25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Arap kâbusunun gazı: Katar

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Katar devleti bir Anglo-ABD ürünüdür. Coğrafyasının ezici çoğunluğu çöldür. Geleneksel olarak balıkçılık ve Körfezden inci çıkartarak geçimlerini sağlayan bölge aşiretlerinin kaderi, “1940’ta ortaya çıkartılan petrol ve gaz ile köklü bir değişiklik yaşadı. İngiltere’nin hediye ettiği ‘bağımsızlık’ ilanı olan 1 Eylül 1971 tarihi, Katar Devletinin resmi olarak doğduğu gündür. Arap yarımadasını paramparça eden İngiliz cetvelinin yarattığı Katar coğrafyasında bugün yabancılar dâhil 2 milyon kadar insan yaşamaktadır. Bu sayının 1,5 milyonu başkent Doha’da ikamet etmektedir. Katar Arapları kendi ülkelerinde azınlıktadır. Katar’da her beş kişiden dördü dünyanın farklı ülkelerinden, ama özellikle Hindistan ve Pakistan’dan çalışmaya gelen yabancılardan oluşmaktadır. Ülkenin yüzde 60’ı hâkim aşiretlerin mensubu oldukları Sünni mezhebin Vahhabi kolundandır. Katar ahalisinin yüzde 12-15’i Şii mezhebindendir. Ülkede yüzde 10 kadar farklı mezheplerden Hristiyan yaşamaktadır.

El-Sanistan...

El-Tamim aşiretinin bir kolu olan El-Sani ailesi, 1850’lerden itibaren Katar’ı kontrol eden hanedanlıktır. Ülkenin siyaseti, ordusu, polisi, gazı, petrolü, bankaları, devasa inşaat projeleri bu aile ve yakınlarına aittir. 2013’te Hanedanın başına getirilen 33 yaşındaki Tamim Bin Hamed Bin Halife el-Sani babası Hamed’i nazik bir darbe ile koltuktan uzaklaştırdı. Babası Hamed’te hayırlı bir evlat olmadığını ispatlamış o da 1995’te babası Halef’i bir kumpas sonucu devirmişti.

En kapsamlı Amerikan üssü

Katar, Ortadoğu’nun en kapsamlı Amerikan Hava üssüne ev sahipliği yapmaktadır. El-Udeid üssü, ABD Merkezi Komutanlık, ABD Hava Kuvvetleri Merkezi, 83 ve 379 nolu Hava Keşif Kuvvetleri ile ABD Hava Kuvvetlerinin ana karargâhıdır. Bu mekânda 10 bin ABD askeri personeli görev yapmaktadır. Askeri personel dışında özellikle başkent Doha’da 8 bin ABD’li vatandaş yaşamaktadır. Eğitim sektörü ağırlıklı olarak İngiliz, ABD ve Kanada rahmeti altındadır. Yemek ve eğlence kültürü bir İngiliz-ABD sürümüdür. Vahhabi Katar’da, gece kulüpleri, içki, uyuşturucu, fuhuş ve kumar “Müslüman” olmayanlara helal. Ancak, komşuda pişer Vahhabilere de düşer misali, ezici çoğunluk bu bataklıktan nemalanıp beslenmektedir. Katar dışındaki ülkelere kan ve karanlık götüren Vahhabizm, bu ülkede yaşanılan her türlü ahlaksızlığa karşı süt dökmüş kedidir. Paranın gücü burada, Vahhabi şeyh ve fetva makamlarını susturabilen hikmeti büyük sihirli bir değnek misalidir.

Dünyanın en zenginlerinden

Katar, 25 milyar varil petrol rezervi ile takriben 57 sene daha petrolden gelir sahibi kalacak. Dünyanın üçüncü büyük doğalgaz rezervine haiz olan Katar, ortalama kişi başına düşen en büyük gelir ile dünyanın en zengin ülkeleri arasındadır. Bu fahiş zenginliğin hanedanlığın üyeleri arasında piramit misali bölüşüldüğü gerçeği dikkate alındığında, bir elde toplanan bu muazzam servetin nelere kadir olabileceğini tahmin etmek zor değil. Katar’ın başkenti Doha başta olmak üzere ülke, insan hayalinin ve para gücünün yaratabileceği her sektörden projelere haiz. Paranın kudreti ile 2022’de Dünya Futbol turnuvasını satın alabildi. Dünyanın her yerinde muazzam yatırımları var. Katar, diğer Körfez ülkeleri misali, kısa zaman içinde elde edilen ithal zenginlik vasıtasıyla, insan ile parayı buluşturmuş ancak sıcak insani ilişkilerden mahrum bıraktığı yerin adı olmuştur. İnsan, devasa ve korkutucu gökdelenlerin gölgesi altında kendisini, oksijen, su ve ruhun olmadığı yeni bir gezegende yaşıyor sanır.

El Cezire TV ve Şii-Sünni kışkırtması

Bu duygu yoksunu mekânı şirin gösteren en önemli medya kuruluşu şüphesiz El-Cezire TV’dir. 2003 Irak işgali ile ABD’nin Siyonist medyası CNN’e karşı bir “Arap devrimci kanalı” olarak tedavüle sokulan El-Cezire Arap ve İslam ümmetinin bağrına bir hançer gibi girecekti. Çok farklı dillerde yayın yapan bu TV sonunda El-Cezire Türkçeyi de yayın hayatına soktu. Katar, parası, silahı, propagandası ve fetvası ile Arap Kâbusunun (Baharı) her aşamasında olmuştur. İsrail ile ticari, askeri, güvenlik ve her türlü istişare içinde yer almıştır. Kaddafi’yi katleden ve Libya’yı işgal eden kuvvetler arasında yer almıştır. Dünya Münafık “Müslüman” Kardeşler Örgütleri, Mısırlı Şeyh Kardavi, Halit Meşal, eski İsrail Knesset üyesi Filistinli asıllı solak Azmi Bşera ve her türlü satılık kaleme ev sahipliği yapmıştır. Sünni-Şii savaşı için her türlü kumpasın içinde olmuştur.

Suriye’de duvara tosladı

Arap Ligi üyelerini satın alıp bu ligi kuran Suriye’nin üyeliğini askıya almıştı. Suriye’ye savaş kararı çıkartmak için Rusya ve Çin’e rüşvet teklif etmiştir. İngiltere, İsrail, ABD ve Erdoğan-Davutoğlu rejiminin can simidi olan Katar hanedanlığı Suriye’de duvara toslamıştır. Suriye ile anlaşmak için gizli heyetler göndermektedir. Suriye muhalefeti için büyükelçilik açan, özel askeri savaş uçakları ile Türkiye üzerinden silah ve militan gönderen, milyarlarca dolar servet harcayan, El-Cezire TV’yi Suriye için bir yalan makinesine dönüştüren, “pragmatik” ABD’nin yavrusu “pragmatik” Katar, Suriye surlarında iflas etmiştir. ABD ve İngiltere’nin telkinleri ile Rusya ve İran ile müzakerelere başladı. Arap kâbusunun gazı Katar ve El-Cezire TV, Türkiye’nin yeni kâbusu olur mu?