Üretim sınavını geçtik tüketimi de artıralım

Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütünün (FAO) 2001'de aldığı kararla 1 Haziran Dünya Süt Günü olarak belirlendi. Türkiye'de kayıtlı ve denetimli 2 bin 321 işletmenin süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Süt sektörü çok sayıda kişinin de geçim kapısı.

Kovid-19 sürecinde çok sayıda ülke süt tedarik etmekte sorun yaşadı, bozulan sütler yollara döküldü. Uzmanlar Türkiye'de ise böyle bir sıkıntının yaşanmadığına dikkat çekiyor.

Ancak süt tüketimi ülkemizde yeterli değil. Avrupa'da kişi başına düşen içme sütü tüketimi yıllık 100 litrenin üzerindeyken, Türkiye'de 40 litre seviyesinde... AB ülkeleri ve ABD'de, üretilen sütlerin yüzde 90'ından fazlasının sanayiye aktarıldığına dikkati çekiliyor, Türkiye için bu oranın yüzde 45 olduğu, kalanın ise kayıtdışı olarak sokak sütü, açıkta satılan peynir, tereyağı şeklinde tüketiciye ulaştırıldığını belirtiliyor.

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ambalajsız ve açıkta satılan süt ve süt ürünlerinin ciddi sağlık riskleri taşıdığını bir kez daha gösterdiğini belirtti.

Türkiye'de kamu otoritesince onaylı, kayıtlı ve denetimli 2 bin 321 işletmenin süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösterdiğini vurgulayan Tezel, sektörün her gün yüz binlerce üreticiden temin ettiği çiğ sütü, sağlıklı, ambalajlı, hijyenik içme sütü ve süt ürününe dönüştürdüğünü bildirdi.

Kovid-19 salgını koşullarında da her türlü tedbir alınarak faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Tezel, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye'nin hayvan kaynağı, vefakar çiftçisi ve SETBİR üyelerinin işletme büyüklükleri, teknolojik yeterlilik ve yetkinlikleri, bilgi birikimi ve her türlü koşulda kesintisiz süt ürünü üretebilecek kapasitesi sayesinde, çiğ süt üretimi azalmadı, süt ürünü üretimi gerilemedi, tüketicimiz sütsüz, yoğurtsuz, peynirsiz kalmadı. Koronavirüs salgını sektörümüz için elbette sıkıntı yarattı, elbette sorunlarımız oldu ama süt bardağının dolu tarafına bakacak olursak, bu salgın bize birkaç şeyi de apaçık gösterdi. Bunlardan ilki, salgınla mücadele ederken alınması gereken kişisel tedbirlerin başında bağışıklık sistemimizi destekleyecek şekilde beslenme gerekliliği. Bu tarz beslenmenin en önemli ögesi, hayvansal protein tüketimi. Hayvansal proteinin en faydalı ve en hesaplı kaynağı ise süt ve süt ürünleri. Bir diğer kişisel tedbir de temizlik, özellikle el temizliği ve sosyal mesafe. SETBİR üyesi süt sanayicisi, çiğ sütü fabrikasına sokmadan önce kamu otoritesinin zorunlu kıldığı her türlü incelemeye tabi tutuyor, işletmeye ancak hastalık yapıcı unsurlar içermediğinden emin olunan çiğ süt kabul ediliyor.”

Tezel, pastörizasyon ve UHT tekniğiyle tüm dünyada kabul görmüş üretim standartları kullanılarak üretilen sütlerin sağlıklı ve faydalı olduğunu kaydetti.

LOJİSTİK SIKINTISI

Ulusal Süt Konseyi (USK) Başkanı Muhittin Özder, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde Türkiye süt üreticisi ve süt sanayicisinin başarılı bir sınav verdiğini belirtti.

Özder, bu süreçte başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede sütün üretimi, işlenmesi ve lojistik hizmetlerinde büyük sıkıntılar yaşandığını bildirdi.

Özder, söz konusu ülkelerde binlerce ton sütün fabrikalara ulaştırılamadığının ve tarlalara döküldüğünün altını çizerek, "Ülkemizde ise bu sıkıntılı süreç başarılı bir şekilde yönetilmiş ve üreticimizin elinde satın alınamayan bir litre süt dahi kalmamıştır. Ulusal Süt Konseyi olarak bu zorlu süreçte büyük özveriyle çalışan süt üreticilerimiz ile sanayicilerimize müteşekkiriz" ifadelerini kullandı.

GELİŞMİŞ ÜLKE TÜKETİMİ ARTIYOR

Süt aleyhinde yapılan açıklamalara da değinen Özder, bazı televizyon ve sosyal medya mecralarında yapılan ve bilimsel hiçbir temeli olmayan bu açıklamaları kaygıyla takip ettiklerini belirtti. Birçok Avrupa ülkesinde kişi başına düşen içme sütü tüketimi yıllık 100 litrenin üzerindeyken, Türkiye'de bu miktarın 40 litre seviyesinde olduğuna işaret eden Özder, şunları kaydetti:

''Sağlıklı nesiller yetiştirmek, süt içme alışkanlıkları kazandırmak adına dünyanın birçok ülkesinde okul sütü ve benzeri programlar yıllardır uygulanıyor. Amerika'dan Uzak Doğu ülkelerine kadar tüm gelişmiş ülkelerde sütün faydalarını kavrayabilmeleri adına ilkokul çağından itibaren çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bütün gelişmiş ülkeler süt tüketimini daha da artırmak ve bu konuda daha fazla farkındalık yaratmak için çabalarken, ülkemizde yapılan bilim dışı bu tip açıklamaların altında iyi niyet arayamayız."