29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AİHM niçin 1915 olaylarını Yahudi soykırımından ayırıyor

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

AİHM Büyük Dairesi, Perinçek-İsviçre Davasında 9 Temmuz 2015 tarihinde aldığı kararı, 15 Ekim 2015 günü açıkladı. Bu kararı iyi anlamamız gerekiyor. Çünkü ürünlerini toplamamız buna bağlı. Kararı şöyle özetleyebiliriz:
1. DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE GÜVENCEKarar, herkesin öncelikle vurguladığı üzere, Avrupa’da “Ermeni soykırımı yoktur” görüşünün açıklanmasına özgürlük güvencesi sağlıyor. Bilindiği gibi İsviçre Ceza Yasası’nın 261. Maddesine eklenmiş olan fıkra, soykırımı inkâr eyleminde bulunanların cezalandırılmasını emre- diyor. AİHM Büyük Dairesi, İsviçre’de, Doğu Perinçek’in “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için cezalandırılmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesine aykırı buldu. Daha önce AİHM 2. Dairesi de, 17 Aralık 2013 günü bizim talebimizi kabul ederek bu yönde bir karar vermişti. İsviçre devletinin itirazı üzerine Büyük Daire, bir kez daha İsviçre yargısının düşünceyi açıklama özgürlüğünü çiğnediğine hükmetti.Davayı kazandık, fakat Batı’da herhangi bir başarı kazanılacağını bir türlü akıllarına sığdıramayanlar, kararı değersizleştirmenin bir yolunu bulma gayretindeler. Diyorlar ki: “Karar düşünce özgürlüğünden başka bir anlam içermiyor.” Karar, elbette düşünce özgürlüğüne dayanacaktı. Çünkü Doğu Perinçek, bu davayı İsviçre devleti düşünce özgürlüğünü çiğnediği için açmıştı. Talebimiz düşünce özgürlüğüne dayanıyordu. AİHM, bu talebimizi haklı buldu. Avrupa’da herkes Ermeni soykırımı yapılmadığını, ceza korkusu olmadan, özgürce açıklayabilecektir. Ama daha büyük kazanımlar var, hazmedilemeyen budur. Şimdi o kazanımlara geçebiliriz.
2. SOYKIRIM HUKUKİ BİR KAVRAMDIR, BİR SUÇ TANIMIDIRAİHM, soykırım kavramının bir suç tanımı olduğuna dikkat çekiyor. Eğer karar, düşünce özgürlüğüyle sınırlı olsa, buna hiç gerek yoktu. AİHM, soykırım tanımına girmekle, aslında 1915 olaylarının hukukî nitelemesine girmektedir. Başka deyişle, Ermeni soykırımı var mı yok mu konusuna girmektedir. Soykırım kavramı, hukuki bir kavramdır, günlük dilimizdeki kırım, katliam, karşılıklı kırım gibi kavramlardan farklıdır. Sıradan insanlar, bir eylemin kırım veya katliam veya karşılıklı kırım olduğu konusunda fikir yürütebilir. Ancak “soykırım” olduğuna hükmedemez. Bunun için yetkili mahkeme kararı gerekir. Ceza Hukuku, bireylerin suç oluşturan eylemleriyle ilgilenir. 1915 yılında işlenen eylemlerin soykırım suçunu oluşturduğuna ilişkin bugüne kadar alınmış bir mahkeme kararı yoktur. O nedenle “Ermeni soykırımı” iddiaları, bütünüyle hukuk dışıdır. Soykırımın bir suç tanımı olduğunu saptadığınız an, 1915 olaylarında böyle bir suç işlenmediğini de saptamış olursunuz. Çünkü bu yönde alınmış bir mahkeme kararı yok. İşte AİHM, bunu saptamıştır.
3. SOYKIRIM SUÇUNUN İŞLENDİĞİNE HER MAHKEME KARAR VEREMEZAİHM Büyük Dairesi, Birleşmiş Milletler’in 1948 Sözleşmesi uyarınca, soykırım suçuna hükmetmeye yetkili mahkemelerin belli olduğunu vurguluyor. Buna göre ancak ve ancak, suçun işlendiği ülkenin mahkemesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkilidir. 1915 olaylarında, soykırım suçunun işlenip işlenmediğine, yalnız Türkiye yargısı ya da Lahey Adalet Divanı karar verebilir. Başka hiçbir mahkeme bu konuda hüküm kuramaz. Bu nedenle AİHM, kendisinin de soykırıma hükmetme yetkisinin bulunmadığını saptamaktadır.
4. PARLAMENTOLAR DAHİL HİÇBİR MERCİ SOYKIRIMA HÜKMEDEMEZAİHM, sürekli çiğnenen bir uluslararası kuralı hatırlatmış olmaktadır. Suçun işlendiği ülke yargısı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir merci soykırıma hükmedemez. Bu nedenle çeşitli ülkelerin parlamentolarının ve çeşitli makamlarının sözde “Ermeni soykırımı”nı tanıma kararlarının hukuken hiçbir değeri yoktur. Nasıl yetkili mahkeme dışında her önüne gelen cinayet suçunun işlendiğine karar veremezse, soykırım suçunun işlendiğine de yetkili mahkeme dışında hiçbir kurum ve makam hükmedemez. Parlamentolar ve diğer kurumlar, yetkili olmadıkları bir işin içine burunlarını sokmuşlardır. Parlamentoların “soykırımı tanıma” kararları, hukuki değeri olmayan, siyasal içerikli görüş açıklamalarıdır. Emperyalist yalan yinelenmektedir.
5. 1915’TEKİ EYLEMLER YAHUDİ SOYKIRIMINDAN FARKLIAİHM Büyük Dairesi, kendisinin soykırım suçunun işlendiği konusunda yetkili olmadığını belirtmekle birlikte, 1915 olaylarının Yahudi soykırımından farklı olduğunu saptıyor. AİHM 2. Dairesi de aynı saptamada bulunmuştu. Bilindiği gibi bugüne kadar soykırım suçunun işlendiğine ilişkin tek karar, Yahudi soykırımı konusundadır. O nedenle, “1915 olayları Yahudi soykırımından farklıdır” saptaması, dolaylı olarak da olsa, “Ermeni soykırımı”nın olmadığı anlamını da içeriyor. Mahkeme, bu konuda yetkili olmadığı için hüküm veremiyor, ancak kendi görüşünü belirlemiş oluyor. Mahkeme, Yahudi soykırımının inkârında kin ve nefret söyleminin kendiliğinden var olduğunu, oysa 1915 olaylarına ilişkin açıklamalarda bunun özel olarak saptanması gerektiğini vurguluyor. Mahkemenin bu vurgusu, İsviçreli hukukçular tarafından, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelenemeyeceği yönünde yorumlanmıştır. 15 Ekim sonrasında İsviçre gazetelerinde yer alan hukuki değerlendirmeler böyledir. Türkiye’de de eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, Hürriyet gazetesinde çıkan yorumunda aynı saptamada bulunmuştur (18 Ekim 2015).


