11 yıl önceki Suriye kehaneti kimin?..

Gırtlakta keskin bir bıçağın, zincirlenmiş bir haykırış gibi çığlığa döndüğü, alçakça bir acıdır artık savaş!.. Çünkü savaşlar artık eskisi gibi mertçe yapılmıyor...

“Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu” sözü bile Ortadoğu savaşlarındaki caniliği ve ihaneti anlatmakta aciz kalıyor... Artık ülkeleri işgal etmenin, coğrafyaları insansızlaştırmanın yolu kaos ve vahşetten geçiyor...

ABD’nin dayattığı BOP kapsamında, Ortadoğu ülkelerini işgal etmek artık “nükleer silah vardı” bahaneleriyle de yürütülemiyor...

Çünkü Irak için söylenen bu bahane, bizzat kumpasın içindekilerin itiraflarıyla deşifre olduğu için Suriye’de uygulanamadı...

ABD işte bu yüzden yeni bir planı devreye soktu... Bir Truva operasyonudur bu!.. Yani Ortadoğu’daki İslam ülkelerini bizzat “İslamcılık” iddiasındaki cani örgütleri kullanarak işgal etme planı...

Kimi kaynakların “başında bir İsrailli var dediği”, kimilerinin ise “CIA tarafından oluşturuldu”ğunu iddia ettiği IŞİD de “Yeni Ortadoğu” planının tetikçisi olarak kullanılıyor...

İslam için savaştığını öne sürerken, son altı ayda en az 6 bin Müslümanı kameraların önünde katleden IŞİD, Irak’ın yarısını işgal ettikten sonra şimdi de Suriye’nin parçalanması için kullanılıyor...

PUSUDAKİ KARA HAREKÂTI!..

3-4 bin caniden oluşan bir cinayet örgütünün, geçen yıl bir anda ortaya çıkarak ve de hiçbir direnişle karşılaşmadan Irak’ta egemenlik kurabilmesi tam bir komediydi!..

IŞİD’in, Suriye’de kısa sürede etkin olması ve Türkiye sınırına hakim olması da; ardında vahşet, katliam ve göç gibi dramlar barındıran, trajikomik bir senaryodur...

Sözün özü şudur; dün sabah ABD ve 5 Arap ülkesinin IŞİD bahanesiyle Türkiye sınırındaki terörist kamplarını bombalamasında asıl hedef radikal dinci örgüt değil, Suriye’dir...

Bu plan; IŞİD’in, ABD ve müttefiklerinin desteğiyle, Irak’tan Suriye’ye, oradan da Türkiye sınırına uzanabilmesi kadar gerçektir...

Çünkü Suriye’nin, Irak ve Libya kadar kolay lokma olmadığı artık net biçimde anlaşıldı... ABD, Türkiye ve müttefikleri, Beşar Esad’ın Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi kadar kolaylıkla linç edilemeyeceğini görünce, Truva planını devreye soktular...

Rusya ve Suriye’nin uyarılarına rağmen, Şam yönetimine bilgi vermeden hava saldırısı başlatan ABD, önümüzdeki süreçte IŞİD’e karşı kara harekâtı bahanesiyle yavaş yavaş Suriye’yi işgal etmeye başladığında, hedefin radikal dinci örgüt olmadığı çok daha net anlaşılacaktır...

MİLLİCİ ERBAKAN HAKLI ÇIKTI...

“Asıl hedef” demişken devam edelim... Saadet Partisi’nin Genel Başkanı iken 2011’in Şubat ayında yaşamını yitiren Necmettin Erbakan’ın, 2003 yılı ortalarında yaptığı bir basın toplantısının videosunu dikkatle izledim...

2002’de Meclis kürsüsünden yaptığı uyarıların benzeriydi bu konuşmalar... Tam 11 yıl önceki bu konuşmayı dikkatinize sunuyorum... Bakınız Erbakan, Suriye konusundaki kehanetinde nasıl da haklı çıkmış;

“Dikkatle takip buyurunuz; Suriye’yi alıp İsrail’e bağlamak için, yeni adımlar atma arzu içindeler. Bu maksatla kısa süre önce ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’yi cezalandırma yasasını 4’e karşı 398 oyla kabul etmiştir.

Irak’ın işgali için ortaya atılan uydurma bahanelerin hepsi şimdi Suriye için ortaya atılmaktadır. Güya Suriye, ‘Filistin ve Irak’taki terörist grupları desteklemektedir.’

Asıl maksat büyük İsrail’in kurulmasıdır... Afganistan ve Irak’tan sonra Suriye, ileride Suudi Arabistan, Mısır ve sonra asıl hedef Türkiye’dir.

Şimdi Suriye için yapılanlar incelendiğinde, ‘bunlar komplo teorisi’ diyenlerin, gözlerini fal taşı gibi açması lazımdır. Söylediklerimin hepsinin nasıl gerçek olduğunu, acı acı görüyoruz.

Suriye yenilmek istemiyor... ABD’nin kendisini yutmak için bahane aradığını biliyor... Bahane vermemeye çalışıyor. Irak’ın akıbetine uğramamaya çalışıyor...

Suriye ister harekete geçsin ister geçmesin hedef olarak alınmıştır, üzerine gidilecektir... Dış mihraklar planını uygularken, asıl hedef Türkiye’nin parçalanması ve yumuşak lokma yapılmasıdır.”

“Millici” duruşuyla bilinen Erbakan yaşıyor olsaydı, çıraklarının bugün Suriye’yi yok etmek için taşeron olduklarını görecek ve kahrolacaktı...

Erbakan’ın 11 yıl önceki kehanetinin bugün gerçek olduğu ortaya çıktığına göre, son uyarısı daha da yaşamsal hale geliyor; “Asıl hedef Türkiye!..”

MUTLU MUSUN KEMAL BEY?..

Muhalefetin başını kuma gömmesinden cesaret alarak binlerce okulu bir gecede imam hatibe dönüştüren AKP, ülkeyi İranlaştırma planında artık hiçbir engelle karşılaşmıyor...

Eğitimde molla-medrese düzenini dayatan iktidar, din sömürüsüyle beslendiği için, türbanı da bir silah olarak kullanmaya devam ediyor...

CHP, MHP ve BDP’nin desteğiyle türban 1 Kasım 2013’te, üniversiteler ve kamu kurumlarında serbest bırakılmıştı...

Gerici çevrelerden oy beklentisine giren “Yeni CHP”liler laikliği ayaklarına altına alarak Meclis’te hiçbir direniş göstermemişlerdi!..

Ve Atatürk’ün koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu da, türban desteği için milletvekillerine teşekkür ederek, “Bugün çok mutluyum” demişti...

Gafletin, eğitimin tamamını mollalaştıracağına katkı sunacağına ilişkin uyarımızda ne denli haklı olduğumuz anlaşıldı... Bakanlar Kurulu, ilkokullarda da türbanı serbest bıraktı...

Altıok’u reddederek sözde “Yeni CHP”lilik yapan kimi gafiller kızsa da, CHP’den umudunu kesen milyonlar, ilk seçimde ana muhalefete gerekli uyarıyı yapacaktır...

CHP liderine sormak lazım; “Türban sayenizde artık ilkokullara da girdi... Yine mutlu musun Kemal bey?..”