29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’nin bitmeyen günahları!

Şükrü Server Aya yazdı...

ABD’nin bitmeyen günahları!
Şükrü Server Aya

Ermeni yalanlarını kanıtlayan son “Büyük Yalan” kitabında, son yüzyılda bazı siyasetçilerin yalanlarından örnekler verirken, İngiliz Başbakanı Llyod George’un tarihe geçmiş şu sözünü örnek göstermiştim: “Hiç kimse söyleviyle bağlı olamaz.” Meğerse bu gün için anlamsızmış!

AMERİKAN STRATEJİ BELGESİ

1- 14 Aralık 2017 günü ABD Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde tanıdığımız eski elçiler James Jeffrey, Eric Edelman, Stuart Jones ve Ryan Crocker soru yağmuruna tutuldu (Maalesef basın bunu ‘es geçti’):

Son günlerdeki Kudüs olayına, Trump’ın hafta başında yayınladığı ABD Milli Strateji Belgesi dünyanın dikkatini üstüne çekmiştir. Hâlbuki İngilizce izlenmeye ve okumaya açık ve Türkiye’nin tüm dikkatini (https://www.c-span.org/video/?438562-1/ambassadors-testify-us-strategy-middle-east) sesli ve yazılı habere bütün organları ile yoğunlaşması ve Amerikalının kutsal saydığı (?) “karşı söz- yazı hakkını” kullanması gerekir. İki saat süren bu toplantıda ISIS, İran, Filistin-İsrail, Irak, Suriye, PKK-YPG, Erdogan, Üsler, İran-Irak-Rusya-Turkiye ittifakı, S-400’ler, ABD’nin (YPG Suriye Kürtlerini - aslında PKK’yı) Türkiye üslerinden kalkan uçaklarla koruduğu, karşı tarafı bombaladığı, eskiden Erdoğan’ın Kürtlere fırsat verdiği, Barzani referandumu, ABD’nin tereddüt ve bazı hataları vs (anlayana açık) yuvarlak sözlerle anlatılmaktadır. Ne var ki, hangi diplomatik, akademik ve medyatik güçlerle, ne boyut ve etkinlikte savunma gücümüzün olduğu, seferberlik ve harekete konulacağı, kişisel düşünceme göre, tamamen meçhuldür.

ÜÇ MAYMUNU OYNUYORUZ

Senatörlerin “eksik-önyargılı bazıları hatalı ve ön yargılı” sorularının her birinin hatası başından bu ve diğer senatörlere “belgelere dayalı olarak” yorumlanabilse, sanırım ABD’nin en üst organının gerçeklerden ne denli kopuk olduğu görülebilir. Üç emekli büyükelçinin verdiği cevaplar genelde tutarlı ve yalındır. Ne var ki, bu elçiler de RTE ile geçmiş dostluklarına, parlak günlerini, FETÖ ve 15 Temmuz olaylarına hiç dokunmamakta, aksine Henry Barkey ve tutuklanan ABD’liler için isyan etmektedirler. Hepsi sütten çıkma ak kaşık! Hâlbuki verilen kestirme veya atlatma cevapların yerine, buradaki olay, belge ve fotoğraflar tüm senatörlerin ve ABD basınının önüne konulabilse, tümünün yüzlerindeki hırsı ve baskına uğramış travesti reaksiyonlarını foto ile yakalamak ne güzel olurdu? Bunları görmek ve dile getirmek ne yazık ki gazı bitmiş, fitili tükenen bir ihtiyara kalmıştır. Zira on beş yıldır basın, akademi ve resmi kurumlarla hâlâ “üç maymunu” oynamaktayız.

İLK İHRACATI MİSYONERLİKTİ

2- ABD kapitalizmi-emperyalizmi ve Protestanlık darası:

Amerika sıklıkla, emperyalizm ve kapitalizmle suçlanır. Hâlbuki ABD’nin 1800’lerin başından itibaren dünyaya ilk büyük ihracat kampanyası “Protestantizm” idi; İnsanlığı büyük felaketten kurtarmak için İsa’nın tekrar yere ineceği inancına bağlıydılar. Amerika’da pazar sabahları nüfusun neredeyse yarısı kiliselerdedir. Bunların yenileri geniş sahnesi bulunan bin-iki bin kişi kapasitelidir. Her kilisenin kendi cemaati vardır, başka kiliseye gitmez. Protestan papazlar kovboy filmlerindeki gibi aydın kimselerdir ve “Kilise Birlikleri”nin hem geniş destek tesisleri (eğitim, sağlık vb) vardır, hem de partiler gibi siyasette ağırlıkları... Misyonerler dünyadaki bütün ülkelere dağılarak, -özellikle sağlık ve eğitim yolları ile- başka inançtaki insanları Protestan yapmışlardır. Budist olan Güney Kore’nin yarısı Protestan yapılmış ve bunlar ABD’de destek görmüştür.

