26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD himayesinde ‘Rojava modeli’

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Şu aralar PKK ve HDP’lilerin dillerinden düşürmedikleri bir konu var. “Rojava Modeli”. Türkiye’de de aynısından istiyorlarmış. En son HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da “Rojava modeli” konusunda ısrarlı olduklarını söyledi.

Peki neydi bu “Rojava modeli”? Bu model nasıl oluşmuş, bir görelim:

ABD ve AKP, 2011 yılında Suriye’ye operasyon için düğmeye bastı. Hatay’dan başlamak üzere 900 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırı Esad yönetimine karşı terör gruplarına ve paralı askerlere açıldı.

Suriye yönetimi mecburen Doğu ve Kuzeydoğu’daki güvenlik güçlerini çatışmaların yoğunlaştığı Batı illerine kaydırdı. PKK’nın “Rojava” dediği bölgeyi boşaltmak zorunda kaldı.

IŞİD BAHANESİYLE SINIR ÇİZİLİYOR

Esad yönetimi bölgedeki aşiretlerle anlaşarak geçici bir çözüm bulmaya çalıştı. Özellikle Haseki’deki Kürt aşiretleriyle anlaşarak inisiyatifi onlara bıraktı. Ama Şam yönetiminin zayıflatılmasıyla işler değişti. ABD’nin doğrudan devreye girmesiyle PYD üzerinden Suriye’nin bölünmesi planı devreye sokuldu.

Şimdi de IŞİD bahanesiyle bölge ABD uçaklarıyla bombalanıyor. Şam’la bağı kesilmeye çalışılıyor. “Mini Kürdistan”ın sınırları çiziliyor.

Yani “Rojava modeli” PKK’nın değil, ABD ve AKP’nin eseri.

ESAD: TÜRKİYE AYAĞINA KURŞUN SIKIYOR

PKK ve HDP’lilerin açıklamalarını ve “Rojava modeli” ısrarlarını duyunca 2012 yılını hatırladım. Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz’la birlikte Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la sohbet ediyorduk. Türkiye-Suriye sınırı terör örgütlerine açılmıştı. Esad, Türkiye’nin ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordu.

Ülkenin Doğu ve Kuzeydoğusundaki kuvvetlerini  Batı illerine kaydırmak zorunda kaldığını, bunun devam edeceğini belirttikten sonra, “Bundan da en büyük zararı Türkiye görecek. Türkiye, kendi ayağına kurşun sıkıyor” demişti.

ABD’nin bölgede başka hesapları olduğunu ifade etmişti. İsim vermeden şimdiki “Rojava modeli” uyarısını yapmıştı.

Haklı çıktı.

1. KÖRFEZ SAVAŞI  SONRASI GİBİ

PKK ve HDP şimdi aynı Suriye’de olduğu gibi ABD desteği ile Güneydoğu’yu Ankara’dan  koparma peşinde. 1991’deki 1. Körfez Savaşı sonrasında nasıl Bağdat yönetimine 36. Paralel’in üstüne geçme yasağı getirildiyse aynısı yapılmak isteniyor. Barzani yönetimindeki “2. İsrail”devletinin bir kardeşinin de Türkiye’de kurulması planlanıyor.

Yani, Irak’ta uygulanan da, Suriye’de uygulanan da, şimdi PKK ve HDP’nin istediği de aynı! ABD himayesinde “Rojava modeli”!

***

KUBİLAY DİRİLDİ!

TGB ve TLB’li gençler yine meydanlardaydı. Kubilay’ı anmak için harıl harıl çalışıyorlardı. Her yerde onlar vardı. 15 gündür sabahın erken saatlerinde metro giriş çıkışlarında hep onlarla karşılaştım. Gittiğim her yerde izlerini gördüm.

Arı gibiydiler. Kendilerine güvenleri tamdı. Yaptıkları işin sorumluluğunu ve önemini kavramışlardı. Cumartesi günü Kızılay’da Kubilay’ı dirilttiler.

Coşku ve disiplin en üst seviyedeydi. Gençlere bakıp bakıp ağlayan çok insan gördüm. Üzüntüden değil sevinçten!..

BU HABER DEĞİLSE HABER NE?

Dün gazetelere baktım. Aydınlık dışında olayı birinci sayfaya taşıyan gazete yoktu. Cumhuriyet iç sayfalarda kibrit kutusu kadar vermişti. Sözcü’de de durum aynıydı. Hürriyet iç sayfadan da olsa fena değildi. Yurt kör olmuştu.

Habercilik açısından görsellik vardı. 84 genç Kubilay’dı. Kalabalık dersen son dönemlerin en kalabalık eylemlerinden biriydi.

Hem de onca baskıya rağmen!

Olayı bir gazeteci olarak düşündüm ve kendi kendime sordum.

Bu haber değilse, haber ne?