AKP yıkılmasın diyen tek örgüt: PKK

PKK ve BDP "açılım" süreci için AKP ile müzakere ederken çok hassaslar. Öcalan "resmi müzakere" talep ediyor. Ama Öcalan'la görüşen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş AKP tabanını rahatsız edecek ifadeler kullanmaktan özenle kaçınıyor.

AKP tabanında en çok tepki çeken konu, Öcalan ve Kandil'e gösterilen özen. Hazırlanan "açılım paketi"nin Bakanlar Kurulu ve TBMM'den önce İmralı ve Kandil'e gönderilmesi gündeme gelince homurtular artıyor..

Olay gizlenmeye çalışılsa da hazırlanan paketin Öcalan'a gönderildiği kesin. Erdoğan "gönderilmedi" dese de Öcalan'ın açıklamalarından, verdiği talimatlardan, Erdoğan'a yazdığını söylediği mektupla ilgili sözlerinden paketin PKK ile ilgili bölümünü gördüğü anlaşılıyor.

Demirtaş: Paket Öcalan'a gitmedi

"Paket Öcalan'a gitti" haberini yazan gazeteciler de ısrarlı. "Haberimizin sonuna kadar arkasındayız, paketin gittiğinden adımız kadar eminiz" açıklaması yapıyorlar. Ama Öcalan'la görüşen BDP Eşbaşkanı Demirtaş AKP'nin ve Erdoğan'ın imdadına yetişiyor. Öcalan'ın paketten haberdar olmadığını söylüyor.

Ankara kulislerinde ise Adalet Bakanı Ergin ile BDP'lilerin ilişkilerine dikkat çekiliyor. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'ndaki "açılım" toplantılarına vurgu yapılıyor. "BDP AKP taleplerine karşı çok hassas" deniyor.

Demirtaş'ın, "Öcalan paketten haberdar değil" açıklamasının da bu çerçevede ele alınması gerektiği ifade ediliyor.

Öcalan da çok saygılı

Öcalan'ın AKP ve Erdoğan konusundaki hassasiyeti de anlamlı. "Ya AKP yıkılırsa" kaygısı hissediliyor. Şu anda Türkiye'deki kuvvetler içinde "AKP Hükümeti yıkılmasın" diyen tek örgüt PKK. Tek lider Öcalan.

Tabi BDP ve yöneticilerini saymıyoruz. Onların bağımsız inisiyatifi zaten yok. ABD, İmralı, Kandil ne derse o.

Erdoğan ekibi iyice küçülttü

Başbakan Erdoğan son günlerde çalışma ekibini iyice küçülttü. Çok dar bir ekiple çalışıyor. Ekipte siyasetçiler iyice azaldı. AKP yönetimini, bakanları, milletvekillerini, il-ilçe başkanlarını, ... aksesuar olarak kullanıyor.

Başta açılım süreci olmak üzere iç ve dış politikaları "küçük ekip" belirliyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala her işin içinde. Bunlara konusuna göre Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik katılıyor. Son günlerde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de ortalıkta sıkça görünür oldu. Belli ki bürokratların el pençe hali hoşuna gidiyor.

***

Kimyasal silah korkusu mu?

Başbakan Erdoğan, özellikle de Davutoğlu Suriye'ye savaş için her riski göze alıyor. Bir sıkıntıları olduğu belli. Özellikle kimyasal silah konusundaki gayretleri dikkat çekici.

Komşu ülkelerden garip haberler geliyor. Rusya ve İran, Suriye'de patlayan kimyasal silah konusunda Türkiye'yi sorumlu tutuyor. Şimdi ABD'de ortaya çıkan bir istihbarat belgesi kafaları iyice karıştırdı. Belge Rusya ve İran'ı doğruluyor. WND tarafından ulaşılan gizli belgede Sarin gazını el Nusra'nın kullandığı, ABD ordusunun da bunu bildiğinden söz ediliyor.

"Gizli" ve "NOFORN (Not for foreing distribution)" yani "dış dağıtım için değildir" ibareli belgede, muhaliflerin kullandığı kimyasal silahın Türkiye'den gidip gitmediği belirtilmiyor. Ama nedense AKP Hükümeti çok telaşlı.

Bildiği bir şey var ki panikte. Yoksa Lahey endişesi mi yaşıyorlar?

Ne dersiniz?