AKP'nin elinde patladı

AKP iktidarı kaybetmemek için tehlikeli oyunlar oynamaya başladı. Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Merkezine ve Adalet Bakanlığına yapılan "kontrollü saldırı"nın bir benzeri daha tekrarlandı. Polisevine ve Emniyet binasına yine "zararsız saldırı" düzenlendi.

"Terör saldırısı" diye piyasaya sürülse de kimse inanmadı. Vatandaş olayı, "AKP'yi rahatlatma saldırısı" olarak yorumladı.

"Gladyo" yöntemleri devrede. Halkın sahaya çıkması, "Haziran Direnişi"nin yeniden başlaması önlenmeye çalışılıyor.

34. dakika

Maçlarda oyun 34. dakikaya gelince ortalık inliyor. "Her yer Taksim, her yer direniş". Tribünlere savcı da yerleştirilse, sivil polis de doldurulsa sonuç değişmiyor. Halk korku duvarını aştı bir kere. Lig TV sesi kıssa da on binler ayakta.

Başbakan Erdoğan çok tedirgin. Protestoları önlemek için, "Statların güvenliğini polise vereceklerini" söylemişti. Şimdi polisle birlikte AKP'liler de sahada. Statlarda provokasyon yaptılar. Aynı takımın taraftarlarını birbirine düşürmeye çalıştılar. Ama çok acemice oldu. Beşiktaş'ın "1453 Kartalları" da, Fenerbahçe'nin "Genç Fenerbahçelileri" de deşifre oldu.

"Çarşı"ya yapılan provokasyon ortalığa döküldü. Plan AKP'nin elinde patladı.

Statları '1453' mü koruyacak?

AKP'nin son kararına göre artık statlarda ve üniversitelerde özel güvenlik olmayacak. Statlarda ve üniversitelerde özel güvenliğin yerini "koruma memurları" alacak. Bunun için 10 bin kadro açılması kararlaştırılmış. Bundan sonra güvenliği onlar sağlayacakmış.

"Bu 10 bin kişi nasıl seçilecek?" sorusu gündemde. AKP kulislerinde konuşulanlara bakılırsa en büyük adaylar, "Haziran Direnişi"ndeki "palalılar" ve " AKP'lilerin örgütlediği "1453 grupları."

"Palalılar, eli sopalılar" üniversitelerde, "1453 ekibi" statlarda görevlendirilirse şaşırtıcı olmayacak. AKP her riski almaya başladı. Sonrasının ne olacağı da malum!

***

'Açılım' büyütüyormuş!

Hafta sonu Habertürk televizyonunda Ece Üner'in programında Gülay Göktürk, Eser Karakaş, Fuat Keyman gibi konuklar vardı.

AKP'nin Öcalan'la yürüttüğü "açılım"ı öve öve bitiremediler. İşi o kadar ileri götürdüler ki "açılım"ın Türk ekonomisini büyüttüğünden, daha da büyüteceğinden bile söz ettiler. Hatta "açılım"ın büyümeye katkısı konusunda yarışa bile girdiler. Eser Karakaş "bir puan arttırır" derken, Gülay Göktürk "iki puan" dedi.

Elbette tartışmanın bilimsellikle bir alakası yok. Ama "açılım"ın büyüttüğü doğru. Ama Türkiye'yi değil, PKK'yı.

CHP'nin 'Dersim' intiharı

CHP "ön almaya" devam ediyor. Erdoğan "Öcalanlı açılım" çerçevesinde bir paket açıklayacak. Pakette Tunceli adının Dersim yapılacağına ilişkin bir madde olduğu öne sürüldü. CHP hemen atladı. Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesi için TBMM'ye teklif verdi. Hem de Genel Merkezin talimatıyla!

"Haziran Direnişi" ruhunun değil, AKP ve PKK'nın kuyruğuna takıldılar. Hem de seçim öncesinde. CHP'lilerle sohbet ediyorum, "Dersim intiharı" diyorlar. Arkasından da sıralıyorlar:

"Cumhuriyete ihanet bir yana, seçim öncesinde partiyi bölen bir tavır."

"Oy kazandıran değil, oy kaybettirecek bir durum"

"Seçim öncesinde tabanın heyecanını yok ediyorlar"

***

"Dersim" ortaçağın, "Tunceli" Cumhuriyetin adı.

Durum böyle olunca biz de merak ediyoruz. Yoksa bizim bilmediğimiz imzalanmış başka bir açık çek mi var?