18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Geleneksel Türk tiyatrosu ve Muammer Karaca

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

Asıl adı Muammer Ruşen olan Muammer Karaca (8 Kasım1906 - 28 Nisan 1978) Türk tiyatro ve sinema oyuncusu olarak Geleneksel Türk Tiyatrosunun önde gelen isimlerindendir. Geleneksel tiyatromuzla çağdaş tiyatroyu özümsemiş büyük usta bir oyuncuydu.

TULUAT NEDİR

Geleneksel Tiyatroda “Tuluat” önemli bir yer tutar. Tuluat; doğmalar, doğuşlar anlamına gelir. Edebiyatta bir tiyatro türünün adıdır. Seçilen belli bir konuyu, önceden yazılmış herhangi bir metne dayanmadan, sahnede akla gelen sözlerle işleyerek canlandırma esasına dayanan bir oyun şeklidir. Tuluatta oyuncular, seçilen konu ile ilgili, konunun akışına uygun olan sözleri sahnede kendileri bulurlar. Muammer Karaca bu türün önde gelen ustalarındandı.

KARACA’NIN YAŞAMI ŞÜKRAN HANIM VE EVLİLİK

Veterinerlik öğrenimini yarım bırakarak tiyatroya yönelen Karaca, ilk kez 1923’te Sahir Opereti’nde sahneye çıktı. 1924’te Darülbedayi’ye girdi ve “Renkli Fener” oyununda rol aldı. 1930’daki kısa süreli Süreyya Opereti deneyiminden sonra tekrar Darülbedayi’ye döndü.

Bir turne için İzmir’de bulunduğu sırada Atatürk’ün silah arkadaşlarından birisi olan dönemin İzmir valisi Kâzım Dirik’in kızı Şükran Hanım’la tanıştı ve evlendi. Bu evlilik, ailenin izin vermemesi nedeniyle Şükran Hanım’ın kaçırılması sonucu gerçekleşti ve gazete manşetlerine yansıdı. Kâzım Dirik bu yüzden istifa etmek istemiş fakat Atatürk kabul etmemiştir. Muammer Karaca kayınpederinin isteği üzerine tiyatrodan ayrılarak bir süre Turhal’da yaşadı ve Turhal Şeker Fabrikası’nda idare amiri olarak çalıştı. Ancak Şükran Hanım’la evliliği 1950’li yılların başında sona erdi ve Karaca kısa süre sonra tiyatroya döndü.

MUAMMER KARACA TİYATROSU VE CİBALİ KARAKOLU

1933’te Safiye Ayla’yla “Alabanda” Revüsünde oynayarak ünlendi. 1945’te bir süre Ses Opereti’nde çalıştıktan sonra 1955’te Karaca Opereti’ni kurdu. Adnan Menderes’i hicveden “Etnan Bey Duymasın” adlı oyunu çok popüler oldu. Muammer Karaca Tiyatrosu’nun açıldığı yıl, “Cibali Karakolu” adlı oyunu sahneye koydu. Cibali semtindeki insanlarla semt karakolundaki polislerin yakın ilişkisinden ilham alan oyun, 16 yılda üç bin kezden fazla sahnelendi. Hulki Saner’in yönetmenliğinde 1966’da sinemaya uyarlandı. Karakolda bozuk daktiloyla ifade tutanağı yazdıkları sahne Türk komedi klasiklerindendir. Muhsin Ertuğrul’un Karım Beni Aldatırsa (1938) filmiyle sinema oyunculuğuna da başlayan Karaca, birçok filmde karakter rollerine çıktı. Cibali Karakolu gibi tiyatrodan uyarlanan bazı filmlerde başrol oynadı. 28 Nisan 1978’de İstanbul’da hayatını kaybetti.

TULUATTAKİ EPİK

Muammer Karaca günlük yaşamında da esprileriyle tanınan biriydi. Çok az bilinen bir esprisi vardır: Göbeğiyle ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı ile yakışıklı ve ince yapılı olan Muammer Karaca bir gün yolda karşılaşırlar. Yahya Kemal, Karaca’ya takılır:

“Muammer Bey, sizi gören memlekette kıtlık var sanacak.”

Karaca hemen cevabı yapıştır: “Yahya Efendi, sizi gören de kıtlığın sebebini anlayacak.”

1963’te Yön Gazetesi için Muammer Karaca ile bir söyleşi yapmıştım. Bazı özel açıklamaların sonunda geleneksel tiyatromuzun epik tiyatroya olan yakınlığından söz ederek, “Biz yıllardan beri tuluatla epik tiyatro yapıyormuşuz da kimse bunun farkında değilmiş” dedi. Bu önemli açıklama o dönemde epeyce ses getirdi.