AKP’nin ‘Yeni Cumhuriyet’i Atatürk’ü silemez...

“Yeni cumhuriyet”, “ikinci cumhuriyet...” Özetle “kinci” cumhuriyet!..

Erdoğan cumhurbaşkanı seçilince, cumhuriyetin ve Atatürk’ün iyice terkedilmesi için vahim ve çok tehlikeli adımlar da atıldı...

Aslında ulus açısından yaşamsal olan cumhuriyet ve Atatürk’ü gölgeleme faaliyetlerinin yoğunlaşacağının sinyalleri aylar öncesinden verilmişti:

Bu hıyanete örnek olarak ulusal bayramların yok edilmesi, Atatürk anıtlarına çelenk konulmasının yasaklanması, gerici eğitim yasalarıyla “Aydınlanma Devrimi” ve Ata’nın geri plana atılması da sıralanabilir...

Muhalefet partileri bırakın bu düşmanlığa karşı çıkmayı, adeta suskun kalarak rezaletleri utanmadan destekleyince, cumhuriyeti şiddet kullanarak yıkmaya çalışanlar da cesaret buldu.

Örneğin, Ekim ayında, Güneydoğu’da PKK yandaşlarının IŞİD bahanesiyle kalkışmaları sırasında onlarca Atatürk heykeli yakıldı, büstleri yerlerde sürüklendi... Başta CHP olmak üzere tüm Meclis muhalefeti yine sessiz kalınca sonunda olan oldu...

‘AK-SARAY’IN SON DÜŞMANLIĞI!..

Erdoğan’ın şaibeli “Ak-saray”da topladığı MGK’nın fotoğrafları medyaya yansıyınca; görüldü ki, arka plandaki Atatürk fotoğrafı da yoktu!..

Muhalefetten ne yazık ki yine ses çıkmadı... Ancak Ulusal Kanal, Aydınlık gazetesi olayın üzerine gidince ve sosyal medyada yurttaşlardan büyük tepki oluşunca, yandaş medyaya uyduruk ve komik bir haber sızdırıldı; Sözde “Ak-saray’ın mefruşatı bitmemiş, saat, perde ve tablolar da asılmamıştı...”

Atatürk fotoğrafını sıradan mefruşat dizaynının içinde göstermek başlı başına terbiyesizlik ama yaşananlar şunu da gösterdi;

AKP toplumu sindirmek ve “kinci cumhuriyet”e alıştırmak için Atatürk düşmanlığını ilerletme konusunda da kurbağa teorisi uyguluyor!.. İktidar, muhalefetten ses çıkmayınca, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının ateşini iyice yükseltiyor...

“Gezi” olayı da gösterdi ki, AKP iktidarı ve destekçisi güruh, yine duyarlı toplumun sabrını tüketmeye çalışıyor...

Hiç kuşkunuz olmasın; toplumun gericiliğe yönelik öfkesi, yalnızca AKP’yi değil, ona gizli destek veren, içindeki işbirlikçi, ikiyüzlü, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Truvalara ses çıkarmayan gafil muhalefeti de elbette kendine getirecek güçtedir!...

KALELİ, CHP’Yİ BURSA’DA ERİTİYOR...

Bursa muhafazakâr bir şehir olarak bilinir... Ünlü “Bursa Nutku” da Gazi’nin bu kente verdiği önemi gösterir...

Büyük Önder, Cumhuriyetin ilk önemli fabrikalarından olan Bursa Merinos Fabrikası’nın açılışını yaparak kentin bir sanayi merkezine dönüşmesini de sağlamıştı...

Sanayileşme Bursa’da yeni zenginler yaratırken, Atatürk sayesinde işadamı olanlardan biri de Kamil Koç’tu... Hani şu çoğunuzun en az bir kez seyahat ettiği “Kamil Koç” otobüs firmasının kurucusu...

Koç, Demokrat Parti kökenliydi... Onun torunlarından biri de Bursa’da “MHP’li” olarak bilinen Sena Kaleli’ydi... CHP Bursa’da sanki kimse kalmamış gibi, Atatürk’ün partisiyle zerre kadar ilgisi olmayan Kaleli’yi ne hikmetse vekil yaptı...

İşbirlikçiliğin hikmeti sonradan anlaşıldı; Kaleli, Bursa Ticaret Odası’yla ilişkili olduğu için, TOBB onu adeta bir hançer gibi CHP’nin bağrına saplamıştı...

“Hançer” deyimini tuhaf karşılamayın... Çünkü havadan vekil olan birinin, Atatürk’ün partisinde Atatürk düşmanlığı yapmasını başka sözcükle anlatmak olmazdı...

Kaleli CHP’ye sızdırılınca, partideki Atatürk düşmanları, BDP sempatizanları ve Faik Tunay gibi Said Nursi hayranı, mürit kafalarla kol kola girdi...

Örneğin bir tarafında cemaat toplantılarından çıkmayan Erdoğan Toprak vardı, diğer yanında ise CHP içinde BDP’li gibi davranan Sezgin Tanrıkulu...

ATATÜRK’E DÜŞMAN PKK’LIYLA EL ELE!.. 

Bu ilişkilerin yansıması da çok gecikmedi... Kaleli Bursa’daki bir toplantıda, utanmadan “Ben Atatürk ilkelerinin bekçisi değilim, olmak zorunda da değilim” diyerek CHP’ye o veren onbinlerce yurttaşın nefretini kazandı.

Ben izlemedim ama Oda TV’den Suat Çağlayan’ın dün yazdığına göre, Kaleli katıldığı bir televizyon programında, bu iğrenç konuşması için” Sözlerimin arkasındayım” demekten de utanmamış...

İşin en acı tarafı da, Atatürkçü Süheyl Batum’u partiden ihraç etmekte gecikmeyen Kılıçdaroğlu, Altıok düşmanlığına ses çıkarmayınca, Kaleli de iyice kontrolden çıktı...

Örneğin Kaleli, PKK’nın en militan savunucularından BDP milletvekili Sabahat Tuncel’le Bursa meydanında otobüsün üzerine çıkarak güle oynaya elini havaya kaldırdı...

Kaleli’nin bir PKK’lıyla otobüsün üzerinde adata halay çekmesi, CHP’nin muhafazakar oyları almak için çırpındığı merkez sağın kalesi Bursa’da CHP’ye öfke yarattı...

Siyasette gericilik, bölücülük ve Atatürk düşmanlığının prim kazandırdığı gafletine düşen Kaleli, son olarak şov yapmak için Tanrıkulu tarafından Diyarbakır’a gönderildi...

Kaleli, burada hem CHP’nin Atatürkçü vekili Birgül Ayman Güler’i hedef gösterdi hem de üzerine vazifeymiş gibi, “CHP adına Kürtlerden özür diliyorum” diyerek BDP’li kankası Sabahat Tuncel’e bir kez daha göz kırptı...

Kaleli’nin ana muhalefeti kentte iyice eriten rezaletleri yerel medyanın dilinden düşmezken, Bursalılar CHP yönetimini uyarıyor;

“Kılıçdaroğlu, PKK’lılarla kol kola girerek muhafazakarların da öfkesini çeken Atatürk düşmanı Kaleli’yi bir kez daha vekil listesine koyarsa, partisi Bursa’da büyük hezimet yaşayacak...”

Çünkü Bursa’dan gelen haberlere bakılırsa; rakipleri, Kaleli ile el ele tutuştuğu PKK’lı vekilin afişlerini seçim için hazırlamaya başlamışlar bile...