18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Afyon değil, bale

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Şike Davası ve “3 Temmuz Süreci”, Galatasaray Kulübü Başkanı Duygun Yarsuvat’ın deneyimli spor yazarı Attila Gökçe’ye yaptığı “Gülen Grubu, Fenerbahçe’den 50 milyon dolar istedi” şeklindeki açıklamayla yeni bir boyut kazandı. Aynen şöyle demiş Yarsuvat: “Fethullah (Gülen) grubu Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi. Aziz Yıldırım da Fenerbahçe de bu parayı vermedi. Ondan sonra malum süreç başladı... Henüz sonlanmayan bir süreç.”

Fenerbahçe taraftarının Aziz Yıldırım’ın tutuklanmasından itibaren gerçekleşen her yürüyüşte “Cemaat Fener’le başa çıkamaz” diye slogan attığını; gazeteci Orhan Bursalı’nın son kitabı “Çatışmanın Anatomisi”nde AKP ile Cemaat arasındaki koalisyonun 2. Şike Yasası’yla birlikte çökmeye başladığını vurguladığını anımsarsak, taşlar iyice yerine oturuyor. Yarsuvat’ın iddiası Aziz Yıldırım tarafından (bence “usulen”) reddedilse de henüz sonlanmamış olsa bile giderek netlik kazanan bir süreç bu. Yıldırım’ın konuya dair hemen her konuşmasında “Başımıza bu çorapları örenlerden hesap soracağız” dediği de unutulmasın.

Fenerbahçe Kongre Üyesi gazeteci Ömer Serim, 2011’in Aralık ayında Nokta Kitap’tan çıkan “Son Kale Fenerbahçe / Bir Linç Belgeseli” adlı çalışmasında bu konuyu tüm ayrıntılarıyla incelemişti. Fenerbahçe’ye operasyonla birlikte Taraf gazetesinin “Futbol camiasında da Birinci Cumhuriyet’in sonuna gelindiğini” müjdelemesi, AKP milletvekili Şamil Tayyar’ın “Ergenekon’un finans ayağının üzerine gidiliyor” diye sevinç çığlıkları atması, Zaman gazetesinin Aziz Yıldırım-Mehmet Haberal bağlantıları keşfetmesi, Özgür Gündem’in Fenerbahçe tribününde açılan “Ne mutlu Türk’üm diyene” pankartının ardında Ergenekon bulması ya da Fatih Altaylı’nın “Temiz futbol” çabalarından ötürü Zekeriya Öz ve diğer savcılara teşekkür etmesi, bu sürecin gerçekleri arasındaydı ve Ömer Serim gerçekten de bir belgesel koymuştu ortaya.

O günlerde Hikmet Çiçek’in Aydınlık’ta ortaya attığı “Futbolun İmamı Kim?” sorusu da halen yankılanmakta...

SEKİZİNCİ SANAT FUTBOL

Son 20-30 yılda entelektüel dünyada yaşanan en sevindirici gelişmelerden birinin, “Futbol kitlelerin afyonudur” anlayışının terk edilmesi olduğunu söyleyebilirim. İlk kitabında, “Vatanın kaleleri birer ikişer düşerken Son Kale Fenerbahçe onur ve haysiyetini koruyarak küllerinden yeniden doğacaktır. Tıpkı mitolojideki Anka Kuşu’nun her sabah yeniden doğması gibi...” diyen Ömer Serim, her açıdan kirletilmiş ve kalitesizleştirilmiş şu ortamda futbol kültürünün ayakta kalması ve zenginleşmesi için çaba harcayan aydınlarımızdan. Kısa süre önce çıkan “Futbol Sanatı”, bunun çok iyi bir örneği.

Bugüne dek hep “7. Sanat sinema”dan söz edildi ve sinema sanatının kendisinden önceki edebiyat, resim, heykel, mimari, müzik ve tiyatronun mirasından yararlanarak müthiş bir birikim oluşturduğu, çok kısa sürede müthiş bir dinamizm sergilediği dile getirildi. Ömer Serim, Bence Kitap Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Futbol Sanatı”nda, köken olarak sinemanın öncesine dayanan futbolun “8. Sanat” olduğunu tarihsel ve sanatsal verilerle anlatıyor. Yalnızca James Joyce’un “İnsanlık tarihi bir gol üzerine şekillenmiştir”, Sartre’ın “Futbolda zorluk karşı takımın sahaya çıkmasıyla başlar”, ya da Che Guevera’nın “Sadece basit bir oyun değildir, futbol devrimin silahıdır” demiş olmaları nedeniyle değil, futbolcuların da birer sanatçı olduklarından yola çıkarak, bir anlamda Alf Barnet’in “Futbol, işçi sınıfının balesidir” tanımına ulaşıyor yazar.

Evet, bence de Fenerbahçe çok sağlam bir kaledir ve futbol büyüleyici bir sanattır.