İşçiden Hükümet'e kıdem tazminatı uyarısı: Bedeli ağır olur!

Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş, kıdem tazminatına karşı mesajlarını, Kocaeli’den yaklaşık yüz bin işçiyle Hükümete gönderdi.
Türk-İş’in Marmara Bölgesi’ndeki illerden kaldırdığı bin otobüs, dün sabah saatlerinde Kocaeli’ne ulaştı. İşçiler ellerinde Türk bayrakları, davul ve zurnalarla miting alanına giriş yaptı. Hınca hınç dolan alana giriş yapamayan emekçiler de oldu. 7’den 70’e her yaştan vatandaşın katıldığı mitingde halaylar çekildi, türküler söylendi. 1 Mayıs Marşı’nın çalındığı miting alanında, ‘Kıdem tazminatı hakkımızdır’, ‘İşçinin emeğine dokunma’,
‘Kıdem tazminatına dokunan eller kırılsın’ yazılı pankartlar açan işçiler sık sık, ‘Zafer direnen emekçinin olacak’, ‘Türk-İş nerede biz oradayız’, ‘Yaşasın sınıf dayanışması’, ‘İş, ekmek yoksa barış da yok’,’Kıdem tazminatı hakkımız söke söke alırız’ sloganlarını attı. Mitinge Türk-İş’e bağlı sendikaların yanı sıra Vatan Partisi, EMEP katıldı. Alanda Emeklilikte Yaşa Takılanlar, Türk-Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim-Sendikası, taşeron işçileri de yer aldı.

TANK PALET İŞÇİSİ DE KATILDI
Mitingde kıdem tazminatının yanı sıra işçiler, özelleştirmeye karşı da tepki gösterdi. Hükümetin özelleştirme girişimiyle karşı karşıya kalan Tank Palet Fabrikası işçileri mitinge katılanlar arasındaydı. Öte yandan hükümetin ‘herkese kadro’ sözüne rağmen kadro dışı kalan işçiler mitingde yer aldı. Mitingde ilk konuşmayı Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar yaptı. Konuşmasına, “Emeğin kentinde buluştuk” sözleriyle başlayan Alemdar şöyle sürdürdü: “Bu 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak, sorunlarımızı dile getirmek için buradayız. Bu yıl ana temamız kıdem tazminatı. Kıdem tazminatımıza yönelik saldırılara tepkimizi göstermek için alanlardayız. Kadroya geçmesine rağmen sözleşme hakları elinden alınan taşeron işçiler için alandayız. KİT’lerdeki arkadaşlarımız için buradayız. Tank Palet işçisi için alandayız. Ekonomik krizin bize ödetilmek istenmesine hayır demek için buradayız.”

‘ÇÖZÜM BİZİM ELLERİMİZDE’
Ekonomik krizin faturasının emekçilerin sırtına yüklenmesine sert tepki gösteren Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak şunları kaydetti: “Küresel kapitalizmin daha çok zenginlik için bizlere dayattığı köle düzenine karşı işte yine alanlardayız. Yokluğa, yoksulluğa, sömürüye karşı özgürlük ve demokrasi için bugün buradayız. Bizden fedakarlık isteyenler bizi feda etmek istiyorlar. Hep beraber mücadele edeceğiz. Ekonomik krizin faturası emekçilerden çıkarılmak isteniyor. Buna müsaade etmeyeceğiz. 1 Mayıs alanından sesleniyoruz; biz bu krizin faturasını ödemeyeceğiz. Haklarımız için, çocuklarımızın geleceği için sonuna kadar direneceğiz. Kıdem tazminatı hakkımız 1936’dan beri sahip olduğumuz haktır. Şimdi etkisizleştirilmek isteniyor. Kararlıyız, buna direneceğiz, buna asla izin vermeyeceğiz. Bu adaletsiz, bu kara düzeni değiştirebiliriz. Çözüm bizim elimizde. Çoğulcu, bağımsız bir Türkiye bizim elimizde. Ezenin ve ezilenin olmadığı bir düzen kurmak bizim elimizde. Barış için, kardeşlik için yaşasın 1 Mayıs!”

