18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Açılım’ DKÖ’leri de bitirdi

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Cumartesi günü Sıhhiye’de Demokratik kitle örgütlerinin (DKÖ) mitingi vardı. TBMM’de görüşülen 2015 bütçesi protesto edildi. KESK, DİSK, TMMOB, TTB, ... hepsi oradaydı. Ne kadar “grupçuk” varsa onlar da katılmıştı. Ama meydanın büyük çoğunluğu boştu.

Alana gelen meslek örgütü üyelerinin çoğu hemen ayrıldılar. Yolda gördüklerime nedenini sordum. Oradaki bazı gruplarla yan yana görünmek istemediklerini söylediler.

12 EYLÜL ÖNCESİ

Meydanın hemen yanındaki bir simitçide bizim kuşaktan arkadaşlarla mitingi konuştuk. 12 Eylül öncesi TMMOB, TTB, DİSK, ... kortejlerini hatırladık. O günlerden eser kalmamıştı.

Bazı arkadaşlar memur örgütlerinin hükümetin baskısı altında olduğunu dile getirdiler. Buna anında itiraz geldi. Bir arkadaşımız, “Bakın geçen hafta aynı meydanda Kamu-Sen’in mitingi vardı. Meydan hıncahınç doluydu. Onlar da muhalif. Onlar da baskı altında. Sorun başka” dedi.

Uzun süre tartıştık. Vardığımız sonuç özetle şöyle:

KİTLE ÖRGÜTLERİNİN YÖNETİMİ

12 Eylül sonrası büyük savrulma yaşandı. Demokratik kitle örgütlerinin yönetimine gelenler, meslek sorunlarından çok “Kürt sorunu” ile uğraştı. Durum böyle olunca da taban örgütten koptu. Üyeler örgütün faaliyetlerine katılmaz oldu.

Yöneticiler hükümete muhalefet eder görünseler de “açılım”da hükümetle aynı yerdeler.

ÖĞRETMEN ÖRGÜTÜ

En dikkat çekeni öğretmen örgütlenmesi. Her dönemde öğretmen örgütleri en etkili örgüt oldu. TÖS, TÖB-DER güçlü kuruluşlardı. Eğitim-Sen de kurulduğunda etkiliydi. En büyük öğretmen sendikasıydı. Ama, PKK’nın kuyruğuna takılınca, örgüt dağıldı. Öğretmen hareketine de büyük darbe vurdu.

KESK için de aynı şey geçerli. “Haziran Direnişi” sırasında Kızılay Meydanı’ndaki mitinglerinde “dağa selam gönderince” meydanın anında boşalması bile onları etkilemedi. Yanlışta ısrar ettiler ve küçüldüler. Diğer meslek örgütlerinde de aynı durum sözkonusu.

AKP’nin en zayıf anında bile meydanların boş olması bundan.

ÖRGÜTLERİ BİTİRDİLER

Durum bu. Demokratik kitle örgütleri zorda. Eskiden vurdukları yeri titreten örgütler şimdi sinek vızıltısı gibi. Adları büyük ama kendileri zayıfladı. Hem de çok zayıfladı. Anlayacağınız örgütleri bitirdiler.

O nedenle AKP’nin ve F tipi örgütlerin hedefinde bile değiller. Son 7 yılda bütün vatanseverler akıl almaz saldırılara muhatap olurken onlara bir fiske bile vuran olmadı.

AKP MEMNUN

AKP bu örgütlerin tavrından memnun. Halkın örgütlü tepkisini önlediğini düşünüyorlar. “Vatan, Cumhuriyet, Emek Birlikteliği”nin yüzbinlerce kişilik mitingleri karşısında ayakları titreyen AKP, bunların çıkışlarından endişelenmiyor. Hatta sağda solda, “Bakın arkalarında kimse yok” propagandası yaparak tabanlarını rahatlatıyorlar.

DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNİN YILDIZLARI

Vardığımız sonuç özetle böyle oldu. Artık tabanın devreye girmesi zorunlu.

Peki tersi yok mu? Elbette var.

ADD, TGB, TLB, ÇYDD, CKD, TESUD, ... son dönemin yıldızları oldu. Milyonları meydanlara topladılar. Korku duvarını yıktılar. Türk Ordusuna, siyasilere, aydınlara, akademisyenlere kurulan kumpasın çökertilmesinde büyük rol oynadılar.

Dağ başındaki Silivri hapishanesini yüz bin kişi kuşattı. Dünya tarihinde örneği yok. Demokratik kitle örgütlerinin yıldızları bu tarihi olayda görev başındaydı. En zor koşullarda en kahramanca görev üstlendiler.

Kafaları “açılım”a hapsolanlar ve olmayanlar arasındaki fark bu!

Bu arada anmadan geçemeyeceğim. Mimarlar Odası Ankara Şubesi. Başındakileri tanımam. Hiç karşılaşmışlığım da yok. Ama Atatürk Orman Çiftliği ve “Ak Saray” konusunda kahramanca mücadele yürüttüler. Herkesin taktirini kazandılar.

Kutluyoruz!