25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin ‘kaç-yönetim’ planı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Güneydoğu’daki intifada- “özyönetim” karmaşası büyük sarsıntılar yaratarak ve ne yazık ki büyük kayıplara yol açarak devam ediyor...
Şırnak, Yüksekova, Cizre, Silvan, Nusaybin gibi ilçeler aylardır diken üstünde... Sanki oralar Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları değil!.. Ve oralarda; Doğu-Batı hattında, “etle-tırnak” gibi olmuş bizim Kürtlerimiz kaos altında inliyor...
Bölge halkı artık terörün şiddetini ve çatışma görüntülerini televizyon ekranlarından değil, evlerinin pencerelerinden izliyor... Toplumu, siyaset-şiddet ikileminde tutsak eden terör artık orada bebeklerin ninnisini de ölüm “şivan”larına dönüştürüyor... Yaşam herkes için artık dar oralarda!..
Bu paradoks sırasında, terörün kanı gecekondu pencerelerine kadar sıçrayınca, şiddetin ne kadar vahim olduğu anlaşılmış olmalı ki, yüzbinlerce yurttaş PKK’nın direniş çağrısını reddederek bölgeyi terk etti...
Ancak yine de Türkiye’nin bir coğrafyasının ilçe merkezlerinde, meydanlarda, sokaklarda, mahalle aralarında aylardır kurşun sesi dinmiyor, yangınlar sönmüyor, kargaşa, çatışma, gerginlik ve gözyaşı bitmiyor...
Bir coğrafya, artık Filistin, Irak ve Suriye’deki yıkım, kan ve ölüm görüntülerinin tam ortasından çok vahim manzaralar da yansıtıyor;
Yıkılan binlerce ev ve işyeri, çökmüş yollar, virane sokaklar, darmadağın edilmiş mahalleler ve kan kokusu... Ve de ölümler, yaralanmalar... Yani kaostaki insanlar!..

Üniversitedeki tehdit!..
Baksanıza, Diyarbakır gibi kocaman bir kentin tam ortasındaki Sur ilçesinde, PKK ile devlet güçleri arasındaki çatışma iki aydır bitmiyor... Bölgede keskin nişancılar bile cirit atıyor...
Tüm bu karmaşa ve çatışma sırasında Güneydoğu’dan şehit haberleri de gelmeye devam ediyor... Son saldırıda 3 polis şehit oldu, yaralıların sayısı bilinmiyor... Genelkurmay açıklamalarına bakılırsa, PKK da büyük erozyon yaşıyor...
O halde bu süreçte asıl soru da şu: Terör Güneydoğu sınırlarında mı kalacak yoksa erozyon yaşayan PKK, 32 yıldır durmayan terörü büyük kentlere de mi yansıtacak?.. Bu konuda ne yazık ki umut verici gelişmeler yok...
Çünkü PKK yöneticisi Murat Karayılan, şiddetin metropollere de sıçratılması için geçtiğimiz haftalarda talimatlar verdi... Hem de yurttaşları eyleme çağırarak, HDP’yi de “intifada”ya sahip çıkmamakla suçlayarak...
İşte tam da bu sırada İçişleri Bakanlığı, PKK’nın üniversitelerde de kanlı eylemler başlatacağına dikkat çekerek, 20 üniversitenin rektörünü toplantıya çağırdı... Medyaya yansıdı ki, İçişleri Bakanlığı, Batı’daki üniversitelerde daha etkili önlemler almak için hazırlık yürütüyor...

Pusudaki 17 ilçe!..
Peki, o güzelim Güneydoğu coğrafyasında kanlı olaylar nasıl yaşanabiliyor, tüm Türkiye aylardır niçin kaosta ve kaygıda çırpınıyor?.. Yanıtı çok ama çok basit;
AKP ile PKK arasındaki “açılım” görüşmelerinde, hazır operasyonlar durmuşken ve de devlet kentlerden geri çekilmişken, PKK da bölgeye iyice yerleşti... Hem de hiçbir engelle karşılamadan... Hem de tüfekle, Kanas’la, bombayla, militanla ve milisle!..
PKK’nın, Suriye’deki idari boşluktan yararlanarak Türkiye sınırında bir Kürt “kanton”u yaratması da, “özerlik” peşindeki çevrelerde devinim yaratınca olan oldu... Yani Türkiye içinde de böylesi “kanton”laşma planı uygulanabilir mi diye harekete geçildi...
Bu sırada, PKK aslında 30 merkezde “özyönetim” çağrısı yaptı, ancak 13’ünde etkili olabildi... Onlarca HDP’li belediye yöneticisi işte bu yüzden cezaevine konuldu... Devletin 13 ilçedeki mücadelesi sürerken, geriye kalan 17 ilçede önümüzdeki dönemde neler olacağı da kuşkulu!..
Örgütün son iki aydır 13 ilçedeki kanlı direnişinin boyutlarına bakarsanız, PKK Suriye’deki deneyim ve “açılım” boşluğundan çok iyi yararlanmış ve ne şaşırtıcıdır ki çok da iyi mevzilenmiş!!!
Yani AKP’nin kör gafleti nedeniyle Güneydoğu’da her yer neredeyse Kandil’e dönüşmüş... Olan ise ne yazık ki 32 yıldır şiddet yorgunu olan Kürt yurttaşlara oluyor...

İsrail’in koordinatı!..
Peki, bu süreci neden mi özetledik... Baksanıza Güneydoğu’da yalnızca terörün konumlanması ve onunla 2 aydır yürütülen mücadele şaşırtmıyor...
AKP iktidarı; PKK’nın adeta “kurtarılmış bölge” olarak seçtiği ve neredeyse tüm ilçelerinde eylem yaptığı Hakkâri ve Şırnak üzerine planlar yapıyor...
Kuzey Irak’taki PKK kampları ve mağaralara bomba yağdıran devlet; ülkenin içinde, ilçe merkezlerinde barikat- hendek kuşatmasıyla uğraşırken, diğer yandan da “özyönetim”e karşı “kaç- yönetim” planını devreye sokuyor!..
Yakında, “İran” (!) sınırındaki Hakkari il merkezi Yüksekova ilçesine, Şırnak il merkezi ize Cizre ilçesine taşınacakmış...
AKP yöneticileri her ne kadar taşınma işleminin “güvenlik meselesinden kaynaklanmadığını” iddia etse de gerçek net biçimde ortada duruyor; Gaflet, coğrafi-idari tavizlerle devam ediyor!..
AKP, sınırdaki şehirlerden çekilerek PKK’yı etkisiz hale mi getirmeyi düşünüyor, yoksa perde gerisinde bir başka plan mı bekletiliyor şu an çok net değil...
Ancak biz yine de kötümser olmayalım ve dün gazetelere yansıyan şu haberin ne anlama geldiğini bulmaya çalışalım;
“... İsrail hükümeti yıllardır doğrudan ve dolaylı olarak destek verdiği bağımsız Kürt devleti fikrini yeniden gündeme getirdi. Irkçı sözleri sebebiyle kabinenin tartışmalı isimlerinden olan ve ‘Bayan Hitler’ olarak anılan Adalet Bakanı Ayelet Şaked, bağımsız Kürt devleti kurulmasına büyük destek verdiğini ve bu yeni devletin Türkiye ve ‘İran’ arasında yer alması gerektiğini söyledi...”