ABD-İsrail koridoru!

IŞİD’in bir CIA, MOSSAD örgütü olduğunu belirtmiştik. ABD’nin planları çerçevesinde hareket ettiğini söylemiştik. ABD ve İsrail’in talimatıyla Musul’a, Bağdat’a, Erbil’e, Kerkük’e, Suriye’ye yöneldiğini ifade etmiştik. CIA’nın ihtiyaca göre ipinin uzatılıp kısaltıldığını vurgulamıştık. 

Şu aralar Suriye’nin bölünmesi için görevde. IŞİD bahanesiyle PKK/PYD’nin sınırları çizildi. Erbil’i Akdeniz’e ulaştıracak “ABD-İsrail koridoru”nun yolu temizleniyor. Koridorun yarıdan fazlası tamam. Yeni bir hamle ile denize iyice yaklaşılması hedefleniyor. ABD savaş uçaklarının bunun için hazırlık yaptığı konuşuluyor. 

HATAY 

Hatay’dan gelen bilgiler vahim. Yayladağ, Reyhanlı, Altınözü’nde yabancılar yerlilerden fazla. Yöre halkı bölgedeki durumu, “Yabancılar silahlı, biz silahsızız” diye özetliyor.  

Koridora katılırsa sürpriz olmayacak. Demirel yıllar önce Doğu Perinçek’e Batı’nın Türkiye’yi bölen haritasını göstermişti. Benzer bir harita da Roma’da NATO toplantısında Türk generallerin önünde ekrana yansıtılmıştı. 

1. Körfez savaşı sonrasında ABD desteğiyle bastırılıp, Barzani bölgesinde okutulan ders kitaplarında, Kürdistan için, “İki denizi (Basra, Akdeniz) birleştiren ülke” tabiri kullanılmıştı. Hepsinde Hatay Türkiye’den koparılmıştı. Plan hala yürürlükte! 

PKK’YA BÜYÜK GÖREV! 

Plan belli. “Büyük Kürdistan.” Büyük Kürdistan’ın Irak ayağında Barzani-Talabani ekibi var. Nüfus yaklaşık 4-5 milyon. Türkiye ve Suriye ayağı PKK’nın kontrolünde. Barzani-Talabani bölgesinin birkaç katı.  

Koridor tamamlanırsa denetimi de PKK’da olacak. Halkın deyimiyle suyun başını tutacak.  

Petrol Barzani bölgesinde olsa da anlamı yok. Sevkiyatı PKK’sız olmaz. Peki bu ne anlama geliyor? ABD’nin kurmayı planladığı “Büyük Kürdistan”da dayanacağı asıl güç de belli oluyor: PKK. ABD hem İsrail’in güvenliğini garanti edecek, hem petrolün! 

AYDINLIK 

Aydınlık bu günleri çok önceden gördü. Suriye operasyonunun başladığı 2011 yılından beri herkesi uyardı. “Suriye’nin bölünmesi, Türkiye’nin bölünmesidir” dedi. Erdoğan’ın izlediği politikanın nelere yol açacağını madde madde sıraladı. 

Suriye’de ABD savaş uçaklarıyla bölünme sınırı çizildiğini vurguladı. 16 Mart tarihinde ABD’nin, “ABD-İsrail koridoru” için hazırlık yaptığını manşetine taşıdı. Sınırın Türkiye ve Suriye tarafındaki “etnik temizliğe” dikkat çekti. 

Bugün devletin zirvesinde tartışılan konuları çok önceden görüp okuyucusuna duyurdu. 

“HDP’ye baraj aşırtma” projesinin de aynı planın parçası olduğunu ısrarla tekrarladı. 

Aydınlık ne yazdıysa doğru çıktı. 

AKP’NİN ESERİ 

Manzara bu! Türkiye adım adım felakete sürükleniyor. AKP eseriyle ne kadar övünse azdır. “Açılım”a destek veren anamuhalefet için de temennimiz aynı. İktidar uğruna hepsi elbirliği ettiler. Amerika ne istediyse yaptılar. 

Şu aralar günah çıkarmaya çalışsalar da fark etmiyor. Bazı AKP yöneticileri, “Biz bu işin bu hale geleceğini hesaplayamadık” diyerek çıkış arayışında. “Ne yapacağız?” ve “Bu durum niye öngörülmedi?” sorusu gündemde. Peş peşe zirveler yapılıyor. “Durumu nasıl kurtarırız” telaşı var.  

PKK silah bırakacakmış! İsmet Paşa’nın tabiriyle; Hadi canım sende! 

*** 

DEMİREL’İN CENAZESİ 

Dün Ankara’da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için cenaze töreni vardı. Meclis’te yapılan törenden sonra Kocatepe Camii’nde cenaze namazı kılındı. Caminin dört bir tarafı kordon altına alınmıştı. Cami avlusuna girdiğimde çok şaşırdım. Kalabalık azdı. 

“Demirel böyle mi uğurlanmalıydı” diye düşünürken halkın alana sokulmadığını öğrendim. 

Cenaze namazı kılınan bölüm devletin tepesinde oturanlara tahsis edilmişti. Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, ... oradaydı. Camiye girebilmeyi başaran halk ise barikatların arkasında kalmıştı. 

Demirel o barikatları görseydi, “Halkımla arama barikat koymayın” diye kızardı.