennoc “Göçmenler 'ırkçı profillemeye’ maruz bırakılıyorlar ki, yeniden Calais’e geri dönmesinler. Aynı zamanda polis bu vahşi kampları engellemek için şehirde sürekli devriye geziyor. Su an itibariyle bu kadro poliste mevcut, ancak bu durum ne kadar sürecek bilinmiyor?” diye soruyor.

"Buraya gelecek olanların hiçbir şeyi olmayacak, ne konaklama, ne acil servis, çünkü burada bütün imkanlar kaldırıldı. Artık Calais göçmenleri kabul etmek istemiyor."

Şu saatlerde , İngiltere diye ağlaşan ergenler, yine bir geceyi dışarıda geçirmek zorunda kalacaklar. Bilinmeyen gecede bilinmeyene arzu duyarak...

MÜLTECİLERE PASİF DİRENİŞ

Öte yandan CAO’lar vasıtası ile Fransa geneline dağıtılmaya çalışılan mültecilerin de durumu pek parlak görünmüyor. Onlardan bir tanesi bu hafta başı yaşandı.

Pazartesi günü Loubeyrat köyünün içinde öfke hakim oldu. Pazar gecesi gece yarısına doğru, EHPAD (Établissement d'hébergement pour personnes âgées dépendantes-bakıma muhtaç yaşlılar için bakım evi) personeli köşedeki bir binanın alevlerini ihbar etti. Alarm verildi. İtfaiye yangını yayılmadan kontrol altına aldı.

Bu önemsiz gibi görünen olay muhtemelen farkedilmeden geçilecekti. Burada sadece küçük bir ayrıntı vardı. Burası göçmenler için hazırlanan barınak ve rehberlik merkezi idi. Bu olay cezai bir durum içerdiği için Jandarma olayla ilgili soruşturma açtı. Her ne kadar bu yangında bir kurban olmasa da olay ‘sembolik’ olma değerini koruyor ve önemini de burada gösteriyor.

Bölgenin belediye başkanı Jean-Marie Mouchard bu durumu şiddetle kınadı ve ‘Bu alçakça ve tarif edilemez bir eylemdir’ dedi. Dayanışmanın bu tür eylemlere galip geleceğini bildirdi.

Mahalle sakinleri içinde ise şaşkınlık hakimdi. O bölgede fırında çalışan bir kişi « Karşılaştığım insanlar oldukça şoktaydı » diye olayı dile getirdi. ‘Böyle durumlarla karşılaşmaktan memnun olunamaz. Bu korkutuyor. Bu göçmenleri karşılamaktan bile çok daha korkutucu’ diye ekledi.

Diğer bir kişi de daha iyimser yorum yaparak: ‘Bu beni bundan fazla korkutmuyor. Bu dedikodulardan ve sürekli korkutan haber zincirlerinden etkilenen bazı salakların izole edilmiş davranışları olacak. Ancak, Göçmenler geldiklerinde, yüz yüze olacağız, ve bu durum cok başka olacak.’

Belediye ise bu konudaki kararlılığını belirtti ve ‘Bundan sonra dayanışma ve insanlığa hizmet konusundaki hamlemizi daha da ilerletmek istiyoruz. Her Pazartesi desteklerimiz artacak. Belediye başkanları, parlamenterler, kasaba sakinleri, yazarlarımız... Issoire'a kadar birçok kişi gönüllü olarak kendi hizmetini sunmak için öne çıkıyor. Tüm departman için şimdiden 72 yardım yeri belirledik. Ve yine şimdiden 500-1000 kg arasında kıyafet tarafımıza ulaştırıldı bile" diye duyurdu.

Yangın öncesi hiç kimse bu merkezin oluşturulmasına karşı ciddi bir şekilde karşı çıkmamıştı. Ancak kuşkusuz oy birliği ile alınan bir karar da değildi. Geçen Cuma gecesi, belediye bu proje üzerine halka açık bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanlar karşı olmasalar da, bazı sakinler endişelerini ortaya koymuştu. ‘Başkalarının parasıyla dayanışma taraftarı olmak kolay’ ya da bundan daha kötü olarak ‘Biz düşmanlarımıza bizim alanımızın alımını kolaylaştırıyoruz. Kuzuya kurdu emanet ediyoruz’ gibi karşıt olanlar düşüncelerini dile getirmişlerdi.

Görünen o ki, halk arasındaki pasif bir direniş hükümetin düzenlemeye çalıştığı mülteci sorununda gerçek anlamda çözüm sunmuyor.

Son Dakika Haberleri