20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Petrol işçileri gündeme el koyuyor

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Yeni Dünya Düzeni tasarımı iflas etmiştir. İflas eden, yalnız ABD silahıyla “demokrasi” götürme iddiası değil, aynı zamanda Neoliberal ekonomidir. Emperyalizmin merkez ülkelerinde ve çevresinde kamu müdahalesi gündemdedir.

BORÇLANMA VE BÖLÜNMEDEN ÜRETİME VE BÜTÜNLEŞMEYE

Türkiye, iflasın en şiddetli yaşandığı ülkeler arasında. Çünkü borçlanma ekonomisi yanında bölünme dayatmasının sonuçlarını yaşıyoruz. Deniz bitti, 1980’lerde 12 Eylül rejimiyle ve Turgut Özallarla girdiğimiz dünya ekonomisiyle bütünleşme sürecinin sonuna geldik. 30 yılı aşan bir kâbustan sonra şimdi Türkiye’nin gündeminde yeniden vatan bütünlüğü ve üretim ekonomisi var. Atlantik döneminden Avrasya çağına giriyoruz.

ESKİ DÖNEM İLE YENİ DÖNEMİN ÇARPIŞMASI

Tam bu koşullarda, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’nın bazı birimlerinin özelleştirilmesi, kuşkusuz arkada kalan dönemin olayıdır. Hükümet, bir yandan içerde üretimi özendiren, üreticiyi koruyan, tarımı ve hayvancılığı destekleyen, kamu kesimi ile özel kesim arasında işbirliğine yönelik siyasetler açıklıyor, öte yandan devleti satan uygulamalardan da kurtulamıyor. Dün Aydınlık gazetemizde yayımlanan haberler ve Yıldırım Koç arkadaşımızın yazısı, bu çelişmeye işaret etmektedir.

SINIFSAL VE MİLLİ ÇELİŞMELER

Şaşıracak bir durum yok. Çünkü AKP yönetimi, 1980 programını en azgın ölçülerde uygulasın diye iktidar koltuklarına oturtuldu. Ve şimdi iflas eden program ile Türkiye’nin dinamiklerinin dayattığı yeni program arasında bocalamaktadır. Sıcak para komisyoncularını, dolar ve borsa vurguncularını, tarikat rantçılarını besleyen bir ekonomiden üreticileri ayağa kaldıran bir ekonomiye geçiş, sırf karar vermekle olmuyor. İflas eden ekonominin saltanat sahipleri ile önümüzdeki üretim ekonomisinin itici güçleri arasındaki çelişmeler, şimdi Türkiye’nin önündedir ve çözüm beklemektedir. Bu çelişmeler, sınıfsaldır ve ulusaldır.

Petrol-İş Sendikasına üye TPAO işçilerinin Adıyaman, Kırklareli, Batman ve Ankara’daki eylemleri, yeni dönemin öncü kuvvetinin ayağa kalktığını gösteriyor. İşçi sınıfı ve çiftçilerimiz, çarşılarla, kamu emekçileriyle, sanayicilerimizle ve tüccarlarla birlikte yeni dönemin dinamiklerini temsil ediyorlar. Üretim ekonomisi, üreticilerle ve üretimde çıkarı olanlarla kurulabilir.

AKP hükümetinin sıkıntıları da burada düğümleniyor. Üretime ayak bağı olan mafya-tarikat zümrelerine dayanan AKP’nin bir ayağı eski ekonomidedir, diğer ayağıyla da üretim ekonomisine basma girişimindedir. Bir ayak çöken bir zemine basıyor. Diğer ayakla geleceğin sağlam zeminine adım atma isteği var. Ve iki zemin hızla birbirinden ayrılmaktadır. AKP Hükümeti için soru şudur: İki ayağıyla da üretim ekonomisine basabilecek mi?

TÜRKİYE’NİN ENERJİ GÜVENLİĞİ VE BATI ASYA

Olay yalnız, ülke içindeki sınıfsal zeminlerde yürümüyor, bir de Batı Asya boyutu var. Petrol-İş Eski Başkanı Mustafa Öztaşkın arkadaşımız, bu boyuta önemle değiniyor. Türkiye’nin enerji siyaseti de iki ara bir derede kalmıştır. Bir yanda BOP Projesiyle enerji yollarına hükmetmek isteyen ABD var, öte yanda Türkiye’nin Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya bağlantılarıyla ve özellikle Türk Akımı’yla belirlenen yeni dönemin enerji güvenliği var. TÜPRAŞ’tan sonra TPAO’nun da özelleştirilmesi, iflas eden BOP Eşbaşkanlığı döneminin siyasetidir.

YENİ DÖNEMİN PROGRAMI VE ÖNCÜLERİ

İşte bu noktada petrol işçileri, gündeme elkoymuş bulunuyorlar. Özellikle Adıyaman’daki iş bırakma eyleminden aldığımız bilgilere dayanarak yazıyorum. İşçi temsilcileri, sendika yöneticileri, muhtarlar, kitle örgütleri yöneticileri ve eyleme katılan tek partinin temsilcisi olarak Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Bedri Gültekin’in yaptığı konuşmalar, hep aynı noktalarda odaklanıyor.

Bir: Üretim ekonomisi Türkiye için zorunludur ve bu nedenle TPAO’nun kamu elinde kalması da zorunludur.

İki: Vatan bütünlüğü için TPAO’nun kamu elinde kalması gerekir.

Üç: Vatan bütünlüğü ve üretim ekonomisi için Batı Asya ülkeleriyle el ele vermek durumundayız.

Bu üç madde, aslında önümüzdeki dönemin programını özetliyor.

Bu program, Vatan Partisi’nin programıdır ve artık işçi eyleminin gündemindedir.

Üretim ekonomisi ve vatan bütünlüğü, Türkiye’nin biricik çözümüdür ve o çıkış yolunda bütün milletin başında işçi sınıfı bulunmaktadır.