18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

43 subayımıza özgürlük

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Cumartesi günü bir deniz yarbayımızın Marmaris'te tutuklandığından haberiniz var mı? Sayın Yarbayımızın adı Tamer Çetin. İzmir'de görev yapıyor. Hakkında İstanbul "Casusluk Davası" nedeniyle yakalama kararı var. Görevli subayların askeri cezaevlerinde tutulması gerekirken, Yrb. Çetin, Muğla E Tipi Cezaevi'ne konuyor. Ancak mesele bu değil.

'CASUSLUK' YOK PSİKOLOJİK HAREKÂT VAR

Ergenekon ve Balyoz tutuklularının özgürlüğe kavuşmasından sonra, içerde kimse kalmadı gibi bir hava oluştu. Oysa İstanbul Casusluk Davası nedeniyle 43 subay ve emekli subayımız hakkında yakalama kararı var. Çünkü haklarında hükümler verilmiş.

Ergenekon ve Balyoz türünden davalarda hukukun nasıl çiğnendiği artık kamuoyunca biliniyor. İstanbul Casusluk Davasının adı dahi, değerli subaylarımızın onuruna ve kişiliğine karşı ağır bir saldırıdır. Bu davada casusluk falan yok. Türkiye'yi teslim almayı amaçlayan Atlantik emperyalistlerinin psikolojik harekâtı var.

HAKSIZLIK HEPİMİZE

Özgürlükleri tehdit altında olan 43 subayımıza yapılan haksızlık, şu anda Anayasa Mahkemesi'nin gündeminde. Adli tatilden önce bir karar alınması, yalnız 43 subayımızın ve ailelerinin meselesi değil elbette. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkisiz kılmayı amaçlayan büyük tertibin hedefi, Cumhuriyettir ve vatan bütünlüğüdür. Bu gerçeği deneyimlerden geçerek milletçe öğrendik.

Vicdanımıza bağlılığımız şu anda sınanıyor. 43 subayımıza yönelen tehdide karşı kayıtsız kalamayız. Bütün kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.

ANAYASA MAHKEMESİ NİÇİN BEKLİYOR

Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar bellidir.

Peki o zaman Anayasa Mahkemesi niçin bekliyor?

Adaleti geciktirmek âdet oldu.

Adaletin yerine getirilmesini ağırlaştırmak, hukukla açıklanamaz.

Anayasa Mahkemesi, alacağı kararları erteleyerek eziyetin sürdürülmesine katkıda bulunmuş oluyor. Bu katkısı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne teşekkür ediliyorsa, bunu adalet duygusu olanların anlaması mümkün değildir.

Anayasa Mahkemesi, 43 subayımızın özgürlüğü konusunda bir an önce karar vermelidir.

PROF. DR. ERCAN ENÇ ARKADAŞIMIN

BİLGİLENDİRMESİ

Prof. Dr. Ercan Enç, yarım yüzyıllık yakın arkadaşım. Pazar günü bu köşede çıkan yazıdaki yanlışımı düzeltiyor ve bizi bilgilendiriyor. Teşekkür ediyorum.

Yedi yıl öncesinde kaldığım için "80 küsur banka"dan söz ediyordum. Oysa bugün 33'ü mevduat, 13'ü kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere toplam 46 banka var.

33 mevduat bankasının biri Fon'a devredilmiş vaziyette, altısı ise şube açmış yabancı bankalar.

46 bankadan 36'sı yabancı sermayeli. 21'inin sermayesinin tamamı yabancı. Kamuya ait altı bankanın üçü mevduat bankası, üçü yatırım ve kalkınma bankası.

"Bankalardaki mevduatların devlet güvencesi altına alınması"na gelince;

50.000 TL olan devlet güvencesi, 13 Şubat 2013'te 100.000 TL'ye çıkarılmıştı.

Sıcak para ekonomisinden üretim ekonomisine geçiş sürecinde ve kredi kartları borçlarının ödemelerinin beş yıla yayılması gibi uygulamalar nedeniyle bazı bankaların tasfiyesi gündeme gelecektir. Bu nedenle mevduat sahiplerinin devlet güvencelerine gönderme yaptık.