28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amerikalıyı İngiliz'e kestirten güç!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

Amerika'nın "bağımsızlık savaşı"na yer verilen kaynaklarda, İngiltere ile girişilen büyük mücadele de anlatılır...

1700'li yılların sonunda; Amerikan ve İngiliz kolonileri arasında geçen savaş, "Büyük Britanya"nın tarihe gömülmesine yol açsa da "ABD"yi yarattığı için "Amerikan Devrimi" olarak da nitelenir...

200 yıl önce; bağımsızlık için 8 yıl boyunca savaşan Amerika ile İngiltere artık emperyalizmin iki kolu... Birbirinin ayağına pek basmıyorlar... Aynı dili konuşuyorlar, çoğu zaman da aynı amaca hizmet ediyorlar;

Örneğin ülkeleri parçalamak, yeni işbirlikçi koloniler oluşturmak ve ulusları birbirine kırdırarak yer altı zenginliklerini paylaşmak gibi...

Dünya dengelerini de değiştiren tarihi olay, "Amerika'nın bağımsızlık savaşı" diye adlandırılsa da bundan 200 yıl sonra Irak'ta yaşanan bir vahşet, sıradan karanlık güçlerin bile iki büyük ülkenin insanlarını nasıl birbirine kırdırabildiğini gösterdi...

Bu kez "bağımsızlık" iddiasındaki şeriatçı güç, kurban ve cellat üzerinden büyük bir paradoksu da deşifre etti;

El Kaide yanlısı Selefi IŞİD örgütünün son kafa kesme eyleminin kurbanı, 2 yıl önce Suriye'de kaybolan ABD'li gazeteci James Wright Foley oldu...

Siyahlar içindeki maskeli bir IŞİD militanı, salt El Kaideciler'in de tutulduğu Guantanamo'daki esir kampına vurgu yapmak için turuncu kıyafet giydirdiği ABD'li gazetecinin başını acımadan kesti...

CELLAT, KURBAN, PARADOKS!..

James Wright Foley'in kesik başının fotoğrafı tüm dünyada dehşet uyandırdı...

Herkes acımasız celladı şeriatçı bir Arap militan sandı!.. Ta ki İngiliz gazeteleri, bıçağı tutan kişinin, aslında IŞİD içinde faaliyet gösteren "600 İngiliz cihatçıdan biri" olduğunu yazana kadar...

Örneğin Daily Mirror "İngiliz cihatçı savaş muhabirinin başını kesti" derken, The Sun "İngiliz tarafından başı kesildi" diye manşet attı...

Londra basını celladı, İngiliz lehçesinden de tanımış ama nedense bir ABD'linin, şeriatçı kılığındaki bir İngiliz tarafından boğazlanmasının perde gerisini sorgulamamışlar...

Örneğin;15 bin kişiden oluşan IŞİD'in nasıl olur da enterne edilemediğini, Irak ve Suriye'nin neredeyse yarısını ele geçirebildiğini ve İngiltere yurttaşlarının IŞİD'in içinde ne aradığını irdelememişler...

Daha vahimi de var; IŞİD liderinin bir "MOSSAD ajanı" olduğuna ilişkin dünya basınına fotoğraflarla yansıyan haberler, İngiliz basınının dikkatini çekmiş midir acaba?..

IŞİD'in son eylemi artık sıradanlaşan bir boğazlama vakası değil... Aslında müttefik olan cellat ve kurban üzerinden verilen kanlı mesajlar, ABD-İngiltere ve İsrail'in Ortadoğu'nun yeniden planlanmasıyla ilgili derin işbirliğini de deşifre ediyor!..

YENİ WIKILEAKS KİMİ VURACAK?..

Şu meşhur Wikileaks belgeleri, yalnızca dünya ülkelerinin değil, Türk siyasetinin vahim ilişkilerini de deşifre etti...

Hırsız siyasetçilerin, vurguncu belediye başkanlarının, CIA taşeronlarının kirli çamaşırları ve pis kokuları Wikileaks belgelerinden aktı...

Türkiye bu kez Alman istihbarat kurumu BND'nin kıskacında... Anlaşıldı ki, Almanya uzun süredir Türkiye'yi dinliyormuş... Hem de siyasetin ve devletin tüm kritik kurumlarını...

Diyeceksiniz ki; AKP ile cemaat kavgası bile devletin en kritik sırlarını deşifre ederken, Almanya'nın yaptığı ne ki?..

Olabilir de, yakında tıpkı yeni bir Wikileaks kaynağı üzerinden Türk siyasetçilerinin kirli ilişkileri tek tek deşifre olursa o zaman kim, nereye kaçacak acaba?..

AKP iktidarı ve Erdoğan'ın her an bir dosyası patlayabilir de acaba muhalefet şu BND skandalıyla ilgili neden hiç konuşmuyor ?..

Örneğin; Takvim gazetesinin, CHP ve Baykal kasetiyle ilgili son üç gündeki vahim manşetleri bu soruyu daha da derinleştiriyor!!!

İŞTE CHP DELEGESİNİN ASLİ KAYGISI...

AKP'nin; yolsuzluk ve rüşvet tartışmalarının içinde çırpındığı bir dönemde bile iktidar olabilmesinin en büyük nedeni muhalefetin etkisizliğidir...

O halde herkes; siyasetteki tüm kaygısını, beklentisini bir kenara bıraksın... Etnik, mezhepsel, iş ve arkadaşlık ilişkileri, dostluklar, yoldaşlıklar biraz ikinci planda dursun...

"Mevzubahis olan vatan" ise bu ülkeye, AKP ile etkili biçimde mücadele edecek, dümen suyuna girmeyecek, sinmeyecek, geri adım atmayacak, çark etmeyecek, zikzak çizmeyecek etkili ve dirençli bir muhalefet lazım...

İktidar ipini göğüslemeye matematiksel olarak en yakın parti CHP'dir... Madem TBMM'deki en büyük muhalefet partisi CHP, o halde bu partinin ideolojisinden uzaklaştırılmasına kesinlikle izin verilmesin...

Çünkü Türkiye'deki muhalefet boşluğunu gidermenin yolu, AKP'ye benzemek için CHP düşmanı gerici çevrelere zeytin dalı uzatmaktan geçmiyor...

Tam aksine; sağcısından solcusuna, dindarın muhafazakarına, Alevisi'nden Sünni'sine kadar, bu ülkede bölünmez bütünlükten, bayraktan, Atatürk'ten ve laiklikten yana olan her inanç ve etnik gruptan insanları kucaklayan bir CHP kaçınılmazdır...

Madem AKP, "ikinci cumhuriyet" için son darbeyi vurmaya hazırlanıyor, madem gericisi, bölücüsü, döneği, liboşu, işbirlikçisi Atatürk'ün eserini yok etmek için elbirliğiyle çırpınıyor, o halde mücadele edecek CHP'nin rotası Altıok'tur, solculuktur, tam bağımsızlıktır...

CHP'nin il, ilçe başkanları, gençlik ve kadın örgütleri ve özellikle de duyarlı delegeleri her türlü kaygılarını bir kenara bırakarak CHP'yi asli gücüne ve ideolojisine oturtacak adımı atmak zorundadır... Yaşamsal görev onlarındır...

Tabii; mevzubahis olan önce vatan, sonra da CHP ise?..