AB İlerleme Raporu ve AKP Hükümeti

Ermeni soykırımının tanınması, Avrupa Birliği’ne giriş şartlarından biri olarak Türkiye’ye dayatılmıştır. Avrupa Parlamentosu kararlarında, Gümrük Birliği Anlaşması diye anılan 1/95 sayılı AB Ortaklık Konseyi Kararı’nda, Aday Üyelik Protokolü’nde, Katılım Ortaklığı Belgesi’nde, 2005 yılı Ekim ayındaki Müzakere Çerçeve Belgesi’nde, AB ilerleme raporlarında hep bu şartı görüyoruz.

HEPSİ DÖRT ŞART
Hepsi dört şarttır:
Bir: Kürtlere özerklik vereceksiniz.
İki: Ermeni soykırımını tanıyacaksınız.
Üç: Askerî güçlerinizi Kıbrıs’tan çekeceksiniz.
Dört: Ekonominizi dünya ekonomisiyle bütünleştireceksiniz.
Yalnız Avrupa Birliği mi, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nun 15 Eylül 2005 tarihli kararı da Türkiye’ye AB’ye girebilmek için aynı şartları dayatıyor. Ne üstüne lâzımsa!

YERLE BİR OLAN DAYATMA
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2. Dairesi’nin ve Büyük Dairesi’nin Perinçek-İsviçre Davasında verdiği kararlardan sonra, “Ermeni soykırımını tanıyacaksınız” dayatması yerle bir olmuştur. Çünkü AİHM’nin her iki kararı da, Türkiye Cumhuriyeti devleti dahil, devletlerin soykırım kararı alamayacaklarını öngörüyor.

AİHM KARARLARININ KAZANIMLARI
Dün bu köşede çıkan yazıda, AİHM kararlarının bize ne kazandırdığını anlattık. Lütfen inceleyelim ve çevremize de anlatalım. Çünkü kazandığımız mevzinin bilincinde olmazsak, bundan sonra hiçbir şey kazanamayız. Özeti şudur: Yetkili Türkiye mahkemesi ve yetkili uluslararası ceza mahkemesi dışında, hiçbir mahkeme, parlamento, hükümet, belediye, üniversite ve kurum, 1915 olayları konusunda soykırım yargısında bulunamaz.

YARGININ YETKİSİNİ GASP ETME ÖZGÜRLÜĞÜ YOK
Soykırım, bir suçtur ve suça da ancak yetkili mahkeme hükmeder. 1915 olaylarına ilişkin böyle bir hüküm yok. O nedenle hiç kimse kendisinin görüşünü, bir yargı hükmü gibi ilan edemez. Avrupa hukukunda ve İnsan Hakları bildirgelerinde mahkemelerin yetkilerini gasp etme diye bir özgürlük yok. O nedenle Ermeni soykırımını tanıma özgürlüğü de bulunmuyor. Yetkili mahkeme dışında hiçbir devlet ve kurum bu kararı alamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti de buna dahildir. Meclis ve hükümet, nasıl adam öldürme suçunun varlığına ilişkin bir karar alamazsa, soykırımı tanıma kararı da alamaz. AİHM, işte bu hukuk gerçeğini saptadı. O nedenle AB’nin, Avrupa Parlamentosu’nun ve Avrupa Konseyi’nin ve diğer ülke parlamento ve kurumlarının aldıkları “Ermeni soykırımını tanıma” kararlarının hepsi hukuk açısından çöp değerindedir.

2015 İLERLEME RAPORU AVRUPA HUKUKUNU ÇİĞNİYOR
Avrupa Birliği İlerleme Raporlarının bazı bölümleri kes yapıştır yöntemiyle hazırlanır. Bakınız o raporlara, geçmiş kararlara göndermelerde bulunan tekerlemeler vardır. 2015 İlerleme Raporu da öyle. AB’ye giriş şartlarını sayan eski belgelere gönderme yapılıyor. Yeni raporu yazarken hangi belgelere gönderme yaptıklarını kontrol etmeyecek kadar ciddiyetsizdirler. Emperyalist küstahlığın dizginleri bulunmuyor.

AKP HÜKÜMETİ HANGİ MEVZİDE
AKP Hükümeti, Avrupa Birliği’nin önüne AİHM kararını koymaktan aciz durumdadır. Çünkü kararın Türkiye’ye kazandırdığı mevzinin farkında değil veya farkında olmanın gerektirdiği işi yapamıyor.
Üç gün önce E. Tümg. Ali Dinçer ile görüştük. Dün de Ulusal Kanal’da Sabahattin Önkibar’ın Alternatif programında birlikte dile getirdik. Hükümetin Avrupa Birliği’ne ve Ermeni Soykırımını tanıma kararı alan ülkelere derhal birer muhtıra vermesi gerekir. Hiçbir devlet ve hiçbir devletler topluluğu, mahkemelerin yetkisini gasp edemez. Ermeni soykırımını tanıma kararları hukuk dışıdır ve derhal kaldırılmalıdır.

YAPARIZ
AKP Hükümeti bunu yapamayabilir ama bütün dünya bilmelidir: Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Millî Hükümet bunu yapacaktır ve göreceksiniz hepsi o “Ermeni soykırımını” tanıma kararlarını kaldıracaklardır.
Biz, Ermeni Soykırımı yalanına karşı mücadeleyi başlatırken ve AİHM’de dava açarken de milletimize söz vermiştik ve sözümüzü tuttuk.
Yine söz veriyoruz ve yine başaracağız. Çünkü insanlığın demokrasi hukukuna dayanıyoruz ve Türk milletinin gücünü biliyoruz.