Ayrıntılar bir yana, bu görüş tartışılmaz değerdedir. Çünkü Yahudi soykırımına hükmeden yetkili mahkeme kararı var, ama “Ermeni soykırımı”na hükmeden bir mahkeme kararı yok.
6. ERMENİ SOYKIRIMI KONUSUNDA OYDAŞMA DA YOKAİHM, Ermeni soykırımını inkâr suçunu cezalandırma konusunda uluslararası alanda bir oydaşma bulunmadığını da belirtiyor. Aslında bu oydaşmanın da hukukî bir anlamı yok. Çünkü mahkeme kararı yoksa, oydaşma üzerinden Ermeni soykırımının var olduğu kabul edilemez. Örneğin bir hırsızlık eyleminin varlığına mahkeme karar verir, oydaşma yoluyla böyle bir hüküm kurulamaz. İsviçre’nin Lozan Polis Mahkemesi, Doğu Perinçek’i mahkum edebilmek için, hukuk dışı bir yola başvurmuştu. Aziz Nesin’in hikâyesindeki “Pantolon kayışı yoksa, vantilator kayışı verelim” gibi bir çare bulmuştu. Ermeni soykırımı konusunda geçerli mahkeme kararı yoktu ama oydaşma vardı! AİHM, İsviçre Mahkemesi’nin bu hukuk dışı bulgusunu da çürütüyor, “Oydaşma da yok” diyor.
7. AİHM YETKİLİ OLMADIĞI HALDE SOYKIRIM KONUSUNA GİRMEK ZORUNDA KALDIAİHM, yetkili olmadığını belirttiği halde, 1915 olaylarının soykırım olup olmadığı konusuna dolaylı olarak girmek zorunda kalmıştır. Çünkü İsviçre Ceza Yasası’nda tanımlanan suç “soykırımı inkâr” suçudur. Yahudi soykırımı konusunda yetkili yargı kararı olduğu için, Yahudi soykırımını inkâr İsviçre hukukunda suç oluyor. Ancak Ermeni soykırımının işlendiği yönünde bir mahkeme hükmü yok. Dolayısıyla İsviçre, Doğu Perinçek’i olmayan bir soykırımı inkâr ettiği için cezalandırmıştır. AİHM, kendisini “Ermeni soykırımı”nın olduğunu veya olmadığını saptama konusuda yetkili görmediği için, dolaylı yollara başvurmak durumunda kalmıştır. Ermeni soykırımını inkâr suçunun işlendiğine hükmetmek için öncelikle bir “Ermeni soykırımının” bulunması gerekiyor. AİHM, İsviçre Mahkemesi’nin yetkili mahkeme kararı olmadığı halde, Ermeni soykırımını varsayan hukuk dışı tutumunu suçun kasıt unsuru üzerinden tartışmak zorunda kalmıştır. Kararda, nefret veya düşmanlık kastı üzerinden aslında dolaylı olarak “Ermeni soykırımı”nın varlığı tartışılmaktadır. AİHM, 1915 olaylarının Yahudi soykırımından farklı olduğunu saptayarak, bu konudaki görüşünü açıklamış bulunuyor. Kararın Türkiye ve Mazlumlar Dünyası açısından asıl önemli olan içeriği budur. Parlamentoların aldığı kararları birer birer kaldırtma mücadelesinde bize gerekli olan da budur. O nedenle kazanılan mevzilerin bilincinde olmamız gerekiyor.
YARIN: KAZANILAN DAVANIN BİLİNCİNDE OLMAK