19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin son kararı: Suriye birleşemeyecek

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Ankara’da bir sorunun cevabını özellikle aradım.
Konu: AKP ve Tayyip Erdoğan’ın Suriye politikası.
Gerçekte ne yapmak istiyorlar?
Bir: Eski çizgi devam mı ediyor?
Yani: Esad’sız Suriye hedefi hâlâ öncelikli mi?
İki: Yoksa hedef değişti mi?
Yani: Ağırlık Amerikan koridorunu önlemeye mi verildi?
***
Baştan kayda geçireyim.
Temaslarıma bir temenniyle başladım.
İstedim ki: Erdoğan/AKP sonunda gerçeği görmekteler.
“Koridor” endişesi, bağımlılıklarının önüne geçti.
Adım adım direnme çizgisine yaklaşıyorlar.
***
Sahadaki duruma gelirsek.
AKP bünyesinde, özellikle fikir üretenlerdeki nabız şöyle.
(Not: Ne yazık ki “AKP yönetimi” diyemiyorum.)
Bir: Gerçek hükmünü çoktan icra etmiş.
Suriye politikasını savunan kalmamış.
Ne AKP bünyesinde, ne de İslamcı çevrelerde.
Kaynaklarımın tespiti:
“Yeni değil. Yaklaşık 2 yıldır böyle.”
***
İki: İslamcılar da artık denklemci olmuş.
Baştan beri kayda geçirdiğimiz meşhur denklem.
“Irak-Suriye bölünürse, Türkiye de bölünür.”
***
Üç: Amerikan koridorunun İslamcılar da farkında.
Nasıl olmasın?
Erdoğan bile görünüşte davul çaldı: “Güneyimizde devlet kuruluyor” diye.
***
Dört: Kritik bir soru.
Erdoğan ve Davutoğlu Suriye’de dönüş yapabilir mi?
Yaygın temenni: “Keşke.”
Olur mu: “Mümkün değil.”
Niçin: “Dönemeyecek kadar fazla ileri çıktılar.”
“Hele Tayyip Bey. Hatasını kabule kişiliği uygun değil.”
***
Beş: Suriye’de bu kadar kolay nasıl hata yaptılar?
Önce genel tespitleri aktarayım.
“Türkiye İslamcılığı Arap baharını yanlış okudu.”
“İslami intifada zannetti.”
“Oysa, genel bir hoşnutsuzluk patlamasıydı. O kadar.”
“Suriye İhvan’ın gücünü de abarttı.”
***
Altı: Tamam yanlış gördüler. Hesap hatası yaptılar.
Ama bunların da bir nedeni olmalı?
Stratejik bakışıyla bilinen bir İslamcı. Yanıtı iki kelime:
“Cehalet.”
“Tecrübesizlik.”
Cehaletle kastettiği:
“Devleti bilmiyorlar.”
“Dünyayı bilmiyorlar.”
***
Yedi: İslamcıların eleştirel sesi kısık.
Az yazıyorlar. Az söylüyorlar.
Şimdilik “dost” sohbetleri hareketli.
Çoğunun endişesi istihdam.
Bir temel zaaf daha var.
Ne yazık ki: İslamcı harekette açık sorgulama geleneği yok.
***
Sekiz: Suriye politikası nasıl değişecek?
İslamcıların umudu koalisyon.
Onlara göre: AKP yönetimi için de koalisyon bir fırsat.
Temennileri: Davutoğlu Mısır’da, Suriye’de dönüşü ortağına bırakacak.
Bilerek ve isteyerek.
(Not: Görüştüm. CHP yönetimindeki algı da böyle.)
***
Dokuz: Gelelim kritik soruya.
Şu tabloyu ısrarla tartıştım:
Suriye politikasındaki çıkmaz ortada.
Esad zayıflatıldıkça parçalanma derinleşiyor.
PKK/PYD 3 kanton kurdu.
ABD, Ekim 2014’ten beri PKK’ya açık destek veriyor.
ABD uçakları vuruyor. IŞİD boşaltıyor. PKK yerleşiyor.
Buna rağmen AKP yönetimi, hâlâ ısrarlı. Dediği: Önce Esad.
Martta stratejik bir adım attılar. Suud’la birlikte.
IŞİD ve PKK dışı muhalifleri birleştirdiler. “Fetih Ordusu” adıyla.
Önce İdlib il merkezini düşürdüler (28 Mart 2015).
Bu arada ABD, iki PKK kantonunu birleştirdi.
***
On: AKP/Erdoğan şikayete başladı: “Güneyimizde bir devlet kurmak istiyorlar.”
Konuşmalara baktık. Koridora karşı cevap bekledik.
Hakkını yemeyelim. AKP harekete geçti.
Fakat: Koridor için değil, Esad’a karşı.
Çeteleri Halep’in üzerine sürdüler. (2 Temmuz).
Bir de: İncirlik’i tekrar ABD’ye açtılar. Koridorun mimarına.
Erdoğan/AKP ne yapmak istiyor?
***
On bir: Farkındayım. Tablo özetlemesi uzun oldu.
Durumun net anlaşılması için gerekliydi.
İslamcı cenahta bu nokta kafalar karışık.
Tam anlam veremiyorlar.
Genelde söylenen: “Yanlış sürdürülüyor.”
***
On iki: İslamcı özel bazı kaynaklar + bazı düşünce kuruluşları.
Buralarda söylenenler farklı.
İleri iddialar var. Doğrudur diyemem.
Fakat: Ciddi olduğu kesindir.
Özetlemek istiyorum.
***
On üç: Tarihlere dikkat çekiliyor.
Önce MGK toplandı (29 Haziran).
Halep operasyonu ardından geldi (2 Temmuz).
MGK’da onaylanmasa operasyon yapılmazdı.
Yani: Bir devlet operasyonu sözkonusu.
***
On dört: AKP yönetimi, Suriye için iki temel tespit yapıyor.
İlki: Kriz ve iç çatışma uzun sürecek.
İkincisi: Artık birleşmesi, yapıştırılması mümkün değil.
Her kuvvet belli bölgeye hakim olacak.
Bir tür “adacık”lar kurulacak. “Otonom” bölgeler.
***
On beş: AKP yönetiminin buradan çıkardığı sonuç şöyle.
Türkiye de Suriye’de bir “otonom” bölge kurmalı. Halep ve kuzeyinde.
Kime dayanacak: Elbette Sünni kuvvetlere.
Amacı: Hem koridorun Akdeniz’e uzanmasını önlemek.
Hem de Suriye denkleminde Türkiye’yi etkili kılmak.
***
On altı: AKP, askeri müdahale düşünmüyor.
Sınırda tahkimat sürdürülecek.
Bölge için giderek uçuş yasağı getirilecek.
Bölge iki şeye ev sahipliği yapacak. Suriyeli mültecilere ve geçici hükümete.
***
On yedi: ABD’yle mutabakat var mı?
Evet. PYD Fırat’ın batısına geçmeyecek.
***
On sekiz: Türkiye’deki bazı kuvvetlerin pozisyonu.
“Görüntü şöyle.”
“Davutoğlu girmek istemiyormuş gibi bir duygu veriyor.”
“Tayyip Bey çok istekli. Birden heyecanlandı.”
“Asker o kadar geride değil.”
“Aslında aralarında temel bir fark yok.”