Giresun'daki tarihi köy HES'e kurban gidiyor: 'Bize sahip çıkacak hükümet arıyoruz'

Geçimini hayvancılık ve arıcılıkla kazanan Ericek köyü, Giresun'un en büyük ve en güzel orman köylerinden biri. Buram buram tarih kokuyor. Şimdi o tarih, HES projeleriyle tarihe karışıyor

Giresun'un Espiye ilçesine bağlı Ericek köyü, ilçenin en yüksek ve en büyük orman köyü. Köylüler geçimlerini arıcılık ve hayvancılıkla sağlıyorlar. Fındık ve mısır ise yan ürün olarak üretiliyor. Geçen aylarda birçok tarım arazisi Hazine arazisi olarak kadastroya işlenerek köylünün elinden alınmış. Köylünün elinde sadece hayvancılık ve arıcılık kalmış. Ericek köyünden tarihi İpek Yolu'nun bir bölümü geçiyor. Fatih Sultan Mehmet'in Gümüşhane üzerinden gelerek Trabzon'u fethinde kullandığı yol ve aynı zamanda o dönemden kalma tarihi taş köprü... Bu tarihi yol, yapılan çalışmalar sonucunda şimdiden hafriyat altında kalarak kaybolmuş durumda. Ericek'te yapımı planlanan iki HES projesi bulunuyor. Biri için çalışmalar başlamış. Tarihi taş köprü, HES'lerden birinin kurulacağı alan içinde kalıyor. Yani, o da yok olmakla karşı karşıya...

İÇTAŞ isimli firma, HES çalışmasına yeni başlamış. HES havuzuna boru ve kanallarla su taşımak için yol ve kanal çalışmalarını yürütüyor. Köylülerin deyimiyle, "Daha işin başındayız."

Ama ormanlar şimdiden yok olmaya başlamış bile. Binlerce ağaç, yol ve kanal yapımı nedeniyle kesilmiş. Binlercesi yuvarlanan kayalarla kırılmış.

Köyün duyarlı gençlerinden Mustafa Sağır, Aydınlık'a ulaşarak bu doğa katliamından bizleri haberdar etti.

'Kıllarını kıpırdatmıyorlar'

Ericek köyü muhtarlık azası Ali Sağır, köylerine yapılan HES'lerden dolayı doğal yapılarının bozulduğunu söylüyor. Sağır, "Bizim esas geçim kaynağımız arıcılık ve hayvancılık. Bu ormanlar yok olursa nasıl arıcılık yapacağız biz? Hayvanlarımızı nasıl besleyeceğiz? Hükümetin ilgilendiği yok. Burada orman yoksa geçim de olmaz" dedi.

Köylülerden Hasan Akkaya ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "HES nedeniyle arıcılık da bitiyor, hayvancılık da. Sözüm ona Kadastro ormanlarımızı, daha iyi korumak için bizden aldı. Ama gelin görün ki HES firması bu ormanları yok ediyor. Ormanlar yok olunca biz de yok olacağız demektir. Buna birilerinin 'dur' demesi lazım. Biz, bize ve ormanlarımıza sahip çıkacak bir hükümet arıyoruz."

Tarihi İpek Yolu ve taş köprünün HES nedeniyle yok edildiğini vurgulayan Fahri Kurt da, "Bu HES sadece ormanları değil, tarihi de yok ediyor. Sizin aracılığınızla çevrecilere ve tarihçilere bir çağrım var. Hükümet bu durum karşısında kılını kıpırdatmıyor. Büyük şehirlerde yürüttüğünüz mücadeleyi gelin hep beraber burada da yürütelim. 'HES'ler iyidir. Elektrik üretecek, istihdam sağlayacak' gibi yalanlarla bizleri kandırmasınlar. HES'lerin doğayı, tarihi, insanı nasıl katlettiğini şimdi daha iyi anlıyoruz" diye konuştu.

'Bu daha birinci HES'

Ahmet Okur, HES'e karşı birçok yere başvurduklarını, fakat başvurularının dikkate alınmadığını söyledi. Okur, "Sularımız kesiliyor. Dinamit patlamaları nedeniyle evlerimizin camları kırılıyor. Evlerimizin duvarlarında çatlaklar oluşmaya başladı" dedi.

İbrahim Topkaya ise, "Ormanlarımızı İÇTAŞ firması katletsin diyemi korudunuz bugüne kadar?" diye isyan etti.

Mustafa Sağır da şöyle konuştu: "Hükümet bize orman içi köyü olduğumuz için arıcılık kredileri veriyor. Şimdi bu ormanlar yok ediliyor. Nasıl arıcılık yapacağız peki? HES sayesinde istihdam sağlanacağını söyleyerek geldiler köye. İş sağlandı; doğru. Muhtarın yakınları da olsa işe alınan arkadaşlarımız var. Ama yarın bu işle beraber ormanlarımız da bitecek. Soruyorum yetkililere; bu köylünün durumu ne olacak? Buradaki durumun aşağı köylere de olumsuz etkileri olacak. Hem bu daha birinci HES."

İlyas Gümrükçü