Fazıl Say’dan dostu Ömer Hayyam’a selam
Nâzım Hikmet, Fazıl Say müziğinin büyülü dünyasında halkıyla bir kez daha bütünleşiyor; Atatürk’ün müzik devrimini adeta yok sayıp, sahip çıkmayarak çağdaş sanatlar konusunda sanatın düşmanları ile aynı konuma düşen okumuşlara inat, Türk gençliğine umut ve güç aşılıyor
Sadi Taneri
Büyük sanatçımız Fazıl Say; 12. Uluslarası D-Marin Klasik Müzik Festivali’nde: “Benim dostum, arkadaşım Ömer Hayyam’dan bir parça ile devam ediyoruz” diyerek sürdürdü konserini. Binli yılların şairi, bilim adamı Ömer Hayyam’ı taşıyıveriyor aramıza. Bin yıl arayla yaşayan iki sanatçı arasında arkadaşlıktan söz edilmesi oldukça şiirsel.
ABDÜLHAMİT ÇAĞDAŞ MÜZİĞE KARŞI MIYDI
Öte yanda, Cumhuriyet’in sanat kurumlarına ait her şeyi yağma edecek ve sanatçıları ortada bırakacak yasanın çıkartılması Osmanlı hayranlarınca bir daha denendi. Gerçekliğin dayatması karşısında sapır sapır dökülenler, Mustafa Kemal’e sarılmak zorunda kaldılar ve son anda torba yasadan çıkardılar bu maddeyi. Tarihin kültür ve sanat mirasından nasiplenmeyenlere kalırsa, 1826 yılında Mızıka-ı Hümayun’u kurarak, Donizetti’yi başına geçirip Batı müziğinin temellerini atan 2. Mahmut; Franz Listz’e övgüler düzen Abdülmecit; Valse Davet’i besteleyen Abdülaziz ya da V. Murat zinhar Osmanlı değil!
Hele istibdadın ve vesvesenin padişahı Abdülhamit’in tam bir klasik Batı müziği ve opera sevdalısı oluşuna ne demeli? Abdülhamit’in Avrupa’dan getirttiği sanatçılara İtalyan operalarını sahneletip izlediğini daha ne kadar saklayacaksınız tebaanızdan? Osmanlı Sultanlarının bile dışında kalamadıkları çağdaş sanatlara karşı bu düşmanlığı ne zamana kadar sürdüreceksiniz?
Osmanlı’dan aldığınız tek miras talan anlayışı mıdır? Cumhuriyet’in neyi varsa sattınız, sıra sanatı atmaya mı geldi? GATA’ya Abdülhamit’in adı verilmiş. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası salon inşaatının yıllardır bitirilmemesini sanat dünyası sorgulamaya hazırlanıyor. İktidar sahipleri Abdülhamit’e bağlılıkta samimiyet ölçütü olabilecek bu salon inşaatını hemen bitirip hizmete sunmalıdır. Kim bilir, böylece, Abdülhamit sayesinde müziğe olan düşmanlık sona erer ve kendilerini konser salonlarında görmeye başlarız...
HAYYAM’DAN SAY’A SANAT KARDEŞLİĞİ
İşte Fazıl Say! Sıcak, sevimli bir cümle ile Ömer Hayyam’ı arkadaş edinip hepimizin arkadaşı olarak yanımıza oturtuveriyor. Fazıl Say ve Genç Yıldızlar konseri Bodrum Kalesi’nde verdi. Berfin Aksu keman, Dorukhan Doruk viyolensel, Fazıl Say ve İraz Yıldız piyano çaldı. Bas Uğur Okay, Mezzosoprano Seda Taşpınar, Mezzosoprano Gülcan Burcu Değirmenci konserin diğer sanatçılarıydı. Fazıl Say konserde kendi bestesi Dört Şehir’i (Sivas, Hopa, Ankara, Bodrum) yorumladı.
12. Uluslarası D-Marin Klasik Müzik Festivali’nde yine Fazıl Say’ın bir başka eseri Nâzım Oratoryosu sergilendi. Şef İbrahim Yazıcı, “Aslında iyi bir vokal müzik sözlerle barışık, sözlerle aynı ruhta olmalıdır. Belki de Fazıl’ın çok geniş çevreler tarafından besteci olarak çabucak benimsenmesinin asıl sırrı burada yatmaktadır” diyor festival tanıtım kitabında. Oratoryonun eşşiz anlatıcısı Genco Erkal; solistler Serenad Bağcan, Arda Aktar. Nâzım Hikmet Korosu söylüyor ve Bilkent Senfoni Orkestrası çalıyor.
30 AĞUSTOS’U NÂZIM’LA KARŞILAMAK
Nâzım Hikmet, müziğin büyülü dünyasında halkıyla bir kez daha bütünleşiyor. Atatürk’ün müzik devrimini adeta yok sayıp, sahip çıkmayarak çağdaş sanatlar konusunda sanatın düşmanları ile aynı konuma düşen okumuşlara, yurdumuzun iç karartıcı haline, her türlü baskıya inat, kazanacağımızın cümle âleme ilanı olarak yükselmeye devam ediyor müzik. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Nâzım’la karşılayarak Türk gençliğine umut ve güç aşılıyor.
