29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

EREN ERDEM/ Cin çarpması ve üfürükçülük...

EREN ERDEM/ Cin çarpması ve üfürükçülük...

Geçtiğimiz günlerde bir mail aldım. Bir anda gündemim değişti. Memleketin mühim meselelerinden biri olan, "dini duyarlılığı istismarın en vahim alanı olan üfürükçü meselesine" değinme kararı aldım. Aldığım mail aynen şöyle söylüyordu;

"Hocam, kızıma cin musallat olduğunu düşündüğümüz için bir hocaya gittik. Kızımız kasılıp, çok değişik sesler çıkartıyor. Yaklaşık 2 yıldır o hoca senin, bu hoca benim koşturuyoruz. Döktüğümüz paranın haddi hesabı yok. En son kredi çektim bir bankadan. Battım. Ne olur yardım edin..."

Evvela şunu ifade etmem gerekir ki, cin musallatı olarak bilinen "rahatsızlığın" tıbbi karşılığı, "sara hastalığıdır". Yani esasen, kişinin kaslarının kasılmasına paralel olarak, yüz mimikleri ile birlikte yaşanan gerilme ve garip sesler çıkartma hali, bilimsel literatürde sara olarak bilinen, beynin belirli fonksiyonlarında yaşanan aksamalara dayalı bir tıbbi hastalık türüdür. Bu hastalık, geçtiğimiz günlerde okuduğum bazı ilmi akademik dergilerde "psikotik etkiler de ihtiva edebilmekte". Kişinin halisünasyon görmesi, sesler işitmesi gibi durumlar da olabiliyor. Çünkü en temelde beyin ile alakalı bir rahatsızlık. Ve çok sayıda insanda vuk'u bulabiliyor.

Hocalar cini derecelendiriyorlar

Çeşitli mecmualarda, sara rahatsızlığının "cin çarpması" olduğuna dair birtakım ifadeler okudum. Bu, son derece yanlış, hatalı ve asla itibar edilmemesi gereken tehlikeli bir yaklaşımdır. Tıbbi anlamda tahlil edilmiş ve tedavisi hususunda çalışılan bir rahatsızlık olarak sara rahatsızlığı, tasvir edilen "cin çarpması" gibi ifadelere oturtuluyor. Kasılan, garip sesler çıkartan insan figürünün tarih boyunca "kötü ruhların tesirine muhatap olduğu" fikrine dayalı olarak, insan beyninin fonksiyonel yetersizliği ya da fiziki bir rahatsızlığı görünmez kılarak, insanlar "hocalara gidiyorlar". Bu durum, hastanın gerekli tedaviyi görmesini engellediği ve hastalığın ilerlemesine yol açtığı gibi, hastanın "psikolojik dengesini bozuyor". Kötü birtakım varlıklar tarafından tasallut altında olduğuna inanan kişinin, hayata ve insana bakışı değişiyor. Son derece pasif ve edilgen bir hal alıyor. Kısacası "ölmeden, beyin ölümü gerçekleşiyor".

Bir de bu hocalar, tasallut eden cini derecelendiriyorlar. Bu ifrittir, semumdur, mariddir gibi kategorize ederek, "uzun soluklu bir tedavi yapacaklarını söylüyor" ve böylece hasta kimsenin yakınlarını ekonomik olarak istismar ediyorlar. Değerli dostlar. Çevrenizde böylesi bir hastalığa sahip olan ve bunu cin çarpması ile alakalı değerlendiren kimseler var ise kendilerini izhar ediniz. Keza, İslam düşüncesinde "böyle bir iş yoktur".

Allah ile aldatmasınlar

Bir kişi, manevi telkin adına "tıbbi tedavi gören bir hastaya" bu koşullar altında "dua edebilir". Yani, manevi telkin yoluyla ve duanın ruhaniyeti ile "tedaviye katkı sunma yoluna girebilir". Ve bu iş üzre hiçbir ücret talep etmez. Bu makuldür. Lakin, dua için dahi "Kişinin hastalığının tıbbi tedavisinin yapılıyor olması şarttır". Tıbbi tedaviyi kesip, ücret karşılığı bir uygulama yürüten kimse "sahtekârdır, dolandırıcıdır".

Çünkü bilimle uğraşmak bir tür duadır. Fiilen, yarara teşebbüstür. Yarayı sarmak, Allah'tan şifa niyaz etmeye denktir. Yani tıp, Allah'ın Şafi isminin tecelli ettiği mukaddes bir alandır. Ve tüm doktorlar da bu ilahi sıfatların tecelli ettiği mukaddes varlıklardır.

Bu okuruma şifalar dilerim. Evladını, en kısa zamanda bir hastaneye götürmesini, icabında tedavisini görürken, bizzat kendisinin dua ile şifa niyaz etmesini öneririm...

Dikkat! Şeytan sizi Allah ile aldatmasın. (Fatır suresi 5)

DÜZELTME!

Bugün Maraş'ta ve yarın Urfa'da olacağımı yazmıştım. Etkinlikler iptal edilmiştir. Bu anlamda yanlış bilgilendirdiğim için özür dilerim.

Bugün (Cumartesi) Eskişehir'de Nasrettin Hoca Kültür Evin'de olacağım. Saat 14:00'te oralardayım.

Bilgi: 0530 170 10 25

Yarın (Pazar) İstanbul-Maltepe, Türkan Saylan Kültür Merkezi'ndeyim. Saat 14:00'te.

Bilgi: 0216 589 36 00

Son Dakika Haberleri