24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD ile vize krizinin perde gerisi

İhsan Sefa

İhsan Sefa

Site Yazarı

A+ A-

İdlib harekatı başladığı gün ABD Türkiye’den vize başvurularını askıya alıyor. Basına yaptıkları açıklama erekçesinde İdlib den bahsedilmiyor

Görünürdeki gerekçe “ABD konsolosluğunda çalışanların güvenliği“ içinmiş . Biraz daha açtıklarında ABD konsolosluğunda çalışan Türk vatandaşı Metin Topuz’un Feto soruşturması ile ilgili tutuklanması.

Ülkeler arasında zaman zaman siyasi sorunlar yaşanır elçiler geri çağrılır vs. Bazen de konsolosluk çalışanlarından biri veya bir kaçı “Persona non grate” yani istenmeyen kişi ilan edilip sınır dışı edildiğine rastlanmıştır. Uluslararası ilişkilerde bu tür ağır yaptırımlardan da öte vize baş vurularının askıya alındığına soğuk savaş döneminde bile rastlanılmamıştır. ABD nin konsoloslukta çalışan bir Türk memuru için böyle bir ağır karar alması gerçekten de inandırıcı olmuyor. Kaldı ki şu anda yargı aşamasında bulunan bu kişinin Feto bağlantıları nedeniyle ucu ABD ye dokunacak suçları var ise ABD bu kişiyi çoktan yurt dışına kaçırmalıydı. ABD eğer Türk polis ve yargısını hafife alıp buna gerek duymamış ve ucunun kendine dokunacağını anlayınca vize silahını kullanmaya kalkmış ise ABD açısından daha da vahimdir. Bu olay ile ABD, 15 Temmuz ve Feto desteğinde bir kez daha suçüstü yaklanamıştır.

Batı Asya Birliğinin ayak sesleri İdlib harekatındaki askeri birliktelik ile daha da duyulur olmuştur. Önceki yazımda da belirttiğim gibi ABD nin ayağına basılmıştır. İlk sıçraması Barzani’ye yapılacak askeri müdahaleye sessiz kalınamayacağı olmuş. Ardından da İdlib harekatının başladığı gün vize başvurularının askıya alınması olmuştur.

Sandılar ki; Türkiye karşılık veremeyecek sendeleyecek kem küm edecek, 74 ambargosunda olduğu gibi karşı tedbirler almayacak.

Öyle olmadı.

Anında aynı setlikle karşılık verildi ve Amerikan vatandaşlarının vize baş vuruları askıya alındı. Afganistan’a atanan ABD nin Ankara Büyükelçisi Bass’ın veda resepsiyonuna hükümet kanadından, askeri makamlardan ve siyasi partilerden katılan olmamıştır. Büyükelçi neredeyse “Persona non grate” ilan edilecek durma düşürülmüştür.

Büyükelçi Bass yaptığı resmi açıklama (ki bu açıklamalar Amerikan dış işlerinin bilgisi dahilindedir); standart ABD politikasının yansıması yani havuç sunma ve aba altından sopa gösterme olmuştur. Beyefendi özetle; vize sorununun kısa zamanda çözülebileceği, İŞİD e karşı Türkiye ile birlikte mücadeleden olumlu sonuçlar alındığını ve Türkiye’de son 9,5 aydır terörist eylemler yapılamadığın ve nihayet son olarak da ABD olarak bağımsız Kürt devleti kurulmasına karşı olduklarını dile getiriyor.

Bass efendi aslında; IŞİD in Türkiye’de yaptığı bombalamaları biz yönetiyoruz, bizimle işbirliği yapmazsanız tekrar başlatırız diyerek örtülü tehditte bulunmuştur. Öte yandan vize sorunu kısa zamanda çözülecek ve bağımsız Kürdistanı istemiyoruz diyerek Türk kamu oyunu tepkisini şimdilik yumuşatmaya çalışmıştır.

Vize olayına karşı muhalefet partileri de tereddütsüz ABD ye karşı iktidarın yanında olmuşlardır. Bu duruş ABD yönetiminin durup bir daha düşünmesini sağlamıştır.

Şimdi ne olacak?

Vize sorunu çok yakında karşılıklı olarak kaldırılır. Bağımsız Kürdistan’ı desteklemiyoruz mesajı veren ABD’nin dört gün önce “Barzani’ye yapılacak askeri müdahaleye sessiz kalamayacağız açıklaması da şimdilik rafa kaldırılabilir. Hatta Barzani’ye geri adım attırabilir. Ancak bu kısa vadededir. ABD nin bağımsız Kürdistan ve denize çıkacak kantonlardan oluşan Kürt koridoru hayali devam edecektir.

Türkiye’nin bölgede giderek artan işbirliği ve özellikle de 15 Temmuzdan itibaren ABD den daha da uzaklaşması önümüzdeki dönemde Sam amcayı yeni hamlelere yöneltebilecektir. Türkiye’yi yeniden kazanma yollarını deneyecektir. Bu yollar havuç göstermekten tutun da iç karışıklıklar çıkartarak Erdoğan’ı devirtmeye ve AKP içinden ya da muhalefetten ABD ciyi birini parlatarak iktidara taşımaya kadar gidebilir.

ABD ye karşı açıktan vatan savaşının verildiği bu günlerde Türk halkı, Atatürkçü ve laik cumhuriyet ile sorunları olmasına rağmen ABD’ye karşı dik duruş sergileyen Erdoğan iktidarını desteklemeye mecbur bırakılmıştır. Bu durum yani Erdoğan’ın Atatürk ve laik cumhuriyetle olan sorunları; ABD nin doğrudan ya da dolaylı olarak içeride çıkartacağı kargaşalıklara karşı Türkiye’nin iç dinamiğini zayıflatmakta ve kırılganlığını artırmaktadır.

Gelinen noktada erken seçim çözüm gibi görün se de bu dönmede seçime gidilmesi içteki kutuplaşma ve zafiyetleri daha da artırabilecektir. Tek çözüm mecliste grubu bulunan HDP dışındaki partiler ile meclis dışından başta Vatan Partisi olmak üzere Saadet ve Büyük Birlik Partisinin de içinde olacağı Milli Birlik Hükumetinin derhal kurulmasıdır. Türkiye’nin buna şiddetle ihtiyacı vardır. Erdoğanlı AKP hükumeti Türkiye’yi yönetemiyor, bu şartlar altında ABD ve piyonları ile savaşın kazanılması çok zor görünüyor.