29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Beyazperde ve eleştiri

Sinema eleştirisi gitgide güçleşirken, yine de sanal ortamdaki Beyazperde’nin eleştirilerine göz attıkça sıkı değerlendirmeler okuyor, yer yer kimi izleyicilerin suçlayıcı ve saldırganlık içeren polemiklerine de rastlıyoruz

Beyazperde ve eleştiri

Kültür Sanat Servisi

Eleştiri zor bir iş: hele günümüzde bire bir toplumsal ilişkilerden yalıtılarak teknolojiyle kuşatılmış yalnızlıklar içinde kırılganlık ve şiddet sarkacında her an beklenmedik tepkiler vermeye hazır insanların arasında çok daha zor. Bir de sarkacın eğrisindeki her türlü duygusallığı akıldışına kaçarcasına yansıtmayı amaç edinmiş filmlerin egemenliğinde bu zorluk büsbütün güçlü ve dahası haklı boyutlara varıyor.

EKMEK VE ELEŞTİRİ

Sinema eleştirisi gitgide güçleşirken, yine de sanal ortamdaki Beyazperde’nin eleştirilerine göz attıkça sıkı değerlendirmeler de okumuyor değiliz. Yer yer kimi izleyicilerin suçlayıcı ve saldırganlık içeren polemiklerine de rastlıyoruz. En son okuduğumuz bir okur tartışma yanıtında şu cümleler yer alıyor: “Daha sağlam yorumlar, eleştiriler yazalım, filmlerin hakkını verelim. İyi filme iyi, kötüye kötü diyebilelim. Tamam, siz de buradan ekmek parası kazanıyorsunuz, bir şey demiyoruz ama bu kadar da yapmayın ne olur... Bana kızmayın lütfen, ben beyazperdeden o eski, tarafsız, dolu yorumları okumak istiyorum...”

Ekmek ve eleştirinin böylesine dolaysız ve kaba biçimde yan yana getirildiği söylem, içerikte haklı da olsa itici bir duygu uyandırıyor. Doğrusu ekmek işçilerinin işi çok daha zor ve hüzün verici demekten kendimizi alamıyoruz.

BİRİKİMLİ ELEŞTİRİ

Sanat eleştirisi engin bir bilgi birikimi ve yoğun bir kavrayış yetisi gerektirir. Sinemada çok farklı türlerde, dünya çapında bir ilgi ve araştırma ister. Filmin ana unsurlarına odaklanma becerisi yoksa olmaz. Banu Bozdemir’in aralık ayı içinde gösterime girecek Ben Daniel Blake filmi ile “Babamın Kanatları” arasındaki benzerliğe ilgi çektiği şu cümleler, kanımızca işinin farkında bir yazara ait:

“Loach işçi dünyasına en fazla eğilen, neredeyse tek yönetmen... yine nokta atışı yapıyor. Çıldırtıcı bir döngünün içine sokuyor bizleri ve ironik anlatımla tam bir denge yakalıyor. Babamın Kanatları daha dingin, İbrahim’in iç dünyasını bir gölge gibi takip ediyor; tek ironisi sistemin acımasız çarklarına karşı kanatlarını daha fazla açamayan bir adamın hazin sonu oluyor. Menderes Samancılar İbrahim’in yalnız ve dertli dünyasına çok güzel sahip çıkıyor ve filmi temposunu yükselten bir performans sunuyor.”

Bu değerlendirme düzeyini ve başarısını kasım ayında gösterime giren filmler üzerine yazılarda, Ali Ercivan’ın Frantz, Fırat Ataç’ın Pastoral Amerika, Orkan Şancı’nın Savaş Vadisi, Burçin Aygün’ün Ölüm Alfabesi: Kötülüğün Başlangıcı, Başak Bıçak’ın Troller, yine Banu Bozdemir’in O Kadın, Duygu Kocabaylıoğlu’nun Ekşi Elmalar, Oktay Ege Kozak’ın Arrival (Geliş) ve Doktor Strange, Murat Tolga Şen’in Kaptan Fantastik ve Karanlıklar Ülkesi: Kan Savaşları yazılarında ustalıklı değerlendirmelerle buluyoruz.

Son Dakika Haberleri