25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Üreticinin çilekte adı yok Tarlada 5 çarşıda 28 lira

Mersin Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürü Hasan Özdemir, sebze meyve hallerinin rolünü iki cümleyle özetledi: Fiyata müdahil olamıyoruz, rayiç bedeli belirliyoruz, hallerimizin en büyük özelliği budur, fiyat borsasını oluşturuyoruz.

Üreticinin çilekte adı yok Tarlada 5 çarşıda 28 lira
A+ A-
FÜSUN İKİKARDEŞ

Hallerde bunu sağladık, marketlerde de önlediğimiz zaman fiyatlar düşecek

Mersin, yılda 5-6 milyon tonluk üretim hacmine sahip ancak ürünlerin yarısı Mersin Hali’nden piyasaya veriliyor. Kalan yarısı doğrudan tarladan, bahçeden, seradan alınıyor ve pazarlanıyor. Ülkemizde ürün çeşitliliği olan iki büyük ilden biri olan Mersin, muz, çilek, limon ve narenciye deposu. Söz konusu ürünlerin Mersin’den çıkış fiyatlarıyla İstanbul’da market ve pazarlardaki satış fiyatlarına bakınca aradaki fark 4-5 katına kadar çıkıyor. Örneğin, Mersin’in başlıca üç ürünü çilek, limon ve portakalı ele alırsak, fiyatlar sırasıyla Mersin Hali, İstanbul Hali ve İstanbul piyasası olarak üç aşamalı ilerliyor:
Çilek, Mersin’de tarladan 5 liraya alınıyor, 6-12 lira arasında Mersin Hali’nde, 10-20 lira arasında da İstanbul Hali’nde satışa sunuluyor. Piyasada, yani market ya da pazarlardaki son tüketiciye satış fiyatı ise, 28 lira dolayında seyrediyor. Anamur muzu ise, bahçede 2 liraya çıkarken, Mersin halinde 2.50-5 liradan, İstanbul’da 4.5-6 liradan işlem gördüğü halde, marketlerde 10 lira civarında satılıyor.
Eğer çilek, muz lüks tüketim gıdaları derseniz, limona bakalım. Üreticiden kilosu 20-50 kuruşa alınan limon Mersin Hali’nde 50 kuruş-1 lira arasında, İstanbul’a gelince yol ve hammaliye eklenerek 2-3 lira arasında satılırken, piyasa fiyatı 4-5 liraya yükseliyor.
Salata veya çay-çorba limonsuz da içilir diyorsak kış meyvesi portakalın fiyatını izleyelim. Vasington portakalın anavatanı Mersin’de üreticinin satışı 80-90 kuruş, Hal’de önceki günkü fiyatı 65 kuruş-1 lira arasında, İstanbul Halinde kilosu 3.50-5 lira, market ya da pazara çıkınca 7-8, bazen 9 liraya kadar çıkıyor.

PLANLAMA, KOOPERATİF VE DENETİM
Mersin’de henüz Belediye Tanzim Satış merkezleri uygulaması başlamadı. Ancak Mersin çıkışlı gıda ürünlerinde İstanbul, İzmir, Ankara, hatta Mersin’de son tüketiciye gelinceye kadarki fiyat artışının nedenlerini Büyükşehir Belediyesi Hal Şube Müdürü Hasan Özdemir’e sorduk. Öncelikle fiyattaki dalgalanmaların iklim koşullarına da bağlı olduğuna dikkat çekti. Özellikle geçen 2018 yılında yağış, hortum, don olaylarının rekolte düşüşlerine yol açtığını hatırlattı ve Çukurova nezdindeki Mersin’in de bundan etkilendiğini, muz alanlarının olumsuz etkilendiğini, önümüzdeki dönem rekolte artışıyla birlikte fiyatlarda da düşüş beklediklerini söyledi. Ancak, Özdemir’in dikkat çektiği daha kritik bir konu var ki, o da üretici örgütleri. Avrupa’da gıda ürünlerinin pazarlamasında üretici örgütlerinin payı yüzde 96’lara çıkarken, Türkiye’de bu oran yüzde 4’lerde kalıyor. Ayrıca, tarımın diğer faktörleri de dikkate alınarak devletin 3.5 ve 10 yıllık planlama yapması gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Bu planlamalarla yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının, ürün desenlerinin belirlenerek hangi ürünün ekileceğine ve destekleneceğini karar verilmesi gerekir” diyor.

FİYAT DENETİMİNİN BİR AYAĞI TAMAM
Tarımsal Kalkınma kooperatifleri ve üretici birlikleri, Ticaret Bakanlığı’ndan üretici örgütü belgesini alarak faaliyet gösteriyorlar, ancak ürün tarladan markete gidinceye kadar beş istasyona uğruyor ve her birinde fiyatı katlanıyor. Bu beş-altı katmanlık döngüde üretici, üretim potanisyelinin hakkını alamıyor. Oysa, Özdemir’in dikkat çektiği gibi, “Üreticiyi temsil eden bir üretici birliği olsa” hem maliyetler düşecek hem de ürün pazarlamasında denetim sağlanacak. Şimdilik, fiyat denetimi, sebze meyve hallerinde kısmen sağlanabiliyor, ancak hal dışında denetimler çok zayıf. Özdemir, “Fiyata müdahil olamıyoruz, rayiç bedel belirliyoruz, hallerimizin en büyük özelliği budur, fiyat borsasını oluşturuyoruz. Hallerde fiyat spekülasyonunu önledik, marketlerde de önlediğimiz zaman fiyatlar düşecek” önerisinde bulunuyor.

Son Dakika Haberleri