29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Depresyonun nedeni sensin?

Hüsnü Uçar

Hüsnü Uçar

Eski Yazar

"Ah ah, siz benim geçmişte yaşadıklarımı bilemezsiniz. Öyle büyük sıkıntılar yaşadım ki tahmin edemezsiniz. Çocukluğum anne baba kavgaları ile bir kabus gibiydi. Kurtulurum diyerek bir kaçış gibi evlendim. Ama evliliğim tam bir hayal kırıklığı... Kocam alkolikti... Anlatmaya nereden başlayayım.''

Binlerce insanın derdini dinlemiş bir psikiyatrist olarak bu şekilde başlayan görüşmeler ile sık sık muhatap olmuşumdur. Yani teşhisi ne olursa olsun yukarıdaki sözcükler ile esas anlatılmak istenen amaç, geçmiş yaşamdaki olumsuzluklardır. Onun yaşamış olduğu sıkıntıları kimsenin anlayamayacağına inanır.

Muayene sırasında bu kadına ''Peki sonuç olarak şu anda sen nasılsın?'' diye sorduğunuzda cevap olarak; ''ben nasıl olabilirim ki, hayatım acıklı roman gibi...'' diye lafa başlayıp babasının veya kocasının olumsuz davranışlarını uzun uzun anlatma ihtiyacı çok fazladır. Bu kişi direkt olarak moralinin bozuk olduğunu veya sıkıntısını pek dile getirmez.

Tabi ki aslında esas sorun depresyondur. Depresyona giren insanların çoğunluğu hissettiği sıkıntı veya moral bozukluğunun o yaşadığı malum olumsuzluklar yüzünden olduğuna inanır. Üzüntülerinin tek nedeni vardır, o da kocasıdır. Kocası onun üzerine yürümüş, itelemiş ve hakaret etmiştir. Peki kocası bütün bunları ne zaman yapmıştır? Yanıt; "17 sene önce evliliğin ilk aylarında''. Ancak bu kadın şu anda içinde bulunduğu depresyon nedeniyle, 17 sene önce yaşanmış olan kötü olayları sanki 17 dakika önce yaşanmış gibi hissediyor ve öfkeleniyor. Öfkesinin nedeninin de 17 veya 27 sene önce yaşadıkları yüzünden olduğunu zannediyor.

Depresyona giren insanların bir çoğu birçok zaman esas temel neden ile tetikleyici nedeni karıştırırlar. Depresyon denilen psikiyatrik hastalıklara esas neden beyindeki nörotransmitterlerin dengesinin bozlmasıdır. Ancak yaşantımızdaki bazı olumsuz olaylar da depresyonu tetikleyebilir. Sınav başarısızlılığı, kocasından dayak yeme veya iflas etmeler kişinin psikolojisini bozarak depresyona neden olabilir. Böylece depresyona giren insanların büyük çoğunluğu da bu olumsuzluklara kafayı takar ki kimsenin söylediği hiçbir lafı dinlemez. Ve de depresyon için verilen ilaçları kullanmak istemez. ''Ben o adam yüzünden depresyona girdim niye ilaç kullanayım ki'' diyerek itiraz ederler.

Depresyonda kullanılan ilaçlar uyuçturucu veya alışkanlık yapıcı değildir. Bu ilaçlar insanın beynindeki nörotransmitterleri düzenler. Bunun sonucunda hissedilen depresyon kaybolur. Elbette hiçbir ilaç insanların tüm yaşam sorunlarını yok etmez. Örneğin kocanız ile ilgili sorunları çözümleyecek kişi tabii ki sizsiniz. Bu sorunları da bir şekilde çözebilir veya çözemeyebilirsiniz. Ancak depresyon yok edildiğinde yani ruhsal durumunuz iyileştiğinde sorunları çözebilme olasalığınız çok daha fazladır.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları