25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP iktidarında gazeteciler

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte birçok kurum darmadağın oldu. Mesleklerde etik değerler yerle bir oldu.

Bunlar arasında gazetecilik de var. Birçok gazeteci işinden oldu. Patronlar tehdit edildi. Köşe yazarlarının ne yazacağı dikte ettirildi. Gazetecilik, yapılamaz hale geldi. Her gazeteye iktidar adına bir “müfettiş” atandı. Birçok gazetede, Erdoğan’ı kızdırmamak için, köşe yazarlarını denetleyen özel birimler kuruldu.

Bazı yazarlar Genel Yayın Yönetmeni, bazı yazarlar da doğrudan patron tarafından uyarıldı. Yazıları değiştirildi.

Yandaşlık da zor

AKP’nin son yıllarında “yandaşlık” da zorlaştı. “Alo Fatih” ses kayıtları bunun göstergesi. Her haberde fırça yemek dayanılır gibi değil. Nitekim yandaşlar kendi aralarında, “Ben az fırça yedim, sen çok yedin” tartışması yapar oldu.

Gazeteci sınıflaması

Özal, Mesut Yılmaz, Demirel, Erbakan, Ecevit en son da Erdoğan döneminde çalışmış bir grup gazeteci bir araya geldik. İçimizden çoğu emekli. Gazetelerin ve gazetecilerin durumunu konuştuk. Bugünkü gazetecileri değerlendirdik. Sonra da üşenmedik sınıflandırdık. Şimdilik isimlerini yazmayacağım ama ana hatlarıyla karşımıza şöyle bir manzara çıktı:

Jöleli grubu:

Adını Yiğit Bulut’tan alan grup. Sayıları çok yüksek değil. 17 Aralık sonrası biraz geri çekilseler de bu gruba aday olanlar var.

Uçağa bindirilenler:

Başbakanın yurtdışı gezilerinde uçağa bindirilen ekip. Daha önce de yazdım. Uçaktaki muhabbetleri ilerde İletişim Fakültelerinde “olumsuz örnek” olarak anlatılacak cinsten. İçlerinden bazıları “Jöleli grubuna” yakın. Hemen belirtelim. Bu uçak muhabbetlerini kaleme alanlar olduğu konuşuluyor. Kim ne yapmış yazılınca göreceğiz. Ama anlatılanlar hiç iyi değil!

Rüzgara göre savrulanlar:

Bunlar için rüzgar önemli. Rüzgarın esiş yönüne ve gücüne göre tavır belirlemeye hazırlar. 17 Aralık sonrası iktidara karşı bellerini birazcık doğrultmuşlardı. Seçimden sonra yine eğildiler. Durumları zor. Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bazıları Gül ile Erdoğan arasında sıkışmış durumdalar. 3. aday kazanırsa “nihayet” diye ortaya çıkacakları kesin.

AKP’lileri AKP’li, arkalarından da “Neler çekiyoruz” diyenler:

Bu grubun sayısı epeyce fazla. Daha çok merkez medyada çalışıyorlar. Ergenekon, Balyoz, ... tertiplerinde kritik rol üstlendiler. Şimdi buruşturulmuş bir mendil gibi çöpe atılma tehlikesi yaşıyorlar. Başbakanla, AKP’li bakanlarla konuşmaları dillerde. Ama onlar yokken “Biz neler çekiyoruz bir bilseniz!” diye söze başlıyorlar. Popoları oturdukları koltuğun şeklini aldığı için kalkmak istemiyorlar.

Kulağı Amerika’da olanlar:

Bunlar bordrolular ve iliştirilmişler. Son dönemlerde fazla itibarları yok. Amerika’da tuttukları klik zayıfladığı için bunların da yıldızı söndü. Ama her an göreve hazır olduklarını hissettiriyorlar.

“Sayenizde buradayız” grubu:

Normal koşullarda sıradan gazeteciler. Ama dönem ve yandaşlık gereği hayallerinden bile geçirmedikleri koltukları işgal ediyorlar. Aralarında televizyonlarda görüş belirtenler bile var. Ne dedikleri pek önemli değil. Ama iktidar kontenjanından “uzman”lar. Çoğunluğu “yandaş” olarak bilinen gazetelerde çalışıyorlar. O nedenle iktidar partisinden kimi görseler iki büklümler. “Sayenizde buradayız” ezikliği içindeler.

Şaşkınlar:

Kimden yana olacağına bir türlü karar verememiş olanlar. Nesilleri tükeniyor. Çünkü AKP’nin 12 yıllık iktidarında kural belli: “Ya bendensin ya düşmanım.”

Gazeteciler:

Tabi gazeteciler de var. Duruşunu bozmayan, düşündüğünü söyleyip yazan. Basının üzerinden “AKP silindiri” geçse de sayıları hiç de az değil. Belki biraz sessiz kaldılar. Ama ekmek parası.. Halk hareketi ile doğru orantılı olarak sayıları artıyor.