23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP yıkılacak mı dediniz?.. Nasıl yani?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Anketlerin neredeyse tamamı AKP'yi halen "yüzde 50" bandında gösteriyor... Kimi birkaç puan aşağı, bazıları da birkaç puan yukarı...

Bu anketlerin ne kadar doğru olduğu en erken ihtimalle Mart 2014'teki yerel seçimlerde test edilecek... Bakalım yerel yönetimlerin yüzde 70'ini elinde bulunduran AKP, oylarını koruyacak mı, yoksa düşüş mü yaşayacak?..

Ortada çürütülemeyecek kadar baskın bir gerçek var; "Gezi" eylemleri ve hükümetin bu demokratik tepkileri sert yöntemlerle bastırmaya çalışması ve bu sırada yaşanan ölümler iktidarı iyice yıprattı...

İstanbul'da 22 gün içinde eylemlere 7.5 milyon yurttaşın katılması da, hükümete yönelik tepkinin bir göstergesi...

Suriye kaosu, dış politikadaki rezaletler, ekonomin kötü gitmesi, işsizlik, AKP'nin Cumhuriyet yasalarını yıpratma çabalarına yönelik tepkiyi de "Gezi"nin üzerine koyarsanız, ortaya şöyle bir tablonun çıkması lazım,

"AKP eriyecek, ilk seçimde bozgun yaşayacak..."

Ürkenlerin asıl dileği!..

Tüm bunlar ne yazık ki iyimser öngörüler ve saptamalar ama madal-yonun diğer yüzünde AKP'ye yarayacak önemli gerekçeler de var...

Örneğin "yoksullaştır-köleleştir" stratejisini eğitimsiz ve cahil bırakılmış kesimler üzerinde kullanan AKP'nin, sayıları 10 milyonu aşan Yeşil Kart'lılardan destek aldığı unutulmasın... AKP'nin 21 milyon oyunun yarısı belli ki bu kesimlerden geliyor...

Aslında tüm bunları bir tarafa iten bir gerekçe var ki, AKP'yi işte o ayakta tutuyor; son üç genel seçimde de yaşanan "seçeneksizlik!.."

MHP; AKP'yi savundukça, destek verdikçe eriyor; CHP ise kendi ideolojisi ve kitlesinden uzaklaştıkça yükselemiyor...

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in "CHP-MHP-İP güç birliği" çağrısı heyecan yaratırken; CHP bundan uzak duruyor. MHP lideri Bahçeli ise dün yaptığı açıklamada, kimseyle seçim işbirliği yapmayacaklarını söyledi.

Herkesin politikaları ve seçmen hedefiyle AKP'ye benzemeye çalıştığı bir dönemde, sizce AKP'yi kim iktidarda tutuyor acaba?.. Güç birliği sağlanamayan ve seçeneksiz bırakılan halk mı, seçenek olamayanlar mı?..

İşin özeti şudur; "AKP bu seçimde yıkılır" demek şimdilik çok iyimser bir dilektir!.. Asıl dilek "güç birliği ve seçenek" yaratmak olmayınca!..

Yakınımızda 10 bin kelle avcısı!..

IHS Jane's isimli savunma konusunda danışmanlık hizmeti veren bir firmanın yaptığı araştırmaya göre, Suriye'de Beşar Esad'ı devirmek için savaşan silahlı isyancıların yarısından fazlası "radikal İslamcılar"dan oluşuyor.

Ancak Suriye rejimine karşı savaşanların sayısı 100 bine ulaşırken, son iki yılda bunlar bin farklı gruba bölünmüş!..

İngiliz Telegraph gazetesinin yayımladığı verilere göre, teröristler arasında 10 bin kadar El Kaide bağlantılı cihat yanlısı varmış... 35 bin militan ise radikal dinci gruplarla ilişkiliymiş!..

Sınırımızda kafa kesen, kalp yiyen, 13 yaşındaki çocukları kurşuna dizen, kadınları kırbaçlayanların yarattığı tehdidin boyutlarını sanırım bu rakamlar anlatmaya yetiyor...

Acı olan ne biliyor musunuz, Suriye'deki çatışmalarda yaralanan bu militanların korunmaya alınarak Türkiye'de tedavi edilmeleri... Anlayacağınız, "pala" stratejisi her yerde!..

