29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hayat yeniden

İsmail Hakkı Pekin

İsmail Hakkı Pekin

Eski Yazar

Çok berbat durumdaydı. Adeta hayata küsmüştü. Yaşamını sorgulamaya başlamıştı. Kendisini tükenmiş hissediyordu. Bir çıkış yolu da bulamıyordu. Günleri ve geceleri aynı monotonlukla ve can sıkıcı bir biçimde geçiyordu. Gündüzleri ve geceleri birbirine karışmış, rüya ile gerçek yaşamı kavrayamaz hale gelmişti. Kendisini bu ortamdan kurtaramıyordu veya kurtulmak istemiyordu. Belki de bilinçli bir tercihti onun yaptığı.
Kendisine yeni uğraşlar bulmaya çalışıyor ama bunlardan tat almıyordu. İçinde bir şeyler ölmüştü. Ölen belki de yaşama arzusuydu. Hiç bu kadar bedbinliğe düştüğü olmamıştı. O kadar çok badireler atlatmıştı ki şimdiye kadar. İçinde bulunduğu duruma hiç düşmemişti. Doktoruyla konuşmuş, sorunlarını anlatmış, antidepresan almış ama bir faydasını görememişti. Antidepresanı aldığı zaman da hissiz, duygusuz biri olup çıkıyordu. Hatta bir ara ölümü bile düşündü. Ama yapısı ve inancı böyle bir şey yapmaya izin vermedi ve o düşünceyi kafasından çıkardı.
İçinde bir eksiklik vardı ama bir türlü bunu bulamıyordu. Ne yapabilirdi? Bu çıkmazdan nasıl kurtulabilirdi? O kadar çok sevdiği kitap okumayı, müzik dinlemeyi bile bırakmıştı. Nasıl bir boşluğa düşmüştü, anlayamıyordu. Bitki gibi biri olup çıkmıştı. Yediğinden , içtiğinden, içinde bulunduğu ortamlardan zevk alamaz olmuştu. O gün bir toplantıya davetliydi. Gidip gitmeme konusunda kararsızdı. Her zaman ki sıkıcı toplantılardan biri diye geçirdi içinden. Arkadaşlarının ısrarı ile gitti toplantıya.
Toplantı başlamak üzereydi. Oturduğu yerin dört beş sandalye ilerisine genç bir kadın geldi. Dikkatini çekmişti ona doğru baktı. Çok güzeldi. Birden içine bir sıcaklık düştü. Genç kadın da bir an ona baktı. Belki de iki üç saniye hepsi o kadar. Ama farklı bir şey oldu aralarında. Ortak bir şey oluştu. Bir çekim gücü meydana geldi.
Toplantıdan sonra verilen kokteylde tekrar birbirlerini görme fırsatı buldular. Genç kadının gülümsemesi içini ısıtıyordu. Ama konuşma imkanı bulamadılar birbirleriyle. Öyle ayrıldılar. Sonra ikisinin birlikte olduğu bir fotoğraf düştü Facebook’a. Sonrasında kısa bir telefon görüşmesi ve genç adam kendini bu güzel ve alımlı kadının yanında buldu. İlk defa baş başa kalıyorlardı. Genç kadının ellerini tuttu. Gözleri parlıyordu genç kadının. Havadan sudan konuştular. Sonra ayrılma vakti geldi. Ayrılırken genç adamın busesine karşılık verdi genç kadın.
Sonrası yeni bir aşk doğuyordu. Hem de baharla birlikte. Genç adamın beklediği buydu belki de. Belki de değil gerçekten beklediği buydu. Hayatı değişmeye başlamıştı. Bambaşka bir ruh halindeydi. Yaşamı yeniden keşfetmiş gibiydi. Genç kadın ve onun sevgisi genç damın tekrar hayata bağlanmasını sağlamıştı. Genç adamın gözlerinin içi gülüyordu. Arkadaşları onun nasıl böylesine değiştiğine, enerji dolu biri haline geldiğine bir anlam veremiyorlardı. Değişmişti işte. Hep de baştan aşağıya değişmişti.
Bütün bunları sevdiği, aşık olduğu genç kadına borçluydu. Her şeyi değiştiren, kendisini yeniden hayata bağlayan genç kadın ve onun sımsıcak sevgisi ve aşkıydı.