AKP uçuruma götürürken muhalefet için son viraj!..

Devletin öz varlıkları son 12 yılda "özelleştirme" adı altında yağmalandı, yandaşlara peşkeş çekildi... Muhalefet yeterince direnmedi...

Kaçak Kuran kurslarının önü açılırken, imam hatiplere katsayı kıyağı yapılırken ve "444" tuzağıyla eğitim dincileştirilirken muhalefet başını kuma gömdü...

Türbanlı müritler kamu kurumlarını işgal ederken CHP, MHP, BDP destek verdi; Kılıçdaroğlu ise "mutluyuz" diyerek tabanını şaşırttı...

Bir gecede, 5 bin okul imam hatip medresesine dö-nüştürülürken bile Tehvid-i Tedrisat'a özellikle sahip çıkması gereken CHP sesini çıkartmadı...

"Solcu" BDP Said Nursicilik yaparken; CHP ve MHP, AKP'nin "Haşhaşi çete" diye savaş açtığı Cemaat'e zeytin dalı uzatarak Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam etti...

AKP'nin açılım numarasıyla başlattığı tezgâh, Türkiye'yi federasyon tuzağına sürüklerken, tüm muhalefet ya alkış tuttu ya da sessiz kaldı...

Bu çıkmazın özü şudur: AKP, Erdoğan'ın Çankaya seçimini kazanmasının ardından cumhuriyetin temeline yerleştirilen bombanın pimini çekmek için pusuda...

Yani "İkinci Cumhuriyet" zırzopluğu dörtnala giderken, 2015 seçimleri öncesi cumhuriyeti kurtaracak tek bir çıkış var; ana muhalefeti, AKP ile etkili mücadele edebilecek, cumhuriyete bağlı, Altı Ok'u savunan kadrolarla donatmak...

PANZEHİR AYDINLANMADA...

Çünkü etkisiz muhalefet, AKP' nin cumhuriyet karşıtlığı ve hilafet özlemciliğini frenleyemiyor...

Anayasa Mahkemesi'nin "laiklik karşıtlarının odağı" tespiti de gösteriyor ki, iktidar partisi muhalefet boşluğundan yararlanarak rejimi erozyona uğratmaya devam edecek...

Atatürk düşmanı Erdoğan yönetimi, bayramları yasaklamak ve Atatürk Anıtı'na çelengi engellemekle de yetinmeyecek.

Milli Görüşçü zihniyet eğitimi medreseleştirmek için sinsice saldırılarını sürdürecek... Mürit- militanların işgali altındaki bürokrasi ise cumhuriyet kuşatmasında kullanılacak...

Peki söyler misiniz; böylesi bir zihniyetle mücadele etmek için cemaatleşen, tarikatlaşan, özetle AKP'leşen muhalefetten bu ülkeye yarar gelir mi?..

Gericiliğe, hilafetçi zihniyete karşı panzehir bellidir; Aydınlanma Devrimi'ne sahip çıkacak bir siyasal anlayışı bir an önce yaşama geçirmek...

Muhalefetin son 12 yılda AKP karşısında yaşadığı hezimetler de gösteriyor ki, aksi bir düşünce ve strateji, ülke ve cumhuriyet açısından kesinlikle uçurumdur...

CHP'DE KURULTAY ZAMANI!..

Toplumda etkili muhalefet beklentisi artarken, CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisini istifaya davet eden milletvekillerine dün akşam kurultay kararıyla yanıt verdi ve "Kurultayı ben toplayacağım" dedi...

Bu duyuru muhalifler arasında ve parti tabanında heyecan yaratırken, CHP de iyice hareketlendi... Kurultay kararının ardından bazı kentlerde nabız tutmaya çalıştık... Sonuç şu:

CHP delegeleri "artık umut" istiyor... Hiçbiri kimsenin askeri değil... İktidar özlemiyle çırpındıkları için 4 seçim hezimetinin ardından büyük bölümü CHP'nin gidişatından hoşnut değil...

Partilerinin "yeterli muhalefet yapamadı"ğını, sinerji yaratamadığını da görüyorlar... Cemaat ilişkilerine tepki duyuyorlar... O yüzden kendilerini çantada keklik gören çevrelere de acı acı tebessüm etmekle yetiniyorlar...

AKP'nin delege yapısı gibi mürit-militan zihniyette olmadıkları için de "partiye kim yarar sağlayacaksa" o kişinin önemli olacağının bilincindeler...

Bir kez daha yinelemekte yarar var; AKP'nin cumhuriyeti kuşattığı bir dönemde, bilinçli CHP'liler şu gerçeğin de farkında: "Sorun CHP'deki krizi çoktan aştı, cumhuriyet tehlikede... Duyarlı kadrolar şart..."

MUHARREM İNCE HAREKETE GEÇTİ...

İşte 6 duyarlı milletvekilinin Kılıçdaroğlu'nu istifaya çağırmasının ardından "hezimete dikkat" çeken CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, dün de CHP yönetimini sarstı... İnce'nin partisinin tabanında heyecan yaratan açıklamalarında dikkat çekici satırlar vardı:

"- CHP'nin üst organları, sayın genel başkanın kimlerle aldığı belli olmayan kararları onaylama makamına dönüşmüştür, artık işlevini yitirmiştir.

- Örneğin Cumhurbaşkanı adayının tek başına belirlenmesi... Biz üç grup başkanvekiliyiz, TV'den haberim oldu.

- Sandığa gidiş heyecanı yaratmak yerine, 'Tıpış tıpış gideceksiniz' demek halkla inatlaşmaktır. Seçmen sandığa koşarak gitmelidir.

- Bence ortada bir yenilgi, bir hezimet var... Türkiye'nin kurucu gücü CHP derde derman olamıyor, umut olamıyor ve AKP'nin belirlediği gündemde savrulup gidiyor.

- Bu riskin bedeli kurultaydır... Sayın genel başkan hemen istifa etmelidir, partiyi hemen kurultaya çağırmalıdır.

- Benim amacım, ülkemin ve partimin gözlerimin önünde eriyip gitmesine çare olmaktır, başarısızlıklarla yüzleşip CHP'yi iktidar yapmaktır.

- Bu basın toplantısını yalnız yaptığımı düşünmeyin... Benimle birlikte bu salonda CHP'nin vicdanı, iktidara susamış partinin evlatları, AKP faşizmini iliklerine kadar hisseden, gözünü, yaşamını kaybeden evlatlarımız var.

- Benimle birlikte bu salonda Atatürk'ün devrimci ruhu var... CHP ulu çınar olarak Türkiye'ye umut olmalıdır."

Ana muhalefet yönetimine dün de isyan eden Muharrem İnce'nin, CHP'de umut arayan milyonların çığlığına tercüman olduğu bir gerçek...

Anlaşılıyor ki, 6 vekilin çıkışından sonra İnce'nin bu çığlığı da CHP içindeki yaşamsal tartışmalarda pusula olacak...