AKP çaresizlikten İsrail’e sığındı

Başbakan Erdoğan ve Davutoğlu’nun başını çektiği grup Suriye konusunda çaresiz. Bütün planları boşa çıkmış durumda. Tek umutları binlerce kilometreden gelecek “kan ve petrol içiciler.” Onlar Suriye’ye müdahale etsinler diye neredeyse takla atacaklar.

En son İsrail’e sarıldılar. MOSSAD’ın yayın organı olarak bilinen “Depkafile” haber sitesinin yalanını doğruymuş gibi sundular. Devletin ajansından servis ettirip, “son dakika”, “şok, şok” diye kamuoyunu ikna etmeye çalıştılar. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da basın toplantısında bu habere atıf yapıp Esad yönetimini kimyasal kullanmakla suçladı.

Olayın aslını Aydınlık’tan öğrenenler, “AKP’nin durumu içler acısı” diyor. “Hani AKP İsrail’le kavgalıydı? One minute ne oldu” sorusunu soranlar da var. Yaşananlar, Suriye’de yürütülen operasyonun,”ABD-İsrail-AKP operasyonu” olduğunun kanıtı. Boynunda Yahudi örgütü JİNSA’dan aldığı madalya ile dolaşanlardan ne beklenir ki?..

AKP’de Suriye krizi

Dün AKP’lilerle bu durumu konuştum. Gelişmeleri izleyenler çok rahatsızlar. “Bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyoruz, ip kopmuş durumda. Çaresizlik insana her şeyi yaptırır” dediler. Son üç günde yaşananları hatırlattılar. “Başbakan Erdoğan ve Davutoğlu Suriye’ye müdahale için 24 saat mesaide. Toplantı üstüne toplantı yapıyor. Telefon trafiği had safhada. İki gün önce ABD, İngiltere, Fransa, ... gibi ülkelerden gelen haberlerle ‘zafer havasına’ estirmişlerdi. Hatta gazetecilere ‘müdahale an meselesi’ demişlerdi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Şimdi kara kara düşünüyorlar” bilgisini verdiler.

Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin telefon görüşmelerine dikkat çektiler. “Sıradan insanlar bile her şeyi görüyor, bizimkiler artık bölgeyi okuyamıyor. Nedenini anlamakta güçlük çekiyoruz” ifadelerini kullandılar.

AKP’de Suriye politikasına destek yok

Suriye’ye müdahale için gösterilen çaba AKP içinde gerilimi artırmış durumda. “Kan ve petrol içenlerden” destek aranırken, parti içinden destek hızla düşüyor. Başbakan sürekli mezhep vurgusu yaparak destek bulmaya çalışsa da etkili değil.

Parti yönetimi de bu konuda bölünmüş durumda. “Suriye için kadar istek niye?” sorusu yöneticileri bunaltmış. “Şimdi Suriye’nin sırası değil, gündem hemen değiştirilmeli” diyenler çoğunlukta. Parti yönetiminden birçok kişinin, Suriye’ye müdahalenin seçimlerde aleyhlerine sonuç vereceğini düşündüğü, ama bu düşüncesini Başbakan’a söyleyemedikleri belirtiliyor.

Seçim bölgesinden Ankara’ya dönen bir Akdeniz bölgesi milletvekilinin, “Suriye’ye müdahaleyi halka anlatamıyoruz, işler yine ters tepecek gibi. Gezi Parkı eylemlerinin yerini Suriye’ye müdahaleye karşı eylemler alırsa şaşırtıcı olmaz. AKP’ye oy verenler de eylemlere katılır” sözleri kulislerde sıkça anlatılıyor.

Suriye’ye müdahale olsa bile AKP’nin bu işten kârlı çıkmayacağı çok açık.

Powell ve Kerry

On yıl önce ABD Dışişleri Bakanı Powell BM’de kürsüye çıkmış, “Irak’ta dünya barışını tehdit eden kimyasal silahlar var” demişti. Şimdi bir başka ABD Dışişleri Bakanı, “Suriye yönetimi kimyasal silah kullandı” diyor.

Powell Irak’ta işgalden sonra, “CIA bizi yanılttı” diye özür diledi. Ama öldürülen bir milyondan fazla Müslümanın hesabını vermedi. Yeni Dışişleri Bakanı Kerry’e de istihbaratın CIA’dan gittiği kesin. 2003’te olduğu gibi 2013’te de aynı yalan. Bakalım Kerry ne zaman özür dileyecek.