20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ancak bu böyle gitmez...

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

1927’de demiryolu işçileri tarafından söylenen ilk 1 Mayıs Marşı, “Hoş geldin 1 Mayıs işçinin günü / dağıt rüzgâr gibi gönülden gamı / kara kış yansın kül olsun / kırmızı çiçekli bahar uyansın” dörtlüğüyle başlar.  

İkinci dörtlükte “Hoş geldin 1 Mayıs ey ulu münci / kurtuluş yolunun ilk dönemeci / 1 Mayıs bize şiar getirmiş / yaşasın yaşasın sekiz saat iş” denilir.  

Son dörtlük ise “İş sekiz saat, uyku sekiz saat / sonra sekiz saat ders ve istirahat / 1 Mayıs 1 Mayıs ilk dileğimiz / yaşatacak seni tunç bileğimiz” şeklindedir.  

2013’te Hasan Salih Nurcan tarafından bestelenmiş halini internette dinleyebileceğiniz bu marşın sözlerinin kime ait olduğu, nasıl bir çalışma sonucu ortaya çıktığı bilinmiyor. 1927 yılının Ağustos ayında, bir Fransız şirketinin işlettiği Mersin-Nusaybin hattında başlayıp 13 gün süren “Adana demiryolu işçileri grevi”nde söylenip söylenmediği hakkında da bilgimiz yok. Ancak ne olursa olsun, bu marşın yeniden hayat bulması işçi sınıfı tarihimiz açısından oldukça önemli kuşkusuz.  

Bugün dilimizden düşmeyecek, kulaklarımızı dolduracak, ülkenin dört yanında yüz binlerce insan tarafından söylenecek “1 Mayıs Marşı” konusunda ise oldukça net bilgilere sahibiz. Aydınlıkçıların Türkiye işçi sınıfına ve sosyalizm tarihine armağan etmiş olduğu bu eşsiz marşın doğuş öyküsü, tıpkı Nâzım Hikmet’in “Aydınlıkçılar” şiirinin görmezden gelinip unutturulmak istenmesinde olduğu gibi zaman zaman karartılmaya çalışılsa da neyse ki yakın tarihten söz ediyoruz ve her şey gün gibi ortada.  

Kısaca anımsayalım... 

Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), 1974’te Maksim Gorki’nin ünlü “Ana” oyununu Brecht’in uyarlamasıyla sahneye koyar. Oyunun müziklerini devrimci sanatçı Sarper Özsan yapacaktır. Özsan, Brecht’in söz yazmamış olduğu bir sahneye, oyunun “Kanlı Pazar” bölümüne, söz yazar ve besteler. Bu özgün söz-müzik çalışması seyirciyi çok etkiler ve kısa sürede yayılarak sevilen bir marş niteliğini alır. Yeniden düzenlenerek 1977’de ilk kez Aydınlık Korosu tarafından söylenir. Giderek meydanların malı olur. 1977’den itibaren 1 Mayısların, kitlesel gösterilerin, devrimci törenlerin vazgeçilmezi haline gelir. Ruhi Su Dostlar Korosu’nun, Cem Karaca’nın, Edip Akbayram’ın, Grup Yorum’un eliyle bugünlere taşınır. Sosyalist Parti’nin ve İşçi Partisi’nin tüzüğünde “parti marşı” olarak yer alır.  

SÖMÜRÜ DEVAM ETMEZ 

Öykünün bundan sonraki kısmı ne yazık ki biraz çetrefilli... AKP’li yönetmen Sinan Çetin’in 2010’da çektiği filmi “Kâğıt”ta arsızca film müziği olarak kullanması üzerine, bu kez telif hakkı tartışmalarıyla gündeme gelir 1 Mayıs Marşı. Sarper Özsan, marşın o filmde kullanıldığından haberdar olmadığını, zaten tüm haklarını bir süre önce Kalan Müzik şirketine sattığını açıklar. Ortada telif hakkı ihlali olmadığı da anlaşılır. Çünkü Sinan Çetin parayı bastırmış ve 1 Mayıs Marşı’nın filmdeki kullanım hakkını Kalan Müzik’ten satın almıştır.  

Kalan Müzik, kuşkusuz ki değerli çalışmalar yapan, ülkemiz müziğini arşivleyen, alanındaki birikime sahip çıkan bir kurum ama sonuçta ticari bir şirket... Dün Sinan Çetin’e sattığı 1 Mayıs Marşı’nı yarın daha da beterine satmayacağının hiçbir garantisi yok. Örneğin bir bankanın reklam filminde “jingle” olarak dinleyebilir miyiz 1 Mayıs ezgisini? Neden olmasın, pekâlâ dinleyebiliriz...  

Ancak bu böyle gitmez...  

1 Mayıs Marşı, ticari bir mal değildir, hiçbir zaman da olmamıştır, alınıp satılamaz. Yapılan yanlıştan dönmek, Aydınlıkçı kültürle yoğrulmuş usta müzisyenimiz Sarper Özsan başta olmak üzere hepimizin boynunun borcudur.  

Tüm Aydınlık okurlarının 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun.