24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ankara’nın da Şam’ın da PR’siyiz

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Yıllar önce Şam’da nadiren seyrettiğim “öyle bir geçer zaman ki” Türk dizisinde Türk aileyi “yıkan” kadın rolünü sanatçı Willma Elles canlandırmıştı. Alman ve Türk vatandaşı. Babası bir Alman Büyükelçisiymiş.
Willma Elles için ‘önce Müslüman oldu ve başı örtülü gelinlik ile imam nikâhı kıydı’ diye yazıldı. İkizleri var. Analı babalı sağlıklı büyüsünler. İslam-i usullere göre evlenen Elles “Mehir” amme tabirle “başlık parası” talebinde bulunmamış. Zaten gelinlik fotoğrafı dışında tesettürlü halini gören olmamış. Öyle bir devran ki, hele ki önemli bir emlak holdinge gelin gittiyseniz, “muhafazakâr” sulta ve peşi sıra gelen “muhafazakâr” kitleyi ancak “muhafazakâr” görüntülerle kendinize “muhafaza” edersiniz. Din getirimi ve nüfuzu yüksek bir meta ve ticari çıkarınızı iyi “muhafaza” eder.

MUHAFAZAKAR ALMAN GELİN
“Muhafazakar” Alman gelinimiz, Almanya’nın etkili kamu TV kanalı ARD’ye davet edilmiş. Konuşmasında darbe sonrasında Türkiye’nin yanında yer almayan Almanya hükümetini eleştirmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunmuş. Türkiye’ye yaptığı hizmetleri anlatmış. Almanya’da en çok satanlar arasında yer alan medya aynı kaynaktan servis edilmiş gibi gelinimiz için manidar bir ibare kullandı: “Ankara’nın PR bölümünden gönderilmiş”. Tesadüf müydü?
Bir zamanlar yere göğe sığdıramadığı, demokrasi ve özgürlükler için mücadele ediyor dediği Erdoğan’ı şimdi ne oldu da yerden yere vuruyorsunuz? Gördü görmedi babasınınkini gördü bayıldı misali aniden diktatörlüğünü keşfediyorsunuz? Suriye’de bu eşeği beraber gömmediniz mi? 6 senedir devam eden Suriye yalanlarında, kumpaslarında, yıkımlarında, talanlarında, ölümlerinde sizin payınız küçük mü?

BÖLÜCÜLÜĞÜN VATANI ALMANYA
Son günlerde Almanya hükümeti ve basını, Erdoğan’ın İslami terör örgütlerine destek verdiği, Almanya’dan Suriye’ye giden radikal dinci militanların çoğunun Türk kökenli olduğunu tedavüle sokması tesadüf mü? Bölücü Kürtçü ve solak örgütlerin ve dini-dar faşist yapılanmaların vatanı Almanya değil mi?
Henüz Erdoğan siyaset sahnesinde yokken Almanya’nın 30- 40 senedir Suriye’nin en radikal dinci yapılanmalarına ev sahipliği yaptığı bilinmiyor mu? Almanya’dan birçok lejyonerin, ajanın kollarına YPG bandajı koyarak Suriye’de savaşan ve not alan militanları için ukala kibir abidesi Alman hükümeti ve basını ne diyor? Medya Willma Elles için “Marslı Alman” tabirini kullanmış. Yani Türkiye ve Erdoğan’a “Fransız’sın” demeye getirmiş. O Fransız ise siz ne markasınız? Siz Venüslü Alman mısınız?
“Ankara’nın PR bölümünden gönderilmiş” ibaresini okuyunca, yıllar önce “Şam’dan PR bölümünden gönderilmiş” biçiminde benim için ilk kullanılan ifadeyi hatırladım. PR (Public Relations-Halkla İlişkiler) demek. Bu ibareyi “Gazeteci” süslüman, fitne-fesat fatihi ismini taktığım Fatih Tezcan adında bir acınası mahlûk kullandı.6 Eylül 2011 tarihinde “özenle” hazırladığı ve emniyetteki güvenilir kaynaklarının, ilişkide olduğu teröristlerin kulağına fısıldadığı yalanlarla hazırladığı müthiş fesat ve fitne dosyasında;
“Tü’de yapılmasıplanlanan özellikle Alevi darbelerin fikir babası,Esad rejiminin, katliamlarınımeşrukılmakiçinTürkiye’yeyönelikPR (Public Relations-Halkla İlişkiler) faaliyetlerden sorumlu, Türkiye’deplanlanan Alevi-Sünniçatışması” ve daha nice iftirayı paylaştı. Hedef gösterdi. Savcıları göreve çağırdık. FETÖ gerekçe olabilirdi. Şimdi tekrar göreve çağırıyoruz ve bu müfteri Fatih Tezcan hakkında buradan suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu iftiraları neden ve kimin adına yaptığı araştırılsın Fetö temizliğinde önemli bir araç oluşturacaktır.

ÖZÜR TALEBİ!
Kendisi, FETÖ medyası, bilumum solaklar, Kürtçüler, Türkçüler, Arapçılar, Sünniciler, Aleviciler velhasıl bilumum dini-dar ve vizyonu-darlar, emniyet ve istihbaratı işgal etmiş Fetö mensuplarının servis ettiği dezenformasyonla freni patlak kamyon raydan çıkmış tren misali hayasızca saldırdılar. Bu saldırılarda dost kabul ettiğimiz Odatv ve bir internet haber sitesinde yazan Ömer Ö. adındaki zatta maalesef fena istismar edildiler. Bir özür veya özeleştiri talebimiz var.
Bu hayâsızca saldırıların hedefinde Ankara ve Şam’ın PR’si olmamız esas sebeptir. Üst-akıl, Ankara-Şam birlikteliği bozulmadan bölgenin teslim alınamayacağını gayet iyi biliyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, onlar tarihin tozlu rafları ve büyük olasılıkla çöplüğünde fitne -fesat ve yalanlar pisliği içinde debelenecekler. Bizler Ankara ve Şam’ın PiRi’si olmaya devam edeceğiz.