29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’li vekillerin ‘Haziran zekası’

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

Haziran seçimleri yaklaşırken siyasi partilerde hareketlilik arttı. Karar verici genel merkezler olunca garip durumlar yaşanıyor. AKP’de de, CHP’de de, MHP’de de durum pek fark etmiyor. 12 Eylül öncesi adaylar kendini halka, örgüte, delegelere beğendirmeye çalışırlardı. Şimdi genel başkanlara ve “üst akıl”a beğendirme yarışı var.

12 Eylül’ün Siyasi Partiler Yasası’nı çok sevmişler. Kimse değiştirmeye de niyetli değil. Sistem böyle olunca vahim görüntüler sergileniyor.

MİLLETVEKİLİ OLMA ÇABALARI

CHP’li vekiller “konuşmayarak” durumu kurtarmaya çalışıyor. En temel konularda bile “otokontrol” başladı. “Acaba Kılıçdaroğlu ne der?” kaygısı yaşanıyor. Kılıçdaroğlu’nun yakın halkasında görünerek milletvekili olma çabası öne çıkıyor.

MHP’deki durum da benzer. “Yakın halka” esas. Oraya giren milletvekilliğini garantiliyor. Halkanın çapı küçük olduğu için yarış büyük. TBMM’de verilen mücadele, Türkiye için çalışma, halka hizmet, ... önemli değil. Anlamsız teferruat..!

ERDOĞAN DAVUTOĞLU’NA KAÇ KONTENJAN VERECEK?

AKP’de ise durum biraz daha farklı. Yeni adaylar ve mevcut milletvekilleri Erdoğan’a mı, Davutoğlu’na mı yakın olmak gerektiği konusunda tereddütlü. İlk başta “Davutoğlu bağımsız davranacak” diye düşünenler yanıldı. Erdoğan doğrudan devreye girdi. Herkesin önünde Davutoğlu’nu ofsayda düşürmekten de çekinmiyor.

Davutoğlu “Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Söylentiler yalan” dese de AKP kulisleri öyle demiyor. Erdoğan’ın Davutoğlu’na söylediklerinin ayrıntıları konuşuluyor.

Hatta iş o hale gelmiş ki kulislerde, “Erdoğan Davutoğlu’na kaç kontenjan verecek?” tartışması yapılıyor. Rakamlar üzerine bahisler oynanıyor. “En fazla 10 kontenjan verir” iddiasının fazla değeri yok. “Onu herkes biliyor” havası var.

AKP’Lİ VEKİLLER SINIR TANIMIYOR

AKP’li milletvekilleri sınır tanımıyor. Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu üyesi AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu Erdoğan’ın tavrını bildiği için risk alıyor. Yolsuzlukla suçlanan ve tapelerine uzmanlarca “gerçek” raporu verilen AKP’li 4 bakan için kefil oluyor.

Sadece kefil olmakla da kalmıyor. Daha da ileri gidiyor. “Bakanların her şeyi kabul ettiklerini varsaysak bile bende bir suç işlediklerine dair yeterli şüphe ya da makul şüphe uyanmadı” diyor.

CUMHURİYETE SALDIR, GÖZE GİR

“Cumhuriyete ne kadar saldırırlarsa yıldızlarının o kadar parlayacağını” düşünenler var. Bu konuda son örnek AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu.

Babuşçu, Erdoğan’ın kamuoyunda çok eleştirilen, “Ak Saray” fotoğraflarını sosyal medya hesabına koydu.  Sonra da yorumladı. Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni Osmanlı İmparatorluğu’nun “reklam arası” olarak niteledi. “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi. Muhteşem bir zeka” dedi.

Babuşçu’nun açıklaması AKP’liler arasında bile “Haziran zekası” olarak değerlendirildi.

SORUŞTURMA KOMİSYONU

AKP’de 4 bakanla ilgili Meclis’te vereceği oyun değerini arttırma çabasında olanlar var. Yüce Divan için “hayır” oyunu  “milletvekilliği garantisi” için kullanmak isteyenlerin olduğu ifade ediliyor.

AKP yöneticileri krizi atlatmak için her şeyi kabul ediyor. “Dereyi geçene kadar ayıya dayı” dediklerini de saklamıyorlar. “Hele şu işi bir atlatalım, sonrasına bakarız” anlayışı hakim. Ama iş giderek içinden çıkılmaz hale geliyor.

4 bakanı savunmanın bedeli artıyor. Şimdilik milletvekili adaylarının durumu tartışılıyor. İlk sıralarda adaylık sözü verilenlerin  rakipleri tepkili. “Biz de mi Yüce Divan’a evet deseydik” itirazları var.

Halkın bu işe ne diyeceğinin hesabını yapan bile yok..!