29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Şubat uygulansa 15 Temmuz olmazdı

28 Şubat'ta Genelkurmay Harekat Başkanlığında görev yapan emekli Albay Alican Türk: ‘28 şubat kararları takip edilseydi 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmazdı.'

28 Şubat  uygulansa 15 Temmuz  olmazdı
AYDINLIK / ANKARA

28 Şubat, üzerinden geçen 21 yıla rağmen, bu süreçte yaşanan gelişmeler tartışılmaya devam ediyor. 28 Şubat döneminde Genelkurmay Harekat Başkanlığında görev yapan emekli Albay Alican Türk, 28 Şubat sürecinin bir darbe süreci olmadığını söyledi.
1995 yılının aralık ayında yapılan seçimlerde Refah Partisi’nin birinci parti olarak çıktığını hatırlatan Türk, “Kimse onlarla koalisyon kurmak istemedi. Çiller, ‘Refah Partisi PKK’dan daha tehlikelidir’ diyordu ancak daha sonra ortaklık kurdu. Bu durum parti içinde de huzursuzluk yarattı” dedi.
28 Şubat MGK’sında da bu dönemde yaşanan bazı konuların görüşüldüğünü belirten Albay Türk, şöyle konuştu: “MGK’da irticanın da bölücülük gibi bir tehdit olarak görüldüğü belirtildi. İrticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler belirlendi. Bunlar daha sonra Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü. Ertesi gün Başbakan da bir direktif yayımlayarak bakanlıkların bu doğrultuda tedbir almasını istedi.”

‘NE MECLİS KAPATILDI NE SIKIYÖNETİM İLAN EDİLDİ’

DYP’li bazı bakanların istifa ettiklerinde, ‘Hükümetin zarar verdiği, Cumhuriyetin tehlikede olduğu’ yönünde ifadeler kullandıklarını kaydeden Türk, şöyle sürdürdü: “Mayıs ayına gelindiğinde de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Refah Partisi için kapatma davası açtı. Tarikat ve cemaatlerin bu dönemde yükselmesi toplumu germişti. Daha sonra Erbakan, Refah Partisi ve DYP arasındaki protokole uygun olarak Başbakanlık görevinden istifa etti. Cumhurbaşkanı Demirel de hükümet kurmayı Çiller’e değil de Mesut Yılmaz’a verdi. İşte buna darbe denildi. Bunun darbeyle, postmodern darbeyle en ufak bir ilgisi yok. 28 Şubat MGK’sından sonra Türkiye’de hükümet, parlamento, anayasa var mı? Var. Ne Meclis kapatılmış, ne sıkıyönetim ilan edilmiş. Birileri ısrarla 28 Şubat’ı askeri darbe olarak göstermeye çalışıyor.”

‘FETÖ’YÜ VE IŞİD’İ 21 YIL ÖNCE GÖRDÜ’

Üniversitelere, kamuya türbanla girilmemesi konusuyla askerlerin ilgisinin olmadığını vurgulayan Türk, Mesut Yılmaz’ın 28 Şubat davasındaki cevabını hatırlattı: ‘Bunun sanıklarla ne alakası var. Bu adamlar asker. Kanunları Meclis çıkarıyor!’
28 Şubat’ın uyarılarının haklılığını günümüzde yaşadıklarımızın doğruladığını belirten emekli Albay Türk, şunları söyledi: “28 Şubat, tarikat ve cemaat örgütlenmesinin Türkiye’yi nerelere sürükleyeceğini 21 yıl önce bize göstermiştir. 28 Şubat başta FETÖ olmak üzere bugünkü IŞİD ve benzeri terör tehlikesine 21 yıl önce dikkat çekmiştir. 28 Şubat kararları son derece doğruymuş. O gün alınan kararlar sulandırılmasaymış, daha sonra bunlar takip edilseymiş ne 15 Temmuz ihaneti ne de FETÖ olurdu diye değerlendiriyorum.”

İRTİCAYA KARŞI UYARIYDI

Refah Partisi 1995 genel seçimlerinde birinci parti olarak çıktı... TBMM’de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükümet (Refahyol hükümeti), 8 Temmuz 1996’da TBMM’de yapılan oylamada güvenoyu aldı. RP-DYP Koalisyonu döneminde bazı önemli olaylar yaşandı. Libya’da, Kaddafi’nin bir çadırda Erbakan ile yaptığı görüşme eleştirilere neden oldu. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 tarihinde, Başbakanlık Konutunda tarikat liderlerine ve şeyhlere iftar yemeği verdi. 23 Şubat 1997’de Fatih Camisinde bir grup, öğlen namazının ardından, ellerindeki yeşil bayraklarla ‘Şeriat İsteriz’, ‘Yaşasın Hizbullah’ sloganlarıyla yürüdü.
28 Şubat 1997’de yapılan MGK toplantısında laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulandı. MGK’nın tavsiye niteliğindeki kararları hükümete bildirildi. 21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, RP’nin kapatılması için dava açtı. 18 Haziran’da Necmettin Erbakan, başbakanlıktan istifa ederken, bunun nedeninin Başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti. 19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.Refah Partisi 1995 genel seçimlerinde birinci parti olarak çıktı... TBMM’de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükümet (Refahyol hükümeti), 8 Temmuz 1996’da TBMM’de yapılan oylamada güvenoyu aldı. RP-DYP Koalisyonu döneminde bazı önemli olaylar yaşandı. Libya’da, Kaddafi’nin bir çadırda Erbakan ile yaptığı görüşme eleştirilere neden oldu. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 tarihinde, Başbakanlık Konutunda tarikat liderlerine ve şeyhlere iftar yemeği verdi. 23 Şubat 1997’de Fatih Camisinde bir grup, öğlen namazının ardından, ellerindeki yeşil bayraklarla ‘Şeriat İsteriz’, ‘Yaşasın Hizbullah’ sloganlarıyla yürüdü.
28 Şubat 1997’de yapılan MGK toplantısında laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulandı. MGK’nın tavsiye niteliğindeki kararları hükümete bildirildi. 21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, RP’nin kapatılması için dava açtı. 18 Haziran’da Necmettin Erbakan, başbakanlıktan istifa ederken, bunun nedeninin Başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti. 19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.

Son Dakika Haberleri