ABD bölgemizde yenildi birleşme sürecine girdik

Atanur Güneysu ile mektuplaşarak yoldaş olduk. Kamu emekçisi, KESK kurucularından.

Son mektubunda, ABD’nin bölgemizdeki durumunu tartışıyor. “Gerçekler maalesef yazdığınız gibi değil” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Yazılarınızda sık sık ‘Amerika yenildi’, ‘Amerika bölgeden çekiliyor’ ve ‘Amerika çöktü’ gibi ifadeler kullanıyorsunuz. Yurt ve dünya olaylarını Ulusal Kanal ve Aydınlık gibi ilerici medya organlarından izliyorum. Siyasi gelişmeler ne yazık ki sizi doğrulayacak şekilde gelişmiyor. Suriye ve Irak uzun süreden beri istikrarsızlık içinde. Buna son haftalarda Ukrayna, Venezuela, Kıbrıs ve Lübnan da dahil edildi.”

Aydınlık yazarı bazı arkadaşlarımız, örneğin değerli Amiralimiz Türker Ertürk de Atanur Güneysu gibi düşünüyor.

Olgulara bakacağız

Öncelikle belirtelim: “ABD çöktü” diye bir saptamada bulunmadık. Ancak ABD, bölgemizde yenildi. Olgulara bakacağız:

Bir: ABD, Suriye’yi bölemedi, Kahraman Esat önderliğinde Suriye devleti ve halkı savaşı kazandı. Suriye birleşiyor.

İki: ABD, Irak’ı denetim altına alamadı. Dünyanın savaş canavarı iki kez işgal etti Irak’ı, bir buçuk milyon insanımızı öldürdü, ancak orada da ipleri elinden kaçırmış bulunuyor. Irak, Maliki yönetiminde birleşme sürecine girdi. Barzani, Irak hükümetiyle anlaşma çabasında.

Üç: ABD, İran’a diş geçiremedi. İran, dimdik ayakta ve ABD’ye meydan okuyor.

Dört: ABD Mısır’da da yenildi. Türkiye’deki Haçlı gericileri ve Neoliberaller, “Amerikancılar Mısır’da darbe yaptı” diyorlardı. Oysa Mısır halkı ordusuyla birleşerek, gericiliği bastırdı ve yasadışı ilan etti. Müslüman Kardeşler’i devletten ve toplumdan tasfiye ediyor. Halk isyanıyla gelen yeni yönetimin Çağdaş Anayasası kabul edildi. Sisi önderliğindeki Mısır, açıkça Suriye, İran, Rusya ve Çin ile ittifaka yöneldi. Bu gerçekleri “ilerici” sandığımız medya görmüyor, göremez.

Beş: ABD’nin Türkiye’deki saltanatı çatırdıyor. Washington yönetimi iktidar seçeneği üretemiyor, çıkmazda.

ABD’nin yeni stratejisi

Toplam olarak bakarsak, ABD bölgemizde yenilmiştir, Kürt Koridoru açma girişimi bozguna uğramıştır. Obama yönetimi, durumunu koruyabilmek için yeni bir mevzi inşa etme çabasındadır.

Zaten ABD bu süreci iki yıl önce öngörmüştü. Yeni bir strateji belirledi. Doğrudan müdahalelerden vazgeçti, işi taşeronlarla götürmeye yöneldi. İki cephede savaşamayacağını saptadı ve yığınağı Pasifik’te yapma kararı aldı.

Bu yeni stratejinin kendisi, yenilgi öngörüsü üzerine kuruludur.

ABD’nin savunma içindeki saldırıları

Ukrayna’daki Turuncu Karşıdevrimi, bölgemizde değil, Doğu Avrupa’da. Ancak orası da bölgemizin kuzey kanadıdır ve buraları etkiler. ABD’nin savunma içindeki bir saldırısı olarak değerlendirmek yerinde olur.

Kıbrıs’ta ise, şu anda ABD’nin bir girişimi var ama başarısı yok. AKP iktidarından son hizmetler isteniyor. Alınabilecek mi, kuşkulu. Türkiye’de kurulacak Millî Hükümet buna izin vermeyecek.

Lübnan’da emperyalizme karşı güçlerin üstünlüğü devam ediyor.

Birleşme sürecini saptamanın önemi

Bölgemiz, hem ülkeler düzleminde, hem de ülkelerarası düzlemde birleşme sürecine girmiştir. Suriye, Irak, Lübnan, Mısır ve Irak arasında bir cephe birliği oluştu. Türkiye’nin millî güçleri de bu cephenin içindedir ve Arslanlı Yol’da iktidara ilerliyor. Cephe gerisi ise, Asya’nın derinliğine yaslanıyor. Dengeler ABD aleyhine gelişiyor.

“ABD çöküyor” saptaması erkendir ama ABD ekonomisinin çöküş işaretleri verdiği bir gerçektir. Bu köhne ekonomiyle büyük saldırı savaşları götürecek hali yoktur.

Kendileri itiraf ediyorlar. Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya gibi Gelişen Dünya Ülkeleri yükseliştedir. Türkiye de onlar arasındaki yerini alma sancılarını yaşamaktadır.

Bu gelişmeleri saptamak, fırsatı değerlendirmek açısından önemlidir.

Bu daha başlangıç

Bugün cesur olmak, gerçekçidir.

Savunma dönemi geçmiştir, taarruz için koşullar elverişlidir.

Son Haziran Ayaklanması bir savunma eylemi değil, taarruza başlangıç idi.

Millet, Türk bayrağı altında toplanmış, birlik ihtiyacını yüreğinde duyduğunu göstermiştir.

Herkes artık Mustafa Kemal’in askeridir. Başka deyişle çözümü devrimde aramaktadır. Bu sürecin devamı önümüzdedir.

Bugün Türkiye’de yükselen eğilim, milliciliktir, birliktir. Bakın AKP bile Cengiz Han Marşı uyduruyor kendisine.

PKK ise artık iniştedir, bölgeden gelen haberler bu yöndedir; göreceğiz.

Bugün bütün mesele, ayağa kalkan milletimizi iktidar hedefine yöneltecek öncü birikimi güçlendirmektir; İşçi Partisi’nin önderlik ve örgütlenme yeteneklerini geliştirmektir.