‘BİZİ YOK SAYMAYIN BEDELİNİ AĞIR ÖDERSİNİZ’
Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından kürsüye, alkışlar ve sloganlar eşliğinde Ergün Atalay çıktı. Kıdem tazminatıyla ilgili hükümeti uyaran Atalay, “Son kalemize dokundurtmayız” dedi. Atalay şunları dile getirdi: “Bugün yine alanlardayız. Türkiye’nin her yerindeyiz. Kıdem tazminatı nefes almamızı sağlıyor. Bu alandan Meclis’e, yetkililere sesleniyorum; bizi görmezden gelmeyin, bizi yok saymayın, bedelini ağır ödersiniz. Kıdem tazminatı 17 milyon işçiyi ilgilendiriyor. Bu ülkenin yarısıyız. Kıdem tazminatının olumsuz şeklini aklınıza getirmeyin. Alamayanlarla ilgili çalışmalara her türlü varız. Mevcut yapı aynı kalma şartıyla katkı sağlarız. Mevcut yapıya nokta kadar dokundurtmayız. Bizler fonların akıbetini biliyoruz. Fon lafını ülke gündeminden çıkartın. Huzurumuzu bozmayın, verimimizi düşürmeyin. Çok sayıda EYT’li arkadaşlarımız var. Sorunlarının ne zaman çözüleceği belli değil. Bir yerden başlamak şart. Yaşı 45, emekli maaşı yok, işe almıyorlar. Ne yapacak bu insanlar?
Çözüm bulmak zorundayız. KİT’lerde büyük bölüm kadroya geçti. Kadroya girmeden önce 2 bin 400 lira alan işçi şimdi 2 bin 250 lira alıyor. Enflasyonun yüzde 20 olduğu bir dönemde yüzde 4 zam kabul edilemez. Söz verdiler bize, ‘herkese kadro’ dediler. Ancak KİT’lerle ilgili hâlâ çalışma yok. Türk-İş’in işçileri müjdeli haber bekliyor.”

‘ÖZELLEŞTİRMENİN FATURASINI ÖDÜYORUZ’
Özelleştirmelere karşı eleştirilerini de dile getiren Atalay, özellikle yazılı basının kağıt kriziyle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Özelleştirmelere karşı çıktık. SEKA kağıt faabrikası vardı. Özelleştirdiler. Kağıt krizine girdiğimizde gördük. Fiyatı 1 ise 10 oldu. Şeker Fabrikaları ve Tank Paletle ilgili de uyarıyoruz. Bir daha gözden geçirin. Sonuçlarına katlanamazsınız” dedi.
Atalay, konuşmasında Hak-İş’in Şanlıurfa’da düzenlediği mitinge giderken meydana gelen kazada hayatını kaybeden beş işçiyle ilgili üzüntülerini dile getirdi. ‘Hakkımıza dokunulmasın’ YÜRÜYÜŞTEişçilerin çoğunluğunun kıdem tazminatına dair dövizler ve pankartlar taşıması dikkat çekti. Aydınlık’a konuşan işçiler hükümetin kıdem tazminatından elini çekmesini isterken, vergi sistemindeki adaletsizlikten de yakındılar. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde usta gemici olarak çalışan Şeref Kalaman: “Bizim için önemli olan yıpranma payımızın verilmesi, emeğimize ve hakkımıza dokunulmaması. İşverenlerin, hükümetin hep beraber işçinin yanında olmasını istiyoruz. Tek dileğimiz emeğimizin karşılığını alıp huzur içinde çalışmak.” Karayollarında taşeron işçisi olarak çalışan Osman Kalay: “Şu an hiçbir hakkımız yok. Aynı işi yapmamıza rağmen farklı maaşlar alıyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz. Karayollarında asıl işi yapmamıza rağmen kadro alamadık. Biz kadromuzu istiyoruz. Ya seve seve ya da söke söke.” Koop-İş İstanbul Şube Mali Sekreteri Recep Torun: “Ekonomik sorunlarımızı, enflasyon altında ezilen emekçilerin sesini duyurmak için buradayız. Kıdem tazminatına dokunulmaması için buradayız, esnek çalışmaya karşı buradayız.” Kristal-İş Gebze Şube Sekreteri Ünsal Civelek: “Kıdem tazminatına dokunulmamalı. Hükümetin tek başına karar alma yetkisi olamaz. On binlerce insanı yok sayamazlar. Zamanında bu hükümet tasarruf teşvik fonunu eleştirmişti. O zaman beğenmediği fon sistemini şimdi kendi kurmak istiyor.” Bekir İspaha: “Haklarımızı savunmak için, kıdem tazminatlarımız için, çocuklarımız için, yarınlarımız için buradayız.”

