ABD’nin işi zorlaşıyor! Türkiye gemileri yakıyor

Irak’ı işgal edince her şeyin biteceğini hesaplamışlardı. Saddam’ı devirdiler ama yerine gelenler de kısa sürede ABD’ye başkaldırdı.

“Kemal Derviş operasyonu” ile 2002’de AKP’yi iktidara getirdikleri AKP ile kopma noktasına geldiler.

Ortadoğu bölgesinde kaldırdıkları tüm taşlar ayaklarına düşüyor.

Zaman ABD’nin lehine değil, aleyhine işliyor!

FETÖ, PKK, ...

Türkiye’de en güvendikleri örgütler FETÖ ve PKK idi. Ne de olsa iki örgütün kuruluşunda ve büyümesinde onca emekleri vardı. Bugünler için hazırlıyorlardı. Ama planlar bozuldu.

24 Temmuz 2015 itibariyle PKK darbe üstüne darbe yedi. Güneydoğu’yu fiilen bölme girişimi bozguna uğratıldı. ABD’nin eğitip, donattığı PKK’lılar hendeğe gömüldü. Yıllardır oluşturulan cephanelikler yerle bir oldu.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’nün sonu da PKK ile aynı oldu. 40 yıllık birikim darmadağın edildi. Gladyo büyük zayiat verdi.

IŞİD Türkiye’de şu anda yeraltında. Birçok hücresi uykuda. ABD onları ne zaman uyandırır bilinmez. Ama iki önemli dayanağı FETÖ ve PKK zorda.

ABD’Lİ DİLOMATLAR

ABD’li diplomatların, özellikle de ABD Adana konsolosluğu elemanlarının bir ayağı hep Güneydoğu’da oldu. PKK/HDP’li belediyelere çok sıkıfıkıydılar. Irak’taki ABD’liler Kandil’e giderken, Türkiye’dekiler Diyarbakır, Hakkari, Van, Şırnak, ... gibi illerde fır döndü.

PKK’YA VERİLEN ROL

Eyalet valisi havasında hareket ediyorlardı. PKK sırtını Amerika’ya dayadığı için kendini güvencede hissediyordu.

“Açılım” sürecinde çıtayı sürekli yükseltmelerinin nedeni de buydu. Çıtanın yüksekliğini belirleyenler de onlardı.

PKK sürekli “ABD’den rol talep ediyoruz” diyerek ABD himayesinde kalmaya çalıştı. ABD onlar için rolü çoktan hazırlamıştı.

PKK’nın rolü “ABD’nin kara gücü” olmaktı.

Ne de olsa ABD askerinin bir bedeli vardı. Ama Kürt gençlerinin onlar için 23 sentlik bile değeri yoktu.

HER ŞEY DELETİN ARŞİVİNDE

“Açılım” günlerinde bölgede görev yapmış bir albay anlatmıştı. ABD büyükelçiliği elemanlarının bölgedeki tüm faaliyetleri izlenmiş. Genelkurmay Başkanlığına, oradan da hükümete iletilmiş.

Diplomat adı altındaki ajanların kimlerle kaç dakika konuştukları, hangi özel toplantılara katıldıkları, bu toplantılarda neler söyledikleri, hangi sözleri verdikleri tek tek sıralanmış.

Rahmetli Süleyman Demirel, “Devlette hiçbir evrak kaybolmaz” demişti. Herhalde o raporlar yerli yerinde duruyordur.

ABD ŞAMAR OĞLANI OLDU

15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi sonrasında Türkiye’de her şey değişti. Herkes darbenin arkasında ABD’nin olduğunun bilincinde. Bu nedenle ABD’ye karşı çıkmak pirim yapar hale geldi.

PKK/HDP’li belediyelere kayyum atanınca ABD çok rahatsız oldu. Rahatsızlığını dile getirince tepki sert oldu.

Başbakan Binali Yıldırım, “Herkes kendi işine baksın” dedi. Arkasından diğerleri geldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD’ye, “Sizin büyükelçileriniz Türkiye’de bir vali değil, büyükelçiliğini adam gibi yapacak. Türkiye’nin valisi gibi davrananların hiçbirine müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı.

Bahçeli bile boş durmadı. “Amerikan Büyükelçisi haddini aşıyor” diye konuştu. Toplumun her kesiminden ses geldi. ABD şamar oğlanı oldu.

Türkiye “gemileri yakmış” durumda.

ÖCALAN

Bu gelişmeler yaşanırken Öcalan’dan ses geldi. Bayram nedeniyle kendisini ziyarete giden kardeşi aracılığıyla, “Devlet hazırsa bu sorunu 6 ayda çözeriz” mesajı gönderdi.

PKK ve Öcalan’ın zor durumda olduğu ve zaman kazanmaya çalıştığı çok açık.

Umarız Öcalan’ı ciddiye alan olmaz