AKP kazanırsa sorumlusu CHP ve MHP olacak

Yerel seçimlere 70 günden az bir süre kaldı. Aday belirleme işlemlerinde sona yaklaşılıyor. Ama muhalefet partileri CHP ve MHP'nin "Türkiye'yi AKP'den nasıl kurtarırız" diye bir dertleri yok.

Belediye rantı mücadelesi yaşanıyor. Yapılan güçbirliği çağrılarına, "Gelin birlikte ne yapabiliriz" diye sorma ihtiyacı bile duymuyorlar. Uzatılan elleri geri çeviriyorlar. F tipi örgüt ve ABD'nin peşinden koşturuyorlar.

Parti dışı oylara "çantada keklik" gözüyle bakıyorlar. Bunun böyle olmadığı önümüzdeki günlerde görülecek. Kimse CHP ve MHP'ye mahkum değil. Zaman giderek daralıyor. CHP ve MHP yönetimleri sorumlu davranmazsa sıkıntı doğacak. Eğer AKP belediye başkanlıklarını yeniden kazanırsa bunun sorumlusu CHP ve MHP olacak.

Söylemesi bizden!

Yatağan Modeli

CHP ve MHP tabanı parti yönetimlerini uyarmalıdır. Denenmiş modeller var. AHİM'de Ermeni soykırımı yalanına karşı güçbirliği sonucunda zafere ulaşıldı. Daha 24 gün önce Muğla Milas'ta gerçekleştirilen model ortada. Seçimlerin nasıl kazanılacağını, nasıl iktidar olunacağını Yatağan, Yeniköy, Kemerköy işçileri gösterdi.

29 Aralık'ta Milas'ta CHP'lisi, MHP'lisi, İşçi Partilisi, TGB'lisi, ADD'lisi, Ülkü Ocaklısı, hatta AKP tabanı birleşti. İşçisi, esnafı, emeklisi, genci omuz omuza verdi. Bütün şehir birleşti. Olaya el koydu. Önceki gün Hükümet geri adım attı. Özelleştirme ihalesini erteledi.

İşçiler kararlı

Ama işçiler kararlı. "Erteleme yetmez, iptal" diye bastırıyor. 24 Ocak'ta da Ankara'ya gitmeyi tartışıyor. Bütün Ankara Yatağan işçisini karşılamak için teyakkuzda. "Vatan, Cumhuriyet ve Emek Birlikteliği" işçileri kolları sıvadı. İşçi Partisi, TGB, Türk-İş, DİSK, ... şimdiden alarmda.

Model bu. "Talat Paşa Komitesi", "Yatağan Modeli." Türkiye'nin felakete sürüklenişini önleyecek model. Uygulanmış ve başarı kazanmış model. Artık tartışmaya, lafı uzatmaya gerek var mı?

***

Suçüstü

AKP yine suçüstü yakalandı. Suriye'de teröristlere gönderdiği silah ve mühimmat yolda ele geçti. MİT yine devrede. "Araçlar benim kontrolümde" dedi. Başbakan Erdoğan da silah ve mühimmata sahip çıktı. Tartışmaya gerek bırakmadı.

Şimdi uluslararası soruşturma gündemde. Hükümetin de yapacak fazla bir manevra alanı yok. Türkiye'nin başı fena halde belada. Kimyasal silahlar da üstümüzde kalabilir. AKP Hükümetinin bütün suçları bir bir ortalığa dökülüyor. Deliğe süpürülmemek için Türkiye'yi sıkıntıya sokuyor.

Vahşetin(!) finansörü Katar

Cenevre'de yapılacak Suriye toplantısına bir gün kala basına birtakım fotoğraflar sunuldu. Organize bir operasyon olduğu her halinden belli. Amaç Cenevre toplantısına güçlü bir şekilde oturmaya hazırlanan Suriye yönetimini zayıflatmak.

Fotoğraflara gelince;

Fotoğrafların ne zaman, nerede çekildiği belli değil. Kime ait olduğu da tartışmalı. Şimdi sıkı durun: Fotoğraflarla ilgili dosyayı kim finanse etmiş? Katar. Bu bile her şeyi anlatmıyor mu?

Emperyalistler dünya kamuoyunu etkilemek için benzer yöntemleri hep kullanmışlardır. 1991'de 1. Körfez Savaşında televizyonların savaş haberlerinin logosu Kuveyt'te petrole bulanmış karabatak kuşlarıydı. "Saddam çevreyi yok etti" diye kıyametler koparıldı. Daha sonra bu görüntülerin savaştan 10 yıl önce Fransa kıyılarında batan bir tankerin yarattığı kirlilik olduğu ortaya çıktı. Üstelik Kuveyt'te karabatak kuşu da yaşamıyordu.

Bu görüntülerle dünya ayağa kaldırıldı. Onbinlerce Iraklının öldürülmesine gerekçe yapıldı.

Yöntem aynı yöntem!