23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2009-2019 sektör bilançoları raporu

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

TCMB ve TÜİK’nun ortak raporuna ait gazetemizde de ekonomi servisi müdürü sevgideğer Recep Erçin rapora ait çok güzel bir yazı tuşlamış. Rapora ne kadar bakılsa yeridir.

RAPORUN ADI VE İÇERİĞİ

Jargon meselesi önemli! Raporun adı “sektör bilançoları” yerine “Sektörel Finansal İnceleme” olsa mı? Çünkü gelir tablosu rakamlarına bakılıyorsa ona bilanço analizi değil finansal (tablolar) analizi denir. Bizim makro finans dünyamızdaki aktörlerin “nakit akım bazlı nakit akım tablosu analizine de aşinalık kazanmaları” niye çok zor? Bülent Ortaçgil şarkıda ne diyordu: “Bu iş zor, çok zor Yonca”. Raporda ne nakit akım tabloları var, ne de nakit akım tablosu oran analizleri. Oysaki, bir şirketin finansal analizi, salt tahakkuk bazlı bilanço ve gelir tablosu ile yapıl(a)maz, yapılırsa anlam geometrisi eksik olur. Mutlaka nakit akım bazlı tablolar ve oranlarla da yapılmalıdır. Hasılat, kâr, borçlar gibi kalemler tahakkuk bazlıdır ve stok içeriklidir; oysa satışlardan elde edilen nakit girişleri, net nakit girişi, finansman giderlerinden nakit çıkışları ise hareketi dinamik olarak görmek için olmazsa olmazdır ve akış içeriklidir.

YAHU KATMA DEĞER UNUTULUR MU?

İş dünyasında ve de bürokraside “katma değerli mal ve hizmet üretme” sözü ağızlardan düşmezken bu raporda katma değer yok! Yapısal analiz bölümünde katma değer finansal tablosu (hesaplaması) yok. Kârlar her geçen yıl daha çok faize giderken, özsermaye sahiplerinin kâr oranı da yüzde 8.3’ten 12.4’e çıkmış. Peki ücret ve maaşların payı neydi ne oldu? 730.221 girişimin 7.8 trilyon TL’lik toplam satış hasılatının ne kadarı ilk madde ve malzemeye gitti? Raporda satışların maliyeti tablosu da incelenseydi çok anlamlı olurdu.

SALT ANALİZ DEĞİL AYNI ZAMANDA SENTEZ

Ülkemizde incelemeye (study) analiz (analysis) denilir; oysaki inceleme parçalara ayrıştırarak da yapılır (TDK diliyle çözümleme, yerleşik sözcük ise nedense analiz), parçaları birleştirerek de yapılabilir (TDK diliyle bireşim, yerleşik sözcük ise nedense sentez). Finansal incelemede bireşim için de teknikler geliştirilmiştir ama bunlar bir türlü ‘prof’lardan (profesörlerden) ‘prof’lara (profesyonellere) aktarılamadı vesselam!

Bu teknikler raporda niye yok acep, hesaplama da kolay! DuPont analizi gibi 1950’lerden kalma teknikler şöyle dursun, zeta katsayısı gibi birden çok değişkenin (akışkanlık, kârlılık, finansal kaldıraç, verimlilik kaldıracı) birleşik kullanıldığı ve hem de geçmiş verilerden geleceğe yönelik tahminlerin de ortaya konabildiği bir katsayı örneğin!

SEKTÖR RİSKİ BÖLÜMÜ

Sektör riski bölümünde salt veriler var, oysaki bankacılıkta finansal risk hesaplamalarında kullanılan birçok gösterge var, örneğin riske maruz değer (VAR), sermaye yeterlilik oranı vb.

SEKTÖR ANALİZİ ÖNEMLİ Mİ?

Evet raporda bu konuda haklı olarak sektörel göstergeler de hesaplanmış ve sunulmuş. Ama şirketler dört grup: Mikro, küçük, orta, büyük. Bunlar acaba sektörel göstergelerde de ayrı ayrı olmalı mıydı? Elbette! Bu haliyle “yapayım abime ortaya karışık, şöyle güzel bişi” gibi olmuş! Küçük bir şirket kendi göstergelerini bunlarla kıyaslarsa yanlış olacaktır. Diğer büyüklüklerdeki şirketler bu oranları daha iyiye veya daha kötüye çekmiş olacaklardır.

Ayrıca finansta temel analiz yaklaşımında sektörel inceleme göstergeleri bağlamındaki göstergeler (yoğunlaşma vb) olmadan sektörleri nasıl anlayabiliriz ki?

SONSÖZ

Acaba bu raporu salt bir “kimi tablolardan kimi veriler ve kimi oranlar” biçiminde hazırlamak yerine gerçekten bir “inceleme raporu” hüviyetine büründürmek için TCMB ve TÜİK’in insan kaynağı ve teknik bilgisi yetersiz midir? Bunu düşünemeyiz bile. Birtakım fincancı katırları ürker mi? Bundan çekinildiğini de düşünemeyiz. Peki o halde? Yanıtını umarım yetkililer verir, biz de sizinle paylaşırız.

Ne demişti palamut: Daha çok söyleyeceğim var ama ağzım su dolu!