19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

+90 ve iç cephe

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Batı çatırdıyor çatırdamasına da, söz konusu ortak çıkarları olduğu zaman bir araya geliyor ve ortak projeler üretebiliyorlar.
ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa, son yıllarda birçok konuda aralarında anlaşmazlıklar yaşadı ve bu anlaşmazlıklar giderek büyümeye devam ediyor. Ticaret savaşları, İran nükleer anlaşması, Kuzey Akım-2 ve TürkAkım, Kudüs’ün başkent ilan edilmesi, Golan Tepeleri’nde İsrail işgalinin tanınması, Rusya ve Çin ile ilişkiler... ABD ile AB ülkeleri arasında yaşanan ve öne çıkan ayrılıklardan bazıları. Buna AB ülkelerinin kendi aralarındaki ayrılıkları da ekleyebiliriz.
Batı’nın bu dörtlü karesi değişik nedenlerle de olsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye’ye karşı bir araya gelebilmekte, sinsi planlar yapmakta ve ortak hareket edebilmektedirler.
En son, Youtube üzerinden bu dört ülkenin dört farklı yayın kurumu birleşerek (DW, BBC, VOA ve France 24) +90 adlı Türkçe bir haber kanalı açtı. Gençlerimize yönelik yayın yapacaklarını açıkladılar. Yani gençlerimizi, halkımızı manipüle etmek ve zehirlemek için yayınlar yapacaklar. Batı medyasının bu sözüm ona medya kurumlarının sicilinin ne kadar kirli olduğunu, mazlum ülkelere müdahale etme bahanesi yaratmak için ne yalanlar yaydıklarını ve mizansenler kurduğunu şu son on yılda yaşananlardan biliyoruz.
BATI MEDYASININ SİCİLİ
Batı medyası gazetesi, televizyonu ve haber ajanslarıyla Suriye’ye karşı yalan üreten bir canavara dönüşmüştü. Tüm dünyaya Beşar Esad, rejim muhaliflerine tankla, topla ve helikopterlerle saldıran eli kanlı bir diktatör, Batı işbirlikçisi silahlı çeteler ise özgürlük savaşçısı olarak tanıtılmıştı. Aynı Kaddafi ve Libya’ya yaptıkları gibi. Irak’ın sözüm ona toplu imha silahları yalanıyla işgal edilmesi, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve yüz binlerce Iraklının öldürülmesi gibi.
Suriye’ye müdahale etmenin şartlarını yaratmak için, uluslararası kamuoyu yalanlarla şekillendirildi. CNN International, BBC, France 24, El Cezire gibi televizyonlar ve bunlara “haber” üreten Reuters, AP ve AFP gibi haber ajansları aylarca gerçekleri çarpıtarak ürettikleri kanlı senaryoları piyasaya sürdüler.
IŞİD diye bir canavar yaratıp onun karşısına PYD/PKK’yı “özgürlük savaşçıları” olarak piyasaya sürdüler. Bütün bu operasyonların gerçekleşmesinde Batı medyası başrolü oynamıştır. Bu senaryoların hepsinde hedef ülkede devrilmesi gereken bir diktatör ve o ülkeye demokrasi getirme propagandası vardır. Irak’ı Saddam’dan, Libya’yı Kaddafi’den, Suriye’yi Esad’dan ve Türkiye’yi Erdoğan’dan kurtarmak gibi!
ERDOĞAN NEDEN BATI’NIN HEDEFİNDE?
Fransızca yayın yapan gazete, televizyon ve internet haber sitelerini tarıyoruz, Erdoğan’ın “suçları” ortaya çıkıyor:
1. TSK’nın 24 Temmuz 2015’te ABD kuklası PKK’ya karşı Doğu ve Güneydoğu’da başlattığı operasyonlar ve PKK’nın hendeklere gömülmesi.
2. 15 Temmuz 2016’da Amerikancı-Fetullahçı kalkışmanın/işgalin ordu millet birliği ile bozguna uğratılması ve ABD’nin TSK içindeki silahlı gücünü kaybetmesi ve ardından devlet kurumları içinde FETÖ’cülerin temizlenmeye başlanması.
3. Türkiye-Rusya yakınlaşmasına çomak sokmak amacıyla ABD/FETÖ tarafından Rus uçağının düşürülmesi. Uçak krizinin Vatan Partisi’nin de çabalarıyla kısa bir sürede aşılarak Türk-Rus ilişkilerinin yeniden hatta eskisinden daha güçlü bir şekilde inşa edilmesi.
4. Türkiye’nin Rusya, İran ve dolaylı olarak Suriye’nin de olurunu alarak ABD-İsrail koridoruna karşı başlattığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları. Bu harekâtların sadece IŞİD’e karşı değil ABD’nin “kara gücü” PYD/YPG’ye karşı yapılması.
5. Suriye’de çözüm için Astana Süreci’nin başlaması ve son olarak Türkiye’nin S-400’leri almada direnmesi.
Batı bu tespitlerden yola çıkarak Türkiye’ye karşı bir Haçlı Seferi’nin hazırlığını yapıyor. Suriye’nin kuzeyine 25 bin TIR silah yığarak PYD/PKK’yı hazırlıyor, Doğu Akdeniz’e savaş gemilerini yığarak ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tan oluşan bir şer cephesi oluşturuluyor. Fransa Güney Kıbrıs’ta üs kuruyor. İngiltere’nin orada zaten üssü var.
Dış cephede böylesine bir ateş çemberi içinde olan Türkiye, iç cephede de paramparça edilmek isteniyor. Fox’a ve diğer Türkçe yayın yapan yabancı televizyonların yanına şimdi bir de +90 geliyor. O zaman uyanık olma ve emperyalist planları bozma zamanıdır. Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a önemli görevler düşmektedir; kendisi, partisi ve güçlü medyasıyla ayrıştırma değil birleştirme çizgisi izlemelidir. Bu hayâsız saldırıya karşı bölücü ve FETÖ’cülerin dışında milletin tüm temsilcilerini bir araya getiren, üreten ve birleştiren bir Türkiye’yi yaratma hedefiyle Milli bir Hükümet kurma girişiminde bulunmalıdır.