25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Adına ve misyonuna ihanet eden gazete!

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Atatürk Cumhuriyeti, halkların din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin birlikte yaşama iradelerinin yönetimsel tezahürüdür. 

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halklara Türk milleti demiştir ki bu ifadeden herhangi bir ırkın biyolojik üstünlüğünün kastedilmediği, tersine bütün Anadolu halklarının ifade edildiği ortadadır. 

İğdiş edilen halkları kaynaştırma misyonu ile Atatürk tarafından kurdurulan Cumhuriyet gazetesi bugün maalesef var oluş misyonuna karşı ihanet içindedir. 

Bir insanın Kürt ya da Ermeni doğması elbette onun şerefidir. Hiç kimsenin ırkı, rengi, inancı ve mezhebi hedef yapılmaya asla gerekçe yapılamaz. 

Ancak... 

Cumhuriyet gazetesi gibi ortak değerler yaratma ve birlikte yaşama iklimini tesis adına var edilen bir yayın organının şimdilerde yeni Sevrcilerle beraber olup ayrıştırıcı emperyal projede figüranlığa soyunması yani açıktan Kürtçülük ve Ermenicilik yapması kahredicidir. 

Pazar günkü Cumhuriyet manşeti bu savrulmanın somut yansımasıdır. 

Ne imiş efendim; Doğu Perinçek ile MHP bazı konularda aynı tezde imişler yani ikisi de açılıma karşı çıkıp Ermeni soykırımını inkar ediyormuş! 

Atatürk, İnönü, Ecevit, Yunus Nadi, Uğur Mumcu ve İlhan Selçuklar bugün yaşasa milyonda bir tereddüt yok tıpkı Perinçek ve MHP misali emperyal tezgah olan Kürt ırkçılığı ile Ermeni soykırım yalanlarına karşı dikilirlerdi. 

Can Dündar o haber ve başlıkla Vatan Partisini döveyim derken aslında kendini ele verdi yani eskilerin ifadesi ile şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyledi.  

KÜRTÇE KUR’AN, TÜRKÇE EZAN! 

Fıkıh bilgim sınırlı olduğu için kesin bir hüküm veremiyorum. 

Ancak Kürtçe Kur’an olabiliyorsa Türkçe ya da başka bir lisanda ezan niye olmasın! 

Diyeceksiniz ki Kürtçe Kur’an, meal yani Allahın buyruklarının Kürtçeye çevrilmesidir! 

Eyvallah... 

Peki Kur’anın başka bir lisana çevrilmesi sorun olmazken, namaza davetin yani ezanın başka bir lisana mesela Türkçeye çevrilmesi niye kıyamet kopartıyor? 

Hatırlayın bu ülkede yıllar yılı ve hâlâ Türkçe ezan dediniz mi birileri basıyor vaveylayı. 

Cevap arıyorum; Allah’ın kelamına serbest olan, Bilal-i Habeşi’nin namaz davetine niye yasak? 

TAYYİP İLE FETÖ’NÜN SARAY MERAKI! 

FETÖ’nün Pensilvanya’daki sarayı 400 dönüm bahçede kurulu! 

Tayyip Sarayının dönümünü bilmem ama 1200 odalı ve milyar dolarlık olduğu dillerde! 

Peki İslam Peygamberi Hazreti Muhammed böyle saraylarda mı oturmuştu? 

Hiçbir İslam kaynağı bu soruya evet demiyor tersine, onun mütevazılık ve sadelikte tarih şampiyonu olduğunu ve tek odalı basit toprak bir evde ikamet ettiğini yazıyor. 

Öyle ise soru şudur: 

Peygamberin yolundan gitmek böyle mi oluyor? 

Bir başka soru, o sarayların hangi para ile yapıldığıdır? 

FETÖ sarayının kaynağını bilen yok. Kimi MOSSAD, kimi CIA kimi de saf müritlerin himmet bağışı diyor. 

Tayyip sarayı için söylenen ise devlet parasıdır ki, onun da borç olduğu en azından son yıllarda katlanan dış borç ile ispatlı... 

BAHÇELİ, GÜL’ÜN FEDAİSİ Mİ? 

Abdullah Gül çok iyi bir Cumhurbaşkanı imiş. 

Tayyip Erdoğan ile AKP, ona haksızlık yapıyorlarmış. 

Devlet Bahçeli, Kayseri meydanında aynen bu sözleri etti. 

Pardon Abdullah Gül’e arka çıkmak veya ona fedailik, MHP genel başkanlığı koltuğunda oturan birine yakışıyor mu? 

Yahu o Abdullah Gül, Oslo’nun gerçek mimarıdır ve Türk milleti kavramına ilk olarak 90’lı yıllarda başkaldıran isimdir. Dahası, Exeter’li Abdullah, Kraliçe hazretleri ile İsrail’in çok sadık müttefikidir. 

Dedik ya Bahçeli meydana iner ve MHP oyları düşmeye başlar... Söyleyin; Gül’e bu sahiplenmeyi gören bir vatanseverin kafası karışmaz mı?