Anadolu’ya ilk Protestan Misyoner 1819’da İzmir’e gelmiş ve ticaret yerine misyonerlerlerin çalışma ve korunmaları ABD temsilcilerinin neredeyse yegâne meşgalesi olmuştur. İslâm’da din değiştirmek yasaktı. Rum-Rus Ortodoks, Fransız-İtalyan-Avusturya Katolikleri ile Yahudilerin dini kurumları çok sağlamdı. Neticede Protestanlık, getirdiği eğitim ve sağlık avantajları ile ancak Gregoryen mezhebinin yüzde beşini kandırabildi.

ABD 1840’larda “kapitülasyon” avantajını da kazandı; gemi inşası gibi bazı sanayi teşebbüsleri olmuşsa da, Protestanlık mezhebi ABD’nin en önemli ihracat kalemi oldu. Bu dinsel önyargılar yüzyıllardır şayialara dayalı olarak yaşamaktadır. ABD diplomasisi adalet ve hukuktan çok “pazı gücüne” bağlıdır. Abdülhamit devrinde ABD misyon emlakinde vaki maddi zararlar nedeniyle 100 bin dolar tazminat istiyordu. Abdülhamit bir parti “Remington” tüfek satın almıştı ve bunlar arızalı çıkmıştı. Bunların değiştirilmesini istiyordu ve ödeme yapmıyordu. Bir gün (çağrılan) bir ABD savaş gemisi, İstanbul’u ziyaret etti ve bundan sonra Abdülhamit 100 bin doları ödedi.

BİTMEYEN ERMENİ TALEPLERİ

3- Ermeni diasporası kongresi, papazlar ve hatıralar:

Şubat 1919’da Ermeniler, Paris Konferansı’na verdikleri muhtırada, Ağustos 1914’de Türklerin şartlı otonomi teklifini çevirdikten sonra, yaptıkları ihanet ve kahramanlıkları yazarken, Anadolu’nun iki deniz arasında yaklaşık % 40’ını “Hıristiyan olmayanlardan” (% 80 Müslüman) arınmış isterken, Anadolu’daki (1914’te 1.280.000 olan nüfuslarının, -1,5 milyon öldükten sonra ?- Türkiye’de 1.403.000, Kafkas Ermenistan’da da 1.296.000 olmak üzere) 2.690.000 olduğunu resmen beyan etmişlerdi. Lozan’da Ermeni yalvarışları onları savaşa sürenler tarafından duyulmadı. Gümrü Antlaşması ile Aralık 1920’de Ermenistan “bir Sovyet eyaleti” olarak egemenliğini kaybettikten sonra, 1970’lere kadar hiçbir “soykırım-katliam” şikâyetine dair ne kitap, ne de resmi bir belge vardır. Yalnız 1946’da Stalin Gürcistan için toprak isterken, yardımcısı Ermeni Mikoyan da, Kars ve Ardahan’ı Sovyet Ermenistan’ı için Stalin’in listesine katmıştı.

Şurası bilinmelidir ki; Ermeni diasporasının “ağlaması ve her vesilede yeni talepleri” hiçbir zaman bitmez. Zira sistem bu toplanan zoraki veya gönüllü bağışlarla ve Kilisenin büyük desteği ile döner. 1914’de 70 yaşında Papaz gönüllülerin kumandanıydı, bugünlerde Kaliforniya meclisinde onlarla ilgili bir yasa varsa, ellerinde bayraklı iki Ermeni izci ve duvara dayalı haçlı papaz hazırdır.

(Yandaki resimde yakın zamanda yapılan 8’ci Diaspora Konferansı’nda, sahnede iki başpapaz, seyirciler arasında da bolca papaz külahı görüyorsunuz.)

Bu vesile ile Müslüman Filistin lideri Abbas’ın bolca Ermeni papazlarla poz ve neşesini de unutmamalıyız. Bu bilim çağında, Hubble teleskopu ile evrenin sonsuzluğu ve milyonlarca yaşı ve oluşumu hala muamma iken, milyarlarca kişinin bu dünyadan başka bir hayata inanışı kişiye özgü bir hak ve serbestidir. Tartışılamaz; ancak zorla empoze edilmesi de bu serbestinin açık tacizidir.

(Söz aramızda, Ermeni Taşnakçıları 1880’den beri kesintisiz başarı ile yürüttükleri bu dayanışma, para sızdırma, öldürme vs “modernize mafya sistemleri”, bunun birkaç yüz katı büyüklük ve mükemmeliyette FETÖ’cü imamlar” sistemi ile solda sıfırlanmıştır. Şeamet maçında takkeli-takkesiz imamlar yabancı güç taktikleriyle, cüppeli papazları kilometrelerle geçmiştir.)

Son Dakika Haberleri