29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Acun'a TV8'i aldıran Başbakan mı?

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

25 yıldır tanıdığım Mehmet Nazif Günal'ın TV8'i satmasına şaşırdım zira Günal hem televizyonculuğu pek sevmiş hem de eskiye oranla özellikle yoğun olarak bulunduğu turizm sektöründe yayıncı olmanın karşılığını somut olarak almaya başlamıştı.

Derken dün Nazif'e çok yakın olan ortak tanıktan şunu dinledim:

-"Tayyip bey, 'Nazif TV8'i Acun'a ver' deyince mecbur kaldı satmaya!"

Tabi bu bir iddia ki pekala yakıştırma da olabilir ancak...

İstanbul Havalimanındaki ortakları gazete ve televizyon almaya çalışırken Nazif'in hem yararlandığı hem eğlendiği oyuncağını durup dururken satmayacağı kesin ki maddi olarak problemi de yok.

Diyeceksiniz ki hangi işadamı yararlanıp eğlendiği şirketini başkalarının telkini ile satar!

Devletle yoğun işiniz varsa ve o devletin başında Tayyip Erdoğan gibi biri bulunuyorsa tereddüt etmeksizin satar!

Bir başka ayrıntı, Tayyip, Gezegen Mehmet isimli kendine çok bağlı malum çocuğa devlet eliyle Kral Grubunu tahsis etmiştir ki Acun da Erdoğan'ın gözünde ikinci Gezegendir.

Mehmet Perinçek ve diasporanın işbirlikçileri!

Ermeni diasporası bütün dünyada soykırım yalanının 100. yıl hazırlığını sürdürürken Türkiye yargısı, üniversitesi ve topyekün devleti bırakın buna karşı mukabele etmeyi tam tersine yaptığı araştırmalar ve Rus arşivlerinden bulduğu belgelerle bu yalanı bilimsel olarak çürütüp çöpe atan Mehmet Perinçek'ten uluslararası zeminlerde yararlanacağına ona zulüm yapmakla meşgul.

Evet Newyork, Londra, Paris ve Roma benzeri merkezlerde dünya bilim çevrelerine bulduğu belgeleri paylaşmasıgereken Perinçek'e devlet tarafından bırakın böyle bir görev verilmesi, iki yıl mesnetsiz şekilde hapiste tuttukları yetmedi şimdi bir de üniversiteden kovdular.

Bu yapılan zulüm ötesidir ve gerçekte hedef alınan Mehmet Perinçek'in şahsında Türk tarihi ile vatanıdır.

Hiç kuşkum yok Mehmet Perinçek'e kesilen cezalar babası Doğu bey'in izinde olması yani Ermeni diasporasının oyununu bozma teşebbüsündendir.

Böyle bir tabloda Mehmet Perinçek'lere sahiplenmek bayrağa sahiplenmek gibidir..

Cemaatın Hakan Fidan riyakarlığı bunun içinmiş!

Cemaatın medyadaki amiral gemisi Samanyolu TV önceki gün Hakan Fidan için tabir yerinde ise destansı bir yayın yaptı ve aylarca aşağılayıp Türkiye'yi felakete götürdüğünü söylediği Fidan'ı birden kahraman ilan ediverdi.

Peki kendini inkar demek olan bu savrulma niçin mi?

Cemaatın dersane ve benzeri birkaç konuda iktidar tarafından kuşatılmasından!

Rivayet o ki Cemaat bu kuşatmayı yarmak için Tayyip Erdoğan'a art arda elçiler gönderip yakarmış ve aman dilemiş!

Tayyip Erdoğan da burnundan kıl aldırmayarak, "Önce Hakan Bey'e ettikleri hakaretleri geri alsınlar sonra bakarız" demiş ve Samanyolu da bunun üzerine kendini inkar noktasına savrulmuş.

Gördünüz mü Cemaatın tutarlılığını!

Cemaatle yoldaşlık hesapları yapan Kılıçdaroğlu ile Sarıgül gibiler umarım bu olandan ders çıkarırlar!

İhanet ve işbirlikçiler!

Önceki gün yazdığım "Bahçeli'nin MHP'ye son ihaneti" başlıklı yazım tahminlerimin ötesinde ilgi uyandırdı ve e-mail ile telefon sağanağına tutuldum. İnanın yüz küsür mesajın içinde bir tane olsun hak vermeyen yoktu zira Bahçeli'nin Ankara'da Mansur Yavaş ile Turgut Altınok'u aday yapmaması gerçekten ihanet olarak yorumlanıyor.

Dramatik olan Bahçeli'nin kendi koltuğunu muhafaza adına partisine Ankara'yı kaybettirmeyi göze alan bu tutumuna MHP'li 50 vekilin sus pus olması ve kamuoyu önünde zerre tepki verememesidir.

Kusura bakmasınlar ama MHP'li mebuslar o tavırları ile önceliklerinin ideal-fikir ve partilerinin yararı değil, MHP Müdürüne yaranmak olduğunu ortaya koymuşlardır.

Diyarbakır randevusunun perde arkası

Kuşkusuz Barzani'nin Diyarbakır'da ağırlanmasında AKP adına mahalli seçim hesapları var lakin asıl sebep bu değil.

Erdoğan, Barzani'yi Diyarbakır'da ağırlayarak Kandil ile BDP'ye şantaj yapıp Öcalan'a mesaj gönderiyor ve "Siz zoraki sürdürülen barış sürecinde patinaj yapar ve Suriye'de PYD'ye desteğinizi sürdürürseniz ABD ile beraber Barzani ile yola devam ederiz" diyor.

İlaveten Musul-Kerkük petrollerinin işletilmesinde Barzani'den yararlanılabileceğini umut ediyor.

Erdoğan bu tür hesaplardan hareketle aslında Kürdistan'ı resmen tanımış oluyor zira Barzani'nin bir dönem "Ben de oraya karışırım ha..." diye yer belirterek tehdit saldığı Diyarbakır gibi hassas bir merkeze çağrılmasının bundan başka izahı olamaz.