Micho'nun gafleti!..

İsrail'in Washington Büyükelçisi Michael Oren, Jerusalem Post gazetesine verdiği röportajda, Suriye'de El Kaide'yi niçin tercih ettiklerini anlatırken şöyle demiş:

"Biz hep Beşar Esad'ın gitmesini istedik. İran'ın desteklemediği kötü adamları, İran'ın desteklediği kötü adamlara tercih ettik. Bu kötü adamlar El Kaide bağlantılı bile olsa iç savaşın başından beri tutumumuz bu..."

Allah kimseyi gaflete düşürmesin ama "düşmanımın düşmanı dostumdur" hastalığının kangrene dönüştüğü bir noktadır bu açıklamalar!..

İsrail, yarın tıpkı ABD'nin yarattığı El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de, İkiz Kuleler'e yönelik saldırısı benzeri eylemlerle karşılaşırsa, Micho efendi o zaman görürüm ben senin "Oren"i buranı!..

Kaçağın şerefine!..

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK), hazırladığı alkol yasağıyla ilgili yönetmelik önceki gün son haliyle Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yönetmeliğe göre, neredeyse içki yasağının olmadığı yer kalmamış gibi...

Ancak AKP hükümeti bu yasaklarla kaş yapayım derken nasıl göz çıkardığını da çok yakında görecek!.. Çünkü hükümet bu yasaklarla kaçakçılıkta yeni bir koridor da açtı!..

Göreceksiniz Irak ve Suriye üzerinden yakıt ve sigara kaçakçılığı yapanlar, ürünlerini alkolle de çeşitlendirecekler!..

Tabii karaborsacılığın yanında, kaçak içki üretimi ve ardından yaşanacak ölümleri de kimse göz ardı etmesin!..

Bir ürünü yasaklayarak onu çekici hale getirmek, gaflettekilerin kuralı olduğu için yakında kaçakçılar yeni bir kazanç kapısı bulmanın sevinciyle hep birlikte "şerefe" diyecekler... Hem de AKP sayesinde!..

3 M tehlikesi!..

Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, eğitim sistemini karanlık bir kaosa sürükleyen AKP iktidarına tepki gösterirken şöyle demiş:

"İmam Hatip Liselerindeki öğretmenlere AKP'nin deyimiyle 'mele' yetkisi verilmektedir. Öğretmenler, devlet adına cemaat çalışması yapacaklar, kamu kaynaklarıyla tarikatlara işgücü olarak hizmet edeceklerdir. Bu görevin İHL meslek dersi öğretmenlerine verilmesi, Öğretim Birliği'ni tamamen ortadan kaldırılarak Osmanlı'nın çöküş nedenlerinden biri olan iki başlı eğitim sisteminin başladığının göstergesidir."

Bir sendika başkanı tehlikeyi bu kadar net anlatırken, bir kez daha soruyoruz; eğitim gericiliğe teslim edilirken Meclis'te adına "muhalefet" denilen partilerin milletvekilleri niçin susuyor acaba?.. Onlarda mı medrese-mele-mürit stratejisine teslim oldular?..

En vahim örtü!..

AKP iktidarının örtülü ödenekteki harcaması son 8 ayda 873 milyon liraya ulaşmış... CHP'lilerin iddiasına göre, paraların büyük bölümü Suriyeli muhaliflere gidiyormuş!..

Be kardeşim; bu ülkede, işkence açıkta yapılıyor mu?.. "Gezi"de demokratik haklarını kullanan gençler açıkta öldürülmedi mi?.. Genç kızlar açıkta saçlarından sürüklenerek dayak yemedi mi?.. Siyaset kansızları; hırsızlığı, imar rezaletlerini ve yeşil alan katliamlarını açıkta yapmıyor mu?.. İçki yasağı açıkta sürmüyor mu, Atatürk'e saldırılar aleni yapılıyor mu ve din sömürüsü meydanlarda yürütülmüyor mu?..

Peki, bir tek "ödenek" meselesi niçin örtülüdür acaba!.. Demek ki en vahim işler bu örtünün altında yapılıyor!..