AKP’den bir çılgınlık projesi daha: MİT yasası

Uzun bir süre önce AKP’nin “çılgınlık dönemine” girdiğini belirtmiştim. “Her riski alabilir” demiştim. Yanılmamışım. Her gün yeni bir “çılgınlık”la karşı karşıyayız.

Bilim adamlarının “cehalet projesi” dediği “Kanal İstanbul” projesi kamuoyuna “çılgın proje” olarak sunuldu. “Haziran Direnişi” sırasında Maraş, Çorum katliamlarına yol açan provokasyonları aratmayan çılgınlıklar yapıldı. Başbakan Erdoğan, “Camide içki içtiler” iddiasını ortaya attı. Arkasından “Kabataş’ta başörtülü kadına saldırdılar” yalanına sarıldı. AKP’liler bile “Başbakan ne yapıyor, ya millet birbirine düşerse!” telaşına kapıldı.

Yalanlar ortaya çıktı. Ama Erdoğan durmadı.

HSYK ve internet yasası

Kamuoyu bunları tartışırken bir çılgınlık projesi daha devreye sokuldu. Anayasaya aykırılığı açıkça belli olmasına rağmen “HSYK ve İnternet yasaları” TBMM’den geçirildi. “HSYK yasası” ile hâkim ve savcıların kaderi hükümetin eline verildi. “İnternet yasası” ile sansür Hitler dönemini bile aratır hale geldi.

Şimdi de MİT yasası

AKP önceki gün akşam saatlerinde de yeni bir “çılgınlığa” imza attı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yasasında öyle değişiklikler önerildi ki, MİT’in, “Erdoğan Özel Örgütü” olmasının önü açıldı.

Teklif yasallaşırsa MİT’e, “Bakanlar Kurulu’nun verdiği her türlü görevi yapma” yükümlülüğü getiriliyor. Önü açık. Yani Erdoğan’ın emrinde özel bir kuruluş yapılıyor. Her yerden, her bilgiyi alabilecek. Bu bilgilerin kime, kimlere sunulacağı bir yana, iktidar, muhalifleri hakkında her şeyi öğrenebilecek.

Ayrıca MİT’e, CIA’yı bile kıskandıran “operasyon yetkisi” veriliyor. MİT’in Suriye sınırındaki faaliyetleri dikkate alınırsa işin nerelere kadar gideceğini kestirmek o kadar zor değil.

PKK ile muhabbete yasal güvence

MİT, AKP hükümetinin emriyle PKK ile masaya oturmuştu. Oslo tutanakları ortada. Baştan sona suç. Oslo görüşmeleri deşifre olunca PKK görüşmeleri İmralı’ya, Kandil’e taşındı. Öcalan bile hükümeti uyardı. “Yaptığımız suç. Yasal düzenleme yapın. Süreci yasallaştırın” dedi. PKK yetersiz bulsa da MİT’in PKK ile müzakeresine yasal kılıf hazırlandı. Öcalan’ın talebi yerine getirildi.

Özal-Çiller de aynı yolu denemişti

12 Eylül sonrasının modası. Çaresizlik içine düşünce hep aynı yola başvurdular. Özal da, Çiller de aynı yolu denedi. MİT bağlantılı “Özel Örgüt” kurdu. İktidarlarını bu yolla uzatmak istediler. Ama sonları hep hüsran oldu.

Şimdi Başbakan Erdoğan da aynı yolda. İşi daha da ileri götürmüş bulunuyor. “Özel Örgüt”e yasal düzenleme getiriyor. Yeni “çılgınlıklar” peşinde. Yakında “Ayakkabı kutusu” demek bile suç haline getirilirse şaşmayın. Bu gidişin sonu oraya varacak.

AKP’li milletvekilleri hem şaşkın, hem tedirgin. Kibarlığı ile tanınan ve yakında 3. dönem mağduru olacak bir milletvekiline, “Ne oluyor?” diye sordum. “Bu işin sonu nereye varacak ben de bilemiyorum. Her işte bir hayır vardır derler. Galiba 3. dönem şartı bizim için hayırlı olacak” demekle yetindi.

Sıkıyönetim gibi

Biz MİT yasasını tartışırken, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 3 milyon Ankaralı için genel arama kararı verdiği ortaya çıktı. Mahkemenin verdiği karara göre polis, Çankaya, Altındağ, Keçiören, Mamak, Yenimahalle ve Pursaklar’da herkesi, her an arayabilecek.

AKP’nin “İleri demokrasisi” böyle bir şey işte. Bakalım bu “Çılgınlık” dönemi nerede, nasıl bitecek?