29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP kulisleri!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

Seçim yaklaştıkça AKP’de gerilim artıyor. 276’yı bulamama kâbusu yaşanıyor. Anketlerin sonuçları partiden gizlense de sonuçların verdiği gerginlik günlük çalışmalara yansıyor. Yöneticiler çok sinirli ise çalışanlar kendi aralarında, “Galiba yine kötü bir anket sonucu geldi” diye konuşuyor.

KOALİSYON

Son günlerde herkesin gündeminde “koalisyon” var. Tayyip Erdoğan birdenbire koalisyona karşı bayrak açtı. 13 yıldır iktidarda olduklarını unutup bütün kötülüklerin anası olarak koalisyonu gösterdi. Yaşanan krizi, hatta işsizliği bile koalisyona bağladı.

AKP Sözcüsü Beşir Atalay da sık sık koalisyonun ne kadar kötü bir şey olduğunu vurgular oldu. AKP halkı koalisyona karşı uyararak(!) oy toplanma gayretine girdi.

Erdoğan ve AKP yöneticilerinin “koalisyon tehlikesine” dikkat çekmesi önemli. Erdoğan’ın “kriz var” açıklaması gibi bir şey. “Seçimi kaybediyoruz” itirafı.

AKP kulislerindeki algı da böyle. Gerçek anketleri öğrenemeyen AKP’liler, “Bizimkiler koalisyon şikayetlerine başladığına göre tek başına iktidar zorda” diyor.

ERDOĞAN-DAVUTOĞLU

Partide öne çıkan başka bir konu da Erdoğan-Davutoğlu savaşı. Erdoğan Davutoğlu’nu “ezmeye” özel bir önem veriyor. KaçAk Saray’da Bakanlar Kurulu toplantısının Davutoğlu açısından “kâbus” olduğu ifade ediliyor.

Toplantı öncesi ikili görüşmeye dikkat çekiliyor. Davutoğlu’nun Bakanlar Kurulu toplantısına, “dağılmış” halde girdiği konuşuluyor.

AKP listelerine damgayı o vurdu. Davutoğlu’nun itirazlarına, “Seçim öncesi yapmayalım” demesine rağmen Pazartesi günü Bakanlar Kurulunu 3. kez KaçAk Saray’da topladı. Taviz vermiyor. Erdoğan, “Cumhurbaşkanı da Başbakan da AKP Genel Başkanı da benim” havasında.

KUPON İHALELER

4 G-5 G kavgasında da durum aynı. Erdoğan Davutoğlu’nu ofsaytta bıraktı. Gerilim büyük. İşin içinde “büyük iş” olduğu konuşuluyor. Yüz milyonlarca dolardan söz ediliyor. AKP’liler kendi aralarında, “Erdoğan ‘kupon ihaleler’e kimseyi karıştırmıyor”ifadelerini kullanıyor.

Seçim öncesi yaşanan tartışmalar moral bozmuş görülüyor. “Hala uslanmadık mı?”, “Yolsuzluklar bizi bitirecek”, “Birilerinin kasası doluyor, bedelini AKP ödüyor” sözleri havalarda uçuşuyor.

YANDAŞLAR DA BÖLÜNDÜ

AKP Genel Merkezi’nde “Erdoğancı”, “Davutoğlucu”ayırımı yapılıyor. Aynı durum yandaş gazete ve televizyonlarda da var. Yazarlar, yöneticiler ikiye bölünmüş durumda. Yöneticiler Saray’dan fırça yemekten bıkmış. Davutoğlu’nun resmi büyük verilse bile sorun yaşanıyor.

Davutoğlu’na övgü abartılırsa Erdoğan’ın çevresinden anında telefon geldiği ve uyarıldığı konuşuluyor. Davutoğlu’nun Malezya’dan getirtip içtiği özel çayla ilgili haberlerin  bile tartışma konusu yapıldığı ifade ediliyor.

Şu aralar yandaş medyada görev yapmak zor. Çalışanlar, özellikle de birinci sayfaları hazırlayanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Kendilerini, “İki cami arasında kalmış beynamaza döndük” diye tanımlayanlar bile var.

3 DÖNEMLİKLER PUSUDA

AKP kulislerinin bir başka konusu da 3. Dönem Kuralı’na takılan AKP’liler. Hepsi AKP’nin ağır topları. 7 Haziran sonrası ortada kalacaklar. Ama onlar pek pes etmiş görülmüyor. Sürekli tetikteler.

Ne yapacaklarını soruyoruz. Öyle ununu elemiş eleğini asmış bir havaları yok. Yakın bir gelecekte yeni bir seçimin gündeme geleceğini düşünüyorlar. Ayrıntı istiyoruz, fazla konuşmuyorlar. Kastamonuluların ünlü sözüyle yanıt veriyorlar:

“Durun bakalım, daş düşebilü, ayı çıkabülü!”

Sonra da kahkahayı patlatıyorlar. Fazla sır vermiyorlar. Ama, belli ki bekledikleri bir şeyler var. Yani onlar da pusuda!