‘BU ÇIĞLIĞI DUYUN’
Yol-İş Ankara 1 Nolu Şube Sekreteri Şaban Çekil: “Aynı kurumda aynı işi yapan işçiler farklı ücret alıyor. KHK ile kamuya alınan işçiler eşit işe eşit ücret istiyor. Bu, iş barışını da bozuyor. KHK ile kamuya alınan işçiler yüzde 4+4 zam artışına tepkililer. ‘Madem kadro aldık biz niye toplu sözleşmeye dahil edilmiyoruz?’ diye soruyorlar. Karayolları işçileri de Yol-İş’in toplusözleşmesine dahil olmak istiyorlar. Ne zaman toplusözleşme ve sosyal haklarımız verilir, işte o zaman kadro aldığımızı anlayacağız’ diyorlar. Bizler de KHK ile kamuya alınan arkadaşların çığlığının duyulmasını istiyoruz.”

‘VERGİDE ADALET İSTİYORUZ’
Türk Metal Gebze Dilovası Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Yusuf İkisivri: “Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Türk-İş’in bu konuda aldığı genel grev kararı var. Sadece kıdem tazminatı değil vergide de adalet istiyoruz. Pırlanta alanlardan daha çok vergi veriyoruz. Ocak ayında aldığımız maaşımızı, aynı şekilde aralık ayında almak istiyoruz. Biz devletimize vergi vermek istiyoruz. Ülkemizin vergilerimizle ayakta duracağını biliyoruz. Ancak vergilendirme sistemi adaletli olsun. Bu ülke, bu vatan, bu bayrak hepimizin.” Reyhan: Türkiye’nin ufkunda üreticilerin hükümeti var TÜRK-İŞ’İN merkezi olarak Kocaeli’de kutladığı 1 Mayıs’a Vatan Partisi de yoğun şekilde katıldı. Bu yıl 1 Mayıs’ın daha farklı ve daha anlamlı olduğunu belirten Genel Sekreter Utku Reyhan, “Türkiye bir kriz yaşıyor. Artık eşiğinde değil, krizin içindeyiz” dedi, “Birçok işyeri kapanma tehlikesiyle, birçok emekçi sokakta kalma ve mevcut haklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Partimize de çok sayıda başvuru oluyor; kıdem tazminatını almadan işten çıkarılan ya da işyeri kapandığı için mağdur olan çok sayıda emekçi var. 1 Mayıs’ı bu koşullarda kutluyoruz. Bu 1 Mayıs’ta diğerlerinden farklı olarak yalnızca işçi sınıfının değil, bütün üretici sınıfların, Amerika’nın ekonomik saldırılarına karşı topyekun birleşme ve mücadele etme mesajının verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin ufkunda üreticilerin taleplerini hayata geçirecek bir milli hükümet görünüyor. Bu, Türkiye için zorunluluk. Çünkü ekmek teknesini koruma meselesi, Türkiye için en ciddi güvenlik sorunlarından biri haline geldi. Bu 1 Mayıs’ta bu taleplerin öne çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Parti olarak zaten bu mesajları kamuoyuna veriyoruz.”

‘EMEK VE VATAN MÜCADELESİ BİRLEŞİYOR’
Reyhan, Türk-İş önderliğinde kutlanan 1 Mayıs’ların önemine ilişkin ise şunları söyledi: “Bir süredir bir takım sahte sol yapılanmalar 1 Mayıs’ı İstiklal Marşı olmadan, Türk bayrağı olmadan, HDP’nin ve PKK’nın talepleri doğrultusunda sözde kutlama eğilimi içerisindeler. Buna karşılık Türk-İş’in, Türkiye’nin milli değerlerine ve vatan bütünlüğüne sahip çıkarak 1 Mayıs’ları kutlamasını, emek mücadelesi ile vatan mücadelesini birleştirme çizgisini, son derece doğru buluyoruz. Biz sahte solcuların olduğu alanlarda değil emekçilerin olduğu alanlarda 1 Mayıs’ları kutlamayı tercih ediyoruz.”