29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’li kalemşorların kaç ayakkabı kutusu var?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar


Bir grup “Gezi eylemcisi”; protestolar sırasında, 1 Haziran 2013’te İstanbul Kabataş’ta saldırıya uğradığını iddia eden Zehra Develioğlu ile gazeteciler Balçiçek Pamir, İsmet Berkan ve Rasim Ozan Kütahyalı (ROK) hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş...
Bir avukatın “Gezi eylemcileri” adına İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusunda, söz konusu şahısların “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ile “İftira” suçlarını işlediği de iddia edilmiş...
Suç duyurusu şaşırtıcı ama merak ettiğim bir başka önemli konu da var:
Örneğin, tarihin ileriki dönemlerinde, cesur bir yetkili çıkıp hem “Gezi” öncesi hem de sonrasında, salt AKP’ye yaranmak için Cumhuriyet’e ve millete, hatta Atatürk’e ahlaksızca yalanlarla saldıran ve hedef gösteren güruhun malvarlığını da araştırabilecek mi?..
Hangi gazete yayın yönetmeni ile yazarının kaç dairesi, ne kadar arsası var, nerede yalıları ve köşkleri bulunuyor?..
Gazeteci kılığındaki kimi iftiracı psikolojik harp elemanlarının kaç arabaları ve kendileriyle yakınlarının üzerinde ne kadar banka hesapları var acaba?..
Çoğu daha düne kadar sefil olan “gazeteci” müsveddesi, militan zavallıların malvarlıkları AKP döneminde nasıl büyüdü diye biri deşifre edecek ve gereğini yapacak mıdır acaba?..
Ve de en önemlisi, bu medya tetikçilerinin kirli dolaplarında kaç ayakkabı kutusu çıkacaktır?..
Olmaz olmaz demeyin... Burası Türkiye... Sağda ya da solda; bu memleketin namuslu, yurtsever kalemleri ahlaksız sansürler ve şerefsizce tasfiyelerle işsiz bırakılırken; kimsenin yaptığı her zaman yanına kazanç kalmayacaktır!..
HANÇER!..
Son günlerde, hükümetin medya ilişkilerini düzenlemekle eleştirilen ve de Fethullahçılara yönelik en ağır yorumları yapanlardan biri olan Başbakan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan, bir Hürriyet yazarına demiş ki; “Arkadan hançerlendik...”
Yani Akdoğan demek istemiş ki; cemaat için her şeyi yaptık ama onlar devlet içinde “devlet olmak” için bize yanlış yaptılar!..
Ah Yalçın Akdoğan ah!.. Yalnızca şu son yıllarda siyaset ne Brütüsler (!) gördü demeyeceğim... Asıl soru şudur: Son 12 yıl da Cumhuriyet, laiklik, Atatürk ve de millet kaç kez arkadan hançerlendi biliyor musunuz?..
Umarım Yalçın Akdoğan’ın tıpkı “Milli orduya kumpas kurdular” şeklindeki açıklamasından sonra Cumhuriyet’e yönelik hançerlemeyi itiraf edeceği günler de gelecektir...
NAZLI’NIN İTİRAFI!..
Daha düne kadar militan AKP’li olan Milli Görüş’ün eski mebusu Nazlı Ilıcak cemaat gazetesine geçer geçmez taarruzun cephesini de değiştirdi...
O artık cemaatçi ve militan bir AKP düşmanı... Kabataş olayıyla ilgili şöyle yazmış gazetesinde:
“Eğer gerçekten Zehra Develioğlu’nun iddia ettiği şekilde olaylar cereyan etseydi, 7 ayda çoktan ortaya çıkardı. Erdoğan bunu, Gezi olaylarına karşı kullanırdı. Bugüne kadar durum neden kamuoyundan gizlendi? Muhtemelen birileri hükümeti yaralamak için şimdi sızdırdı... Bunda oradan oraya sürülen polislerin rolü olabilir. Eğer gerçeği öğrenmemize katkı sağladıysa, görüntüyü sızdıranların ellerine sağlık.”
Aferin Nazlı, senin de ellerine sağlık!.. Bak; Kabataş kasetinin ortaya çıkması iyi de, dinleme tapelerinin ortalıkta uçuştuğu şu günlerde, o kaseti kimin sızdırdığını da sen itiraf etmiş oldun...
Hem unutma ki; senin “Oraya buraya sürülen polisler” dediklerin, eski müttefikin AKP hükümetince şimdi siperinde durduğun camianın müritleri olarak açıklandı!..
POLİTİK AHLAK!..
Yerel seçim iyice yaklaşırken aday belirlemede cebini dolduran, parayla belediye başkanı atayan siyaset soytarılarının rezillikleri de elbet ortaya çıkacaktır...
Ancak gazete haberlerindeki şu başlıklar siyasetin iyice zıvanadan çıktığını yeterince göstermiyor mu?..
“CHP’den MHP’ye geçti... CHP’den AKP’ye geçti... MHP’den BDP’ye geçti... CHP’den Demokrat Parti’ye geçti... AKP’den CHP’ye geçti... CHP’den DSP’ye geçti... MHP’den CHP’ye geçti...”
Şu yerel seçim bir kez daha ikiyüzlülüğü deşifre etti; artık dünün sağcıları şimdinin solcuları, dünün Ülkücüleri şimdilerin Kürtçüleri de var!..
Yukarıdaki örneklerden yüzlercesini sayabilirsiniz... Sözü hiç uzatmayalım da asıl soruyu soralım... Bu geçişlere, transferlere ve zikzaklara bakarak düşünün bakalım; bırakın siyasetin ideolojisini, sizce politikanın zerre kadar ahlakı kaldı mı?..
CHP’Lİ MÜRİT!..
Hafta sonu cemaatin Bugün TV’sini açanlar çok şaşırdılar... Ekran’da Fethullah Gülen’e her fırsatta “saygılarını” ileten Muhammed Çakmak vardı...
Çakmak’ı tanımayanlara anımsatalım; kendisi CHP’nin milletvekili adayıydı, ancak parti tabanı onu deşifre etti ve seçtirmedi. Sonra da CHP yönetimi onu maaşlı olarak Meclis grubunda danışman yaptı...
O da yetmedi, Çakmak CHP’nin Bağcılar belediye başkan adayı yapıldı...
İşte bu Çakmak hafta sonu cemaatin televizyonunda Fethullah Gülen’i öyle ısrarla savundu ki, izleyenler şoke oldu...
Çakmak’a tepki gösterenlerin genel değerlendirmesi şuydu: “Militan bir Fethullahçı bile Gülen’i ve cemaatini böyle kararlı biçimde savunamazdı...”
Aferin Atatürk’ün partisine; AKP’li Erdoğan cemaati “Haşhaşi” diye örgüte benzetirken, CHP tam da sürece göre bir aday bulmuş!..
Eminim, gerçek CHP’liler de Çakmak gibilere “saygılarını” ileteceklerdir!!!
CEMAATİN ÖZGÜRLÜĞÜ!..
Fethullahçılar, AKP’nin taarruzuna uğrayınca “demokrasi ve özgürlükleri” de keşfettiler... Gazetelerine bakarsanız artık fişlemeden, tasfiyeden, sürgünden ve ambargodan bile yakınıyorlar...
Dün baktım da THY, uçaklar ve tesislerde artık Zaman ve Bugün gibi cemaat gazetelerine de ambargo uyguluyormuş... Cemaat gazetelerinden “Bugün”deki bir köşede ambargoya şöyle bir isyan vardı:
“Halkın parasını işleten THY yöneticileri, bu gazetelerin okuru olan yolcularına yasak ile sansür uyguluyor. THY’ye para vererek uçuş yapan okurların hayat tarzına, tercihlerine ve düşünce dünyasına açıkça saygısızlık yapılıyor. Halkın haber alma hakkına bir kez daha keyfi yasak getirildi.”
Bu ikiyüzlülüğe yalnızca “yuh” demek istemiyorum... Çünkü en azından cemaatçilerin basın özgürlüğünü anımsamaları da güzel...
Hiç şöyle düşünüyorlar mıdır acaba: “Keşke başta Aydınlık gazetesi olmak üzere THY’nin muhalif basına yönelik ambargosuna karşı çıksaydık da sıra bize gelmeseydi...”
Demezler, diyemezler!.. Çünkü Aydınlık ve benzerlerinin sesini kısma misyonu AKP ile ittifak döneminde ne yazık ki onların da eseriydi!..