ABD'nin ve Türkiye'nin mecburiyetleri çarpışıyor

RAFET BALLI
Bugün 9 Ağustos 2016.
Petersburg'da bir zirve var.
Tayyip Erdoğan'la Vladimir Putin arasında.
Herkes farkında: Buluşma olağan değil.
Çünkü: Süreç olağanüstü.
* * *
Tarafların pozisyonu.
Batı: Türkiye'nin Avrasya'ya kaymasından kuşkulu.
Avrasya: Beklentiler var.
Erdoğan: "Yeni bir sayfa açılacak."
* * *
Gerçekte neler çıkacak bu zirveden?
Cevap, "mecburiyet"lerde saklı.
İki ülkenin, Türkiye ve ABD'nin mecburiyetlerinde.
* * *
Önce, ABD'nin "mecburiyet"ini açalım.
Biraz geriden başlayalım. 11 Eylül 2001 tarihine gidelim.
Biliniyor: İkiz Kuleler saldırısı üretilir.
ABD için aranan bahane bulunmuştur.
Suçlu: El Kaide.
Hedef: Orta Asya ve Ortadoğu'dur.
Önce Afganistan vurulur (7 Ekim 2001).
Orta Asya için "köprü başı" tamamdır.
Hem de Rusya ve Çiğ'in böğründe.
* * *
Sıra Irak'a gelir.
Karar: İşgal.
Kilit ülke: Türkiye.
Washington, Ankara'nın kapısını çalar.
Başbakan Bülent Ecevit'tir.
ABD bir talep dosyası koyar önüne.
Özeti: Irak, Türkiye üzerinden işgal edilecektir.
* * *
Dosyayı açalım: İskenderun-Silopi hattında bir "koridor" planlanmıştır.
Amerikan üsleri kurulacaktır.
Bütün güney sınırımız boyunca.
Vahim olan Amerikan askeri sayısı.
Büyük bir ordu gelecektir Türkiye'ye. En az 65 bin.
* * *
ABD'nin planının anlamı:
Irak'tan önce Türkiye'nin güneyi işgal edilecektir.
İşin aslı:
Bugün Suriye'nin kuzeyinde kantonlar ve koridor kuruluyor ya.
ABD, bunları 14 yıl önce Türkiye'de inşa etmek istemiştir.
* * *
Ecevit, "red" cevabı verir elbette.
Hiçbir milli devlet işgal ve bölünmeye razı olamazdı çünkü.
* * *
Fakat: ABD'nin acelesi vardır.
Bir sivil darbe tezgahlanır.
Üç isim harekete geçer: Kemal Derviş, Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem.
Ecevit'in partisi bölünür.
Hükümet azınlığa düşer.
Sonuçta: Erken seçime gidilir (3 Kasım 2002).
ABD planlarına "evet" diyen AKP'nin önü açılır.
* * *
AKP iktidarında bildiğimiz gel-gitler yaşandı.
2015 yılı: Türkiye tekrar yol ayrımına geldi.
Mecburiyetleri vardı ABD'nin. İki stratejik projeyi dayattı.
Bir: Suriye'de koridor.
İki: Türkiye'de federasyon.
ABD için başka yol kalmamıştı.
Ortadoğu'da tutunamayacaktı aksi takdirde.
* * *
Türkiye'nin de karşı "mecburiyet"leri işlemeye başladı.
Türkiye'nin devlet ve millet birikiminin gördüğü şuydu:
Koridor ve federasyon ancak iç savaşla mümkündü.
Suriye örneği ortadaydı.
Türkiye'de tezgahlanan da buydu.
Halkta karşılığı olan hiçbir ciddi kuvvet "evet" diyemezdi.
* * *
Türkiye, ABD stratejisine karşı harekete geçti (24.7.2015).
İki alanda mesafe almaya başladı.
İlki: İçeride ayrılıkçı terörü geriletti.
Diğeri: Bölgeyle çöken ilişkilerini tamir politikasına döndü.
* * *
ABD'nin cevabı "darbe" oldu 15 Temmuzda.
Bu da onun mecburiyetiydi.
Cevabı bir çaresizlikti aslında.
Zira: Fethullahçı Gladyo'dan başka kuvvet bulamadı.
Gladyo ile yönetmesi de mümkün değildi.
Türkiye'nin hiçbir dinamiği Fethullahçılığa rıza vermezdi.
Sonuç: Kaos ve iç savaş olurdu.
ABD'nin istediği buydu belki.
* * *
Özet:
ABD'nin mecburiyeti: "Kürt" devletini kurmak. Akdeniz'e açmak.
Çünkü: Kendisine yüzde 100 mecbur ikinci İsrail'e ihtiyacı var.
Türkiye'nin mecburiyeti: Irak ve Suriye olmaya direnmek.
Petersbur zirvesi bu zeminde yapılıyor.
* * *
Bugünkü yazıyı kulis bilgileriyle bitirelim.
Üst düzey bir kaynak. Petersbur zirvesinden beklentileri değerlendirdi.
"Tayyip Bey'in yanından geliyorum" dipnotuyla.
Dedikleri.
"Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üyelik için başvuracak."
"Ankara'ya gelen Nursultan Nazarbayev'le de konuşuldu."
"Batının saldırısına karşı ancak böyle direnebiliriz."
* * *
Bir de Rusya tarafının nabzı.
Malum: Putin'in özel temsilcisi Aleksandr Dugin Ankara'daydı.
Devletle, hükümetle görüştü.
Onun izlenimi de aynı yönde.
Hükümet kanadı, Şanghay'a başvurma fikrini Dugin'le paylaşmış.
* * *
Son söz: "Dış'taki gelişmeler daha iyi seyredecek.