Ankara-Şam hattı açılıyor mu?

Bölgede Türkiye eksenli gelişmelere dikkat.
Karmaşık bir süreçten geçiyoruz.
İç içe geçmeler var. İnişli çıkışlı. Zikzaklı.
Özellikle de katmanlı.
***
Sürecin stratejik karakteri belli.
ABD cephesi kaybediyor.
Fakat bilelim.
Bir: Süreç henüz bitmedi.
İki: Bedel ödüyoruz, ödeyeceğiz.
Derdimiz: Maliyeti azaltmak.
Yani: “Sıfır bedel”li çözüm yok.
***
Kendime biçtiğim rol basit.
Bir: Gelişmeleri yakından izlemek.
Yani: Her aşamanın olgularına dokunmak.
İki: Kişisel tespitlerimi yazmak.
***
Önce: İran’la yakınlaşma adımını yazdım.
Ahmet Davutoğlu Tahran’a gitti (5-6 Mart).
“Suriye’de federasyonu beraber önleyelim” dedi.
***
Ardından: Rusya’ya gönderilen mesaja dikkat çektim.
Tahran aracılığıyla verilmişti.
Lübnan Hizbullah kaynaklarının “mesaj” yorumu iddialıydı.
“Türkiye mesaj gönderdi. Rusya Suriye’den güç fazlasını çekti.”
Aydınlık’ın manşeti “devam”ı gibiydi (9.4.2016).
Söylenen: Sergey Lavrov’un Ankara ziyareti masadaydı.
***
Komşularla yakınlaşma çabaları kritik.
Suriye krizinin başından (2011) beri ilk.
Düzeltme çabasında sadece AKP’yi görmek eksik olur.
Anlaşılan: Türkiye’nin temel dinamikleri harekete geçmiş durumda.
***
“Yakınlaşma” arayışında eksik halka Suriye.
İster “işin doğası” diyelim. İster “eşyanın tabiatı”.
Mantıkî sonuç: Süreç Şam’a da uzanmalı.
Yani: Ankara-Şam hattı bir biçimde tekrar açılmalı.
***
Bir süredir Suriye muhalefetinin nabzını almaya çalışıyorum.
Şu: “Ilımlı” denip Cenevre’ye çağırılanların.
Ciddi iddialar konuşuluyor.
İhtiyatlı bakıyorum.
Fakat: Bazılarına değinmek gerekiyor galiba.
***
Öncelikle “geçiş dönemi” meselesi: Esad’lı mı, Esad’sız mı?
Muhalefetin resmî görüşü: “Esad’lı geçişe hayır” şeklinde.
Fakat konuşulanlar farklı.
Dedikleri:
Bir: “ABD ve Rusya, Esad’lı geçişte anlaştı.”
İki: “Aslında Türkiye de razı oldu.”
Üç: “Biz, yüksek sesle hayır demeye devam edelim.”
“Fakat: Kendimizi Esad’la çalışmaya hazırlayalım.”
Gördüğüm: Muhalefet bugünden Şam’la “temas” kurarsa şaşırmayın.
***
Daha ileri düşünceler de var.
Mesela terörle mücadelede.
“Bir gün Suriye rejiminin ordusu ile ÖSO birleşirse...”
“DAEŞ ve yabancı güçlere karşı savaşırlarsa şaşırmayın.”
ÖSO malum: Özgür Suriye Ordusu. “Ilımlı” muhalefetin silahlı gücü.
***
Hatırlatalım:
Arap ve Türkmen muhalifler üniterci.
Federasyona, bölünmeye karşılar.
Bu çerçevede Esad’la birleşmek bile artık gündemlerinde.
***
Anlamaya çalıştım: Ankara-Şam hattında birşeyler mi oluyor?
Haberler çıkmaya başladı.
Muhalefetin “bilgisi” olmayabilirdi. Fakat “kokusu”nu almış olabilirlerdi.
“Temas”, onlar için de ihtimal dahilinde.
Bir yerde “kaçınılmaz istikamet” görülüyor.
***
Onlara göre: Bazı gelişmeler, “temas”ın işareti.
İki olaya dikkat çekiyorlar.
Birincisi: Alpaslan Çelik’in tutuklanması.
“Rus uçağından düşen pilotu ben vurdum” diyen şahıs.
“Rusya’ya, Suriye’ye mesajdır. Adresine de ulaşmıştır.”
***
İkincisi: Lazkiye’den bilindik bir isim.
“Türkiye rahatsızdı.”
“O şahıs artık ortalarda yok.”
“Bu da Türkiye’ye mesajdır.”
“Demek ki: Ankara’nın direkt ya da dolaylı talebi vardı.”
“Böylesi işlerin olgunlaşması için zaman gerekir.”
“En az 3 ay önceden başlamıştır.”
Şimdilik bu konuda yorum yapmak istemiyorum.
***
Son söz: Sahada bir şeyler oluyor.
Fakat süreç kör topal ilerliyor. Brüt, sorunlu.
Çünkü: İşin merkezinde AKP var.