18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Su ve enerji politikaları -5- Taşkınları önleyemeyen barajlar

Hedeflenen melanetlerin yani büyük kötülüklerin ortaya çıkarılması için bu çapta ve derinlikte mühendislik sefaletlerine ihtiyaç yoktu. Hedeflenen bu melanetler, kötülükler; işlenen sefalet çukurunun ancak üçte birini doldurur

Su ve enerji politikaları -5- Taşkınları önleyemeyen barajlar
A+ A-
NACİ ÖZEN / İnşaat Mühendisi

İlk yazımızda, emperyalizmin hedefine aldığı ülkemizin akarsuları üzerinden stratejik hedefine varmak için akarsularımızın yönetimindeki hangi sefaletleri işlettiğini anlatmaya çalıştım. Bu yazıda işlenen bu sefaletlerin stratejik amaca ulaşmak için hangi hedefleri elde etmeye yaradığını özetlemeye çalışacağım.
İşlenen sefaletlerin iki yönünün olduğunu söyleyebiliyoruz: Birincisi, akarsu yönetiminde aklın, bilimin ve ülkenin koşullarının emrettiği çözümlerden uzaklaştırmaktır. İkincisi ise tercih edilen yönetimde işlenen mühendislik sefaletleridir. Her ikisinin müşterek sonucu vardır: Ekonomik yıkım ve edilgen bir ülkeye ulaşmak. Bu sonuç stratejik amaca varmanın yoludur.
Akarsu yönetiminde aklın bilimin ve ülke koşullarının emrettiğini terk etmek.
Terk edilen bu yaklaşımlar, işler nelerdi?
Yüzeylerinin bitkilendirilmesi yapılmamıştır.
Aşırı gelen suların su toplama çizgisine ulaşmasının engellenmesi ve uzaklaştırılması, zemine yüklenmesi yapılmamıştır.
Toplanma çizgisinde akan suların aşırılık yapanların uzaklaştırılıp zemine yüklenmesi yapılmamıştır.
Yüksek suların ortaya çıktığı rakımlardaki, göller, kuru göller geliştirilerek su bekletme yapısı olarak kullanılmamıştır.
Bu önlemler yeterli olmadığında bin 800-iki bin 500-3 bin rakımlarında, derin
vadilerde yapay su bekletme yapıları(barajlar) yapılmamıştır.

TAŞKINLAR
Bütün bunlar derin bir mühendislik sefaletinin varlığını ortaya koymaktadır. Çünkü bunlar uygulanması kolay, sonuçta bereketli, sosyal hukuk devleti ilkesine uygun ve çok düşük maliyetli akış düzenlemesi işlemleriydi. Bir mühendisin öncelikle bunları düşünmesi gerekirdi. Bu işlemler yapılmamış, mühendislik ilke ve ahlakına sırt dönülmüştür. Sonuçta:
Taşkınlar önlenmemiş, adeta taşkınlara yol verilmiştir. Böylelikle akarsuların daha aşağı rakımlarda düzenli olarak ortaya çıkması önlenmiştir. Bitki örtüsünün zenginleşmesi önlenmiştir. Böylelikle, yeraltı sularının çoğalması, mineralli suların ve pınarların ortaya çıkması önlenmiştir.
Doğal, görünür su bekletme yapılar(yaşayan ve kuru göller), geçmişine uygun ve çok düşük maliyetli, yüksek değerli su bekletilmesi yapılmamıştır.
İş imkânları halkın ayağına götürülmemiş, sosyal hukuk devleti ilkesinin uygulanması ve yaygınlaştırılması önlenmiştir. Anayasa hükmü kulak ardı edilmiştir.
Daha çok enerji üretimi ve daha çok alanın sulanması önlenmiştir.
Havzalarda daha çok insanın yaşaması önlenmiştir. Sulara yakın insan yerleşimleri
yani havzalar boşaltılmıştır.
Havzalarda ve su içindeki her türlü canlı hayatın çoğalması önlenmiştir.
İş alanlarının düşük gelirli yurttaşlara açılması engellenmiştir. Emeğe değil sermayeye alan açılmıştır.
Yerli ve yerel sermaye ve sanayinin önü kapatılmıştır.
Bütün havzalarda Devlet-yurttaş ortaklığının kurulmasının önü kesilmiştir.
Bu hususlar daha da artırılabilir.
Yukarıda özetlediğim sefaletler bilgisizlikle, aymazlıkla, akıl yetmezliğiyle, korkaklıkla açıklanabilir boyutlarda değildirler. Bu sefaletler, özel kişilerin, özel eğitime alınarak, özel yerlere getirilmeleri halinde işlenebilir.

TARIM ALANLARI SU ALTINDA BIRAKILDI
İşlenen mühendislik sefaletleriyle hangi melanetler hedeflenmiştir?
İşlenen bu mühendislik sefaletleri sonucunda:
Ülkemizin en değerli tarım alanları sular altında bırakılmıştır. Ülkemizin beslenme güvenliği kaldırılmıştır. Nüfusu artan ülkemizin geleceği için tehdit yaratılmıştır.
Daha büyük hacimli su bekletme yapıları yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Maliyet dehşet verici boyutlara ulaşmış, sonuçta ürün maliyetleri rekabeti önleyici seviyeleri çok aşmıştır. Ürünleri düşük maliyetle halka satmanın yolunu yeni borç almada bulunmuştur. Borçlarımızın devamlı artması sağlanmıştır.
Birçok kışlak, yerleşim yeri ve kültürel yapılar sular altında bırakılmıştır
Ulaşım hatları, yol, su elektrik telefon hatları yok edilmiştir. Yeni hatların pahalı yapımları zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Tarihi eserler kaybedilmiştir. Doğal anıtlar, madenler ve kaynak suları yok edilmiştir.
Ülkenin su altında kalan kısmı gereksiz, faydasız ve akıl almaz bir şekilde büyümüştür. Coğrafya yırtığı uzamıştır.
Elektrik üretim imkânı, potansiyeli büyük ölçüde yok edilmiştir.
Çok fazla sayıda insanımız yüzyıllardır yaşadığı yerlerden sökülmüşlerdir. Bu göç ülke kalkınmasına ket vurmuş yeni maliyetler ortaya çıkmıştır. Sosyal ve kültürel yapılar yok edilmiştir. Bu durum milli gücümüzü zayıflatmıştır.
Büyük su bekletme yapıları ile aşırı derecede çevre kayıpları, felaketi ortaya çıkmıştır..
Yerli sanayin gelişmesi engellenmiş, yabancı sanayilerin ve sermayenin önü açılmıştır.
Büyük üretim tesislerinin yapılması için yeni yollar, büyük iş makinaları kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Yabancı sanayinin gelişmesine hizmet edilmiştir.
Sosyal hukuk devleti uygulama imkânlarından halkımız mahrum edilmiştir. Uluslar arası büyük sermayelere ve sanayiye iş imkânları yaratılmıştır.
Yapılar büyüdükçe yatırım ekonomisi koşullarından uzaklaşılmış, insanlar yapılan yapıların büyüklüğüyle kandırılmıştır.
Yukarıda saymaya çalıştığım melanetler yani büyük kötülükler, mühendislik sefaletlerinin sonuçlarından sadece başlıklarıdır; alt başlıklar daha çok olabilir. Burada sayılan ve sayılmayan sonuçların en önemli sonuçlarından biri daha önce bahsettiğim yatırım ekonomisi sefaletinin derinleşmesi ve keskinleşmesidir.

ESAS AMAÇ NE?
Hedeflenen melanetlerin yani büyük kötülüklerin ortaya çıkarılması için bu çapta ve derinlikte mühendislik sefaletlerine ihtiyaç yoktu. Hedeflenen bu melanetler, kötülükler; işlenen sefalet çukurunun ancak üçte birini doldurur. Başka bir ifadeyle: Yukarıdaki melanetleri işlemek için o derinlikte mühendislik ve ekonomik sefaletlerin işlenmesine gerek yoktu. O melanetlere, kötülüklere, işlenen sefaletlerin üçte biriyle varılabilirdi. O zaman insan şunu soruyor: Sefaletlerin 2/3'ü hangi melanet için, hangi amaç için işlenmiştir? Bu sefaletleri işleyen ve/veya işletenlerin başka büyük bir amacı olması gerekir. Bu konu, üzerinde derin derin düşünmeyi gerektirecek kadar büyük ve önemlidir.
Hiçbir düşman, stratejik esas amacını açıklamaz. Yurtsever aydına düşen görev, bu sefaletlerle erişilmek istenen esas amacın ne olduğunu öğrenmek için aklını çalıştırmaktır.
Kurtuluş nasıl olur?
Eli kalem tutan, klavye kullanan her yurttaş, ilgililerden, sorumlulardan bu büyük tuzağın hesabını sormalıdır. Sorgulamak, işin çözümünü de beraberinde getirecektir. Her yurttaşın hakkı ve ödevidir. Ben her türlü katkıya hazırım. Bunu yapmayanlar, mankurtlaştırılmış olanlardır.
Konu üzerinde üniversitemde lisansüstü eğitim almaktayım; bir tez olarak ilgililerin önüne bir kere daha koyacağım. İlgilenenlere selamlarımı, sorumluluk duyanlara saygılarımı sunarım.

Son Dakika